08.11.2018 / Gaffar Yakınca - Mehmet Akif Kime Ait?
“Andımız” tartışması devam ediyor. Biz Türk olmaktan, doğru olmaktan, çalışkan olmaktan vazgeçmeyeceğimize, Batının ileri kolu gibi çalışan kimi unsurlar da bunlara düşmanlık etmekten vazgeçmeyeceğine göre, bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.
Fakat, ne kadar sürerse sürsün bu gerilimin galibi şimdiden bellidir. Yüz yıl önce olduğu gibi bugün de, Türklükten, doğruluktan, çalışkanlıktan yana olanlar kazanmıştır. Çünkü, Bakanlığın okullarda “Andımız”ı okutmamaya devam etmesi, hukuka aykırı bir iş olmasının ötesinde, asıl toplum vicdanında mahkum edildi. Türkiye’nin her yerinde, başta gençler olmak üzere, insanlar, “Andımız”ı, “İzmir Marşı”nı, “İstiklal Marşı”nı okuyor, halkın kendi öz varlığına gösterdiği sevgi okullardan sokaklara, çarşılara taşıyor. Dolayısıyla tartışmaya noktayı mahkemelerden önce millet koymuş oldu.
Mehmet Akif Kime Ait?
Öte yandan, konu gelip “İstiklal Marşı”na ve Mehmet Akif’e dayanınca başka bir boyut daha kazandı. Bu bahsi ilk kim açtı bilmiyorum, ancak ben Mehmet Akif’in bu tartışmaya dahil edilmesinden son derece memnunum. Çünkü “İstiklal Marşı”mızdaki “Sana yok ırkıma yok izmihlal” dizesi ile “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” cümlesi arasında ruh olarak milim fark yoktur, her ikisi de aynı fedakarlık ve sevginin ürünüdür. Mehmet Akif’in bu mısraları “o dönemin koşulları altında yazdığını” söylemek, hem Akif’e hem “Kurtuluş Savaşı”mıza hakaret etmektir. Daha önce de yazdığım bir şeyi tekrar edeyim: “İstiklal Savaşı”mızın beyni Atatürk ise kalbi de Mehmet Akif’tir. O’nun yüksek düşüncesini “mazur görülmesi gereken bir araz” olarak göstermeye kalkmak kimsenin haddi olamaz.
Bu tartışmaların bir yerinde Sayın Cumhurbaşkanı, “Ne Akif’i bunlarla paylaşırız, ne ‘İstiklal Marşı’mızı” şeklinde bir cümle kurdu. Konuşmanın genelinden kim olduğunu çıkaramadığım -muhtemelen CHP’li- bir siyasetçi ile tartışıyor olmalı. Bu kısmı beni ilgilendirmiyor, siyasette bir sürü laf oyunu olur, biz ise ülkenin ve milletin gerçeklerine odaklanmak ve siyasetçileri-devlet adamlarını bu bakışa davet etmek zorundayız. Dolayısıyla şu hatırlatmayı yapmak zorundayım: “İstiklal Marşı”mız da Mehmet Akif de belirli bir zümrenin ya da görüşün tekelinde olamaz. Bunlar, tıpkı bayrağımız gibi (ve tıpkı ‘Andımız’ gibi) milletimizin ortak değerleridir, üzerlerinde mülkiyet iddiasına girişmek, milletin birlik ruhunu zaafa uğratır.
Sol Bir Gazetede Mehmet Akif
Elinizdeki gazete “Aydınlık”, Türkiye’nin en köklü sol tandanslı yayın organıdır ve bakın bu gazetede her perşembe yayınlanan bu köşenin adı nereden gelmektedir: Bu köşe ismini Mehmet Akif’in bir şiirinden almıştır.
Akif’in “Yeis Yok” şiirini böyle bir siyasi yazının devamında değil, çok daha derinlikli bir yazı da ele almayı arzu ederim. Şimdilik, şiirin “Kurtuluş Savaşı”nın şafağında, memleketin en karanlık günlerinde, işgal İstanbul’unda yazıldığını belirtelim ve bir iki mısraını paylaşmakla yetinelim:
“Afakına yüklense de binlerce mehalik,
Batmazdı bu devlet, ‘batacaktır!’ demeyeydik.
Batmazdı, hayır batmadı, hem batmayacaktır;
Tek sen uluyan ye’si gebert, azmi uyandır.”
Bugün de her yerde “bu ülke batsın” diyen baykuşlar öterken, ye’si öldürmek için yapmamız gereken bölmek değil birleştirmek olmalıdır.
“Andımız”a karşı kampanyanın başını çekenlere bir bakın. Bunların sadece Atatürk’e değil, aynı zamanda “İstiklal Marşı”na ve Akif’e de düşman olduğunu göreceksiniz. “Abant Belgeleri”nde, FETÖ’nün gazetelerinde, liberallerin AB’den ABD’den fonlanan yayın organlarında, “Soros Vakıfları”nda, “PKK yayınları”nda “Andımız”a karşı hep aynı hakaretlere, aynı bölücü sözlere yer veriliyor. Böylesi bir ortamda “Andımız”ın ruhunu tartışmaya açmak vahim bir hatadır, tuzaktır. Çünkü hemen arkasından “İstiklal Marşı”nı, bir adım sonra Türk bayrağını tartışmak zorunda kalırsınız. Devletin her kademesinin bu şuurla hareket etmesini, siyasi tartışmaların heyecanı ile “bu ülke batacaktır” diyen uğursuzlara cesaret vermemesini ümit ediyoruz.
Aydınlık Gazetesi - 08.11.2018, Perşembe
