04.09.2015 / Turna Ezgi Toros - Türkiye’nin İlk Müzik Köyü
Bu yaz Muğla’nın genelde tatil köyleriyle tanıdığımız ilçesi Fethiye’de bambaşka bir köy kuruldu: “Müzik Köyü.” Türkiye’de bir ilk olan proje, 25-30 Ağustos tarihleri arasında Fethiye’nin “Yanıklar Köyü”ndeki “Kerpiç Evler”de gerçekleşti. Bir “Anadolu Kültürleri Araştırma Topluluğu” projesi olan “Müzik Köyü”nün proje koordinatörlüğünü Aytaç Gökdağ, sanat yönetmenliğini Emre Dayıoğlu ve etkinlikler koordinatörlüğünü de Mehmet Günay Eser üstlendi. “Anadolu Kültürleri Araştırma Topluluğu” şimdilik yaklaşık sekiz kişilik kadrosuyla Eren Şahin, Aytaç Gökdağ, Şahin Yaldız, Mehmet Günay Eser, Emre Dayıoğlu, Refika Armağan Altunışık, Levent Sarı, Burak Bahadır Akın ve Turna Ezgi Toros ile topluluğa destek veren Cenk Güray gibi akademisyenler ve Uğur Önür gibi sanatçılardan da oluşuyor.
“Müzik Köyü”nün 60’dan fazla katılımcının yer aldığı etkinliklerde İsrail, Avusturya gibi ülkelerden de katılım mevcuttu. Bu sene ilki gerçekleşen köyde, tür ve konsept olarak ağırlık yerel müzik gelenekleri ve “Teke Yöresi”nde idi. Üçtelli, kabak kemane, sipsi, bağlama gibi çalgılarla ilgili dinleti ve atölye çalışmalarının ağırlıkta olduğu etkinliklerde kopuz, perdesiz gitar, kaval, zurna ve def enstrümanlar da yer aldı.
Hem profesyonel hem de yerel müzisyenler tarafından gerçekleştirilen atölye ve dinletiler ile katılımcılar, enstrüman ve müzikal gelenekler konusunda çok farklı perspektiflerden bilgi sahibi oldular. Sadece katılımcılar değil, yerel ve profesyonel tüm müzisyenler de birbirlerinden sürekli bir şey öğrendiler.
İlk günün sürprizlerinden biri katılımcıları, “Müzik Köyü”nün az ilerisindeki çay kenarında bekliyordu. Akarsuyun öteki tarafında sipsi ustası Mehmet Ali Kayabaş karşıladı kitleyi ve muhteşem bir dinleti verdi, çıraklarına sipsi çaldırdı. Sonrasında ise Antalya’nın İbradı yöresindeki kadın müzikleri ve kına gelenekleri konusunda bir usta olan Gülay Diri, bu gelenekleri anlatırken defi ve eşsiz vokali ile kısa da bir dinleti yaptı.
İlk günün diğer etkinlikleri de yerel usta Vedat Karakaya’nın hoş sohbetli hegit dinletisi, çalgı ustası Yusuf Aykurt’un sunumu; Eren Şahin, Mehmet Günay Eser ve İsrailli müzisyen Gilad Weiss’in doğaçlama bağlama, üçtelli ve gitar üçlüsünün dinletisi ile Selami Çiftçi ile Gülay Diri’nin dinletisiydi. Gecenin kapanışını ise hisli vokali, kopuzu ve perdesiz gitarıyla Merih Aşkın yaptı. Aşkın’ın 2013 yılında yayınlanmış “Siret” isimli bir albümü de bulunuyor.
İkinci gün ise atölye ve sunum ağırlıklı bir program vardı İsmail Çakır’ın bağlama, Uğur Önür’ün kemane çalışmalarından sonra Deniz Yıldız da “Teke Yöresi Müzik Biçimleri ve Dilsiz Kaval İle İcra Özellikleri” ve “Türkiye’de Kaval Eğitimi ve İcracılığı Üzerine…” sunumunu yaptı. Müziğin yanı sıra halk danslarına da yer verilen günde “Boğaziçi Zeybek Topluluğu”ndan Şahin Yaldız bir zeybek atölyesi düzenledi. Geleneksel halk müzikleri araştırmacısı Mehmet Günay Eser’in Anadolu halk sazları için uyarlamış olduğu “soundpainting” çalışmasında ise tüm katılımcıların yer aldığı oldukça eğlenceli anlar yaşandı. Günün en çok tartışmaya sahne olan sunumu ise Ata Özev’in prozodi ile ilgili çalışmalarıydı.
Gecenin dinletisi ile kabak kemaneci Uğur Önür ile bağlamacı Adem Tosunoğlu’ndan geldi. Daha önce birlikte çalışmalar da yapmış olan ikili, şu an solo albümleri ve diğer projeler üzerine çalışsa da yıllar sonra yeniden beraber sahne aldılar.
Adem Tosunoğlu’nun perküsatif bağlama konusundaki çalışmaları ülkemizde bir ilk. Şelpe çalım tekniği konusunda da son derece başarılı olan bir müzisyen…
Sonraki gün yine atölye çalışmaları ve dinletilerle dopdolu geçen bir gündü. Bir önceki günün dinletisi yapan Adem Tosunoğlu ve Uğur Önür, bu kez atölye çalışmalarıyla yer aldılar. Yusuf İhsan Bodur hocanın üçtelli dinleti ve söyleşisi ile açtığı günün sonunda ise yerel efsane Ali Ulutaş üçtellisi ile sahnedeydi.
Günün önemli bir kısmını kaplayan sunum ise Doç. Dr. Cenk Güray tarafından gerçekleştirildi. “Anadolu Müzik Tarihine Genel Bir Bakış” konulu söyleşide Cenk hocaya kaynak kişi ve usta kemancı İsmet Kanavuzlar ile tanbur icracısı Deniz Şahin eşlik etti. İsmet Kanavuzlar’ın İstanbul gazino zamanlarından Muğla türkülerinin kaynak kişiliğine uzanan derin sohbeti ve eşsiz icralarıyla renklenen sunum saatlerce sürdü. Ve günün kapanışında ise sahnede hem müzisyenliği hem de derlemeciliği ile bir duayen olan Metin Kahraman vardı. Kahraman, anlattığı Munzur efsaneleri ve çaldığı parçalar ile hepimizi bambaşka boyutlarda yolculuklara çıkardı.
“Müzik Köyü”nün dördüncü gününü Merih Aşkın söyleşi ve icralarıyla açtı. Sonrasında ise yerel usta Ali Ulutaş’ın üçtelli atölye çalışması gerçekleşti. Çalgı yapımcısı Yusuf Aykurt’un temin ettiği yaklaşık 20 üçtelli ve Ali Usta’nın doğal tavırlarıyla son derece eğlenceli ve dolu geçen etkinliğin ardından Ali Bedel, zurna, sipsi ve kaval dinletisi gerçekleştirdi. “Müzik Köyü”nün de kurulmuş olduğu Fethiye’de yaşamış, üçtelli sazın öncü ismi Ramazan Güngör’ün icralarının anlatılıp incelendiği sunumu ise genç müzisyen Eren Şahin gerçekleştirdi. Gece ise Sabri Kuşkonmaz’ın Karaman bölgesinden Balkanlar’a gönderilen Karamanlıları anlattığı ve ilk defa izleyici ile buluşan belgesel “Kayadan Kopmadık” gösterimi ile sonlandı.
“Müzik Köyü”nün son günü Fethiye’nin paraşütçüleriyle meşhur Babadağ zirvesine yapılan gezi ile başladı. 1700 metre yükseklikte dinletiler gerçekleşti. Sonra köye geri dönen müzik köyü sakinleri, akşam “Yanıklar Köyü İlkokulu”nda gerçekleşecek halka açık konser için hazırlıklara başladı. Konserde yalnızca yerel ve profesyonel müzisyenler değil, köyün sakinleri de çaldı söyledi. Usta çırak dersleriyle oluşan ekiplerden solo performanslara kadar gece boyu 20’den fazla insan sahne aldı. Yaklaşık 3 saat süren konserden sonra “Yanıklar Köyü”nde “Müzik Köyü”nden hoş bir seda kaldı geriye.
“Anadolu Kültürleri Araştırma Topluluğu”nun bir projesi olarak hayata geçen “Müzik Köyü”, önümüzdeki yıllar daha çok katılımcı ve daha geniş bir müzik yelpazesi ile kapılarını açmayı bekliyor.
……………………………
https://muziklimevzular.wordpress.com sitesinden alınmıştır. - 04.09.2015, Cuma
