01.12.1997 / Turgut Güran - Zehra Yıldız’ın Ardından


     Geçen ay çok genç yaşta, gerçek bir sanatçıyı, çok önemli bir sopranoyu, dünya çapında bir opera sanatçısını yitirdik.


 

     “İstanbul Devlet Operası”nın seçkin sanatçısı Zehra Yıldız, Almanya’nın Heidelberg kentinde geçirdiği bir beyin kanaması sonucu, yoğun bakımdan çıkamayarak 41 yaşında yaşama veda etti.


 

     Zehra Yıldız’ın beklenmedik ölümü, sanat dünyamızı yasa boğdu.


 

     Sanatçımız uzun süreden beri mesleğinin zirvesinde, başarısının doruğunda idi.


 

     Leyla Gencer O’nun için, “O, bizde, bizim sahnelerimizde, bir tane, O’nun gibisi yok” demişti.


 

     Son olarak Puccini’nin “Tosca” operasında, olağanüstü bir başarıyla “Tosca”yı canlandırmıştı.


 

     “Uçan Hollandalı”, “Aida”, “Salome” operalarından sonra, “Tosca”da üstün yeteneğini bir kez daha ispatlamıştı.


 

     Zehra Yıldız, 1988’de, “Ettore Bastianini Uluslararası Şan Yarışması”nda gümüş madalya kazandı.


 

     “İstanbul Devlet Operası” yönetimi, 1990 yılına kadar bu değerli sanatçıyı, kimi kişisel nedenler ve belki ucuz politikalar nedeniyle göz ardı etmişti.


 

     Ancak 1990 yılından sonra hakkı olan yerini aldı “İstanbul Devlet Operası”nda.


 

     17 Aralık Çarşamba günü, sanatçımız için “Atatürk Kültür Merkezi” bir tören düzenledi.


 

     “Atatürk Kültür Merkezi” büyük salonunu, opera sanatçıları dışında, toplumun her kesiminden, her meslekten halk doldurmuştu.


 

     Törende bulunanlar arasında Kültür Bakanı İstemihan Talay da vardı.


 

     Ayrıca çok geniş bir kameraman grubu hazır bulundu.


 

     Medya’nın göstermiş olduğu bu magazin ilgi, törende bulunanları gerçekten öfkelendirdi.


 

     Medya, sanatçılarımızın, gerçek sanatçılarımızın başarıları, salt bizim değil, dünya sanat çevrelerinin de dikkatini çeken başarıları üzerinde hiçbir zaman durmadı, durmayı düşünmedi.


 

     Çağdaş evrensel değerlerimizin medya tarafından yok bilinen bir dönemi yaşıyoruz.


 

     Kimi zaman ucuz sanatı alkışlıyor, ucuz ve yoz olanı baş tacı ediyoruz.


 

     Gerçek sanatçlarımızı onurlandırmak, korumak, kimsenin aklına gelmiyor, yazık ki.


 

     Ne medyanın ne de “Kültür Bakanlığı”nın.


 

     Gerçek uygar ülkeler sınıfına girmekse amacımız, değer ölçülerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekir.


 

     Zehra Yıldız için yapılan törende, Kültür Bakanı İstemihan Talay da bulundu.


 

     Kültür Bakanımız, bugüne dek kaç orkestra konserini, kaç opera temsilini izledi acaba?


 

     Göstermiş olduğu bu ilgi gerçek ilgi mi yoksa politik bir ilgi mi?


 

     Zehra Yıldız’ın cenaze töreninde bulunması, gerçek sanatsever bir bakanın değil de bir politikacının bir davranışından başka bir şey değil gibi geliyor bize.


 

     Politikacılarımızın sanatçılarımızla, sanat kuruluşlarımızla yakından ilgilenmelerini isterdik.


 

     Salt cenaze törenleri ile değil.


 

     “İstanbul Devlet Operası”nın yeni eser sahnelemek için maddi olanaklardan yoksun olduğunu, sponsorlara başvurmak zorunda kaldığını bilir mi acaba Kültür Bakanımız?


 

     “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası”nın “İstanbul Filarmoni Derneği”nin desteği olmaksızın konser vermek değil, bilet gişesini bile açabilecek durumda olmadığının farkında mı acaba Kültür Bakanımız?


 

     Sanatçılarımızın cenaze törenlerinde bulunması elbetteki önemli.


 

     Ama salt bununla yetinirse, içimize bir takım kuşkular girer.


 

     Sanat kurumlarımıza, sanatçılarımıza gereken önemi, desteği vermeyen “Kültür Bakanlıları”nın amacı ne olabilir acaba?


 

     ___________________________________



     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Müzik Dergisi”nin 36. Yıl, 287. Sayı ile Aralık 1997 tarihinde basılan nüshasının 5-7. sayfalarından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5799170
Online Ziyaretçi Sayısı:26
Bugünlük Ziyaret :349

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.