02.03.2020 / Önder Ege - Roger Vadim ve Allah Kadını Yarattı
Roger Vadim ismini çok henüz küçük yaşlardayken ilk kez annemden duymuştum. 1970’li yılların başlarıydı ve sanki başka bir zaman diliminde yaşanan anılardı.
Şanslı bir çocuk olduğumu düşünüyorum, çünkü babam sıkı bir sinema izleyicisiydi, annem ise özellikle magazin haberlerini asla kaçırmayan bir gazete okuru. O dönemde, Roger Vadim, aşkları ve evlilikleri ile daha çok bir magazin figürü olarak gazetelerde yer alıyordu. Oysa o magazin figürü imajının ardında kalmış, ilginç bir film yönetmeniydi.
Fransız film yönetmeni, Roger Vadim Plemiannikov Paris’te doğdu. 11 Şubat 2000 yılında öldüğünde ise 72 yaşındaydı. Vadim, geride beş evlilik, güzel kadınlarla yaşanmış aşklar ve bir avuç tartışmalı film bıraktı. Babası eski bir Beyaz Rus subayıydı ve Ukrayna’dan göç ederek Fransız vatandaşı olmuştu. Vadim’in babası sonra Kahire ve Mersin’de Fransız başkonsolosu olarak görev yapmış ve o henüz 9 yaşındayken vefat etmişti. Bu nedenle, Vadim’in oldukça kısa bir süreden ibaret olan Mersin’deki yıllarına dair pek fazla bilgi ve belge ne yazık ki bulunmamaktadır.
Yıllar önce, deneyimli gazeteci Ersin Ramoğlu, Roger Vadim’in çocukluğunun Mersin’deki izini sürmüştü. Hatta sevgili Ramoğlu’nun, 10 Nisan 2016 tarihli “Sabah-Güney Gazetesi”nde bu konuda bir köşe yazısı da yayınlanmıştı. Fransa’nın Mersin Konsolosu Igor Nikolaevich Plemiannikov ve fotoğraf sanatçısı eşi Marie Antoinette Ardilouze, Mersin Çamlıbel’de bulunan ve köklü bir aile olan Şaşatiler’e ait evi bir süre konsolosluk lojmanı olarak kullanmışlardı. Böylelikle, küçük Vadim Mersin’de çok farklı kültürler arasında bulunma fırsatını yakalamıştı.
Roger Vadim kimdi? O sıra dışı biri değildi belki ama kompleksli bakışların küçümseyici tavırlarını da hak etmiyordu. Filmlerinin çoğu sinema eleştirmenlerine göre saçmalıktı, ama o Brigitte Bardot (BB) ile 1956 yılında “Ve Allah kadını Yarattı” filmini çekti ve BB efsanesini yarattı. Film belki sıradan gibi görünüyordu ama sıra dışı olan Bardot idi. Muhteşem çekiciliği ile her sahnede parıldıyordu. Bu güzelliği perdeye yansıtan ise Vadim’in gözleriydi şüphesiz ki. Bu bile tek başına tarih yapıcı bir özelliktir.
Roger Vadim, parti canavarı çoğu erkeğin sadece bir gece beraber olabilmek için, en azından bir parmaklarını feda edebilecekleri üç muhteşem kadın ile hayat arkadaşlığı yaptı. Bu kadınlar, Brigitte Bardot, Jane Fonda ve Catherine Deneuve idi.
Bir yönetmen olarak, Roger Vadim, şehvetli, bazen avangard filmleri ile sinema tarihinde yerini almıştır. Belki de O’nun şehvetli ve bazen avangard yaşam tarzı ile filmleri arasındaki ilinti, Vadim’in sinemacı kimliğinin gölgede kalmasına neden olmuştu. Özellikle, Vadim’in Jane Fonda ile birlikte 1968 yılında kotardığı “Barbarella” filmi, genellikle kitch ve bir bilim kurgu klasiği olarak kabul edilir. Diğer dikkat çeken filmleri arasında “Les Liaisons Dangereuses”(Tehlikeli İlişkiler, 1959) ve “Don Juan” (1973) yer alır. Son döneminde başarısız ve ses getirmeyen birkaç filme daha imza atan Vadim, bu satırların yazarı için, hem yönetmen olarak, hem de kadınlar ile olan ilişkileri bakımından saygıyı hak eden bir kişiliktir.
En verimli çağında vefat gazeteci-yazar Melinda Camber Porter, yazmış olduğu “Bardot, Deneuve, Fonda: The Memoirs of Roger Vadim” kitabında, bu sıra dışı yönetmenin biyografisini yalın, önyargısız ve samimi bir üslup ile okurlar ile buluşturmuştu. Bu vesileyle, Vadim ve Porter için toprağı bol olsun ve huzur içinde yatsınlar diyoruz.
Aydınlık Gazetesi - 02.03.2020, Pazartesi