20.11.2018 / Cem Zeren - Groningen


     İsveçli yönetmen Holm’un ödüllü çarpıcı filmi “A Man Called Ove” sevdasının peşinden giden bir adamı anlatır. Ove kadar iddialı olmasam da, spor tutkum ve “Karşıyaka” sevdam sayesinde ben de geçtiğimiz hafta kendimi Groningen’de buldum.


 

     “FIBA Europe Cup”ta “Karşıyaka”nın rakibi Hollanda’nın son yıllarda kendi sahasındaki başarılı sonuçlarıyla dikkat çeken takımı “Donar Groningen”di. “Donar”, bu sezon “Şampiyonlar Ligi” ön elemesinde Priştina’ya 20 sayı farkla yenilip sahasında 25 sayı fark atıp tur atlamıştı, “FIBA Europe Cup”ta da sahasında henüz maç kaybetmedi. Geçtiğimiz sene sahasında oynadığı tüm maçları kazanıp “Europe Cup”ta yarı final oynamayı başardı; evinde Portel ve Antwerp ile birlikte Bosna’yı 94-56, Cluj’u 92-72, Keravnos’u 109-69, Mons-Hainaut’tu 96-72, yine Cluj’u 103-76, Mornar’ı 101-74 yendi. Yarı finalde de geçtiğimiz senenin şampiyonu Venedik’i 83-80 yendi. Groningen yolculuğu sayesinde, bu mucizenin sırrını öğrenecektim.


 

     Şehrin duvarlarında neredeyse 20 metre genişliğinde “Donar-Pınar” ilanı vardı. Bir maç kamu alanlarında duyurulur mu? Üstelik belediye başkanının fotoğrafı olmadan! Salon, kültür ve sanat amaçlı kullanılan “MartiniPlaza”nın içinde. Binanın giriş kısmı, kapısı dahil modern sanat eserlerinden oluşuyor, duvarlarda farklı ressamların eserleri var. Neredeyse her akşam ya bir konser ya bir tiyatro gösteriliyor. Bir binanın içine tiyatro ve konser salonlarını ve 4350 kişilik spor salonunu sığdırmışlar. Maç günü salonda tek bir koltuk bile boş değildi. Maçın başlamasıyla en az 4.300 kişi sanki tek kişiymiş gibi tempo tuttu. Aynı anda tüm salon ayağa kalkıyor, aynı anda bağırıyor, aynı anda susuyordu. Groningenliler basketbolu Karşıyakalılar kadar bilmese de, daha örgütlüler.


 

     ………………………………



     Aydınlık Gazetesi - 20.11.2018, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5765056
Online Ziyaretçi Sayısı:5
Bugünlük Ziyaret :397

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.