20.04.2020 / Cenk Erdem - Fona Para Gerisi Hava

Lady Gaga


     “One World-Together At Home (Tek Dünya-Birlikte Evdeyiz)” sloganıyla “Covid-19 Dayanışma Fonu”na aktarmak üzere 150 milyon dolara yakın bağış topladı. Eğlencesine, heyecanına değil ama asıl amacına ulaştı.


 

     “Global Citizen” ve “Dünya Sağlık Örgütü”nün, Lady Gaga ile işbirliği içinde dünyaca ünlü yıldızlarla gerçekleştirdiği dev müzik etkinliği “One World-Together At Home (Tek Dünya- Birlikte Evdeyiz)” sloganıyla “Covid-19 Dayanışma Fonu”na aktarmak üzere 150 milyon dolara yakın bağış topladı. Eğlencesine, heyecanına değil ama asıl amacına ulaştı.


 

     Etkinlik tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs kriziyle verilen topyekun mücadeleye ve sağlık çalışanlarına verdiği destek açısından gayet başarılı oldu. Ne var ki tek amaç bu değildi, tek dünya olarak biraz enerjimizi yükseltmek ve neşelenmek için şarkılara ihtiyacımız vardı.


 

     Dijital çağın gençlerinin halihazırda “YouTube” yıldızlarının canlı online etkinliklerinden tutun da “Instagram” canlı yayınlarına kadar gayet aşina oldukları online bir tabloyu hepimize efsanevi “Live Aid” heyecanıyla satan müzik buluşması akışı bile doğru ve net bir şekilde duyuramadı. Etkinliğe katılan sanatçıların da ne yayına yeni bir yaratıcılık kattıkları ne de neşe saçtıkları söylenebilir.


 

     Bu anlamda koca etkinlik bir yana, country yıldızı Keith Urban’ın performansı müthişti. Hem yaratıcılığı hem de enerjisiyle. Keith Urban’ın 1986 senesinden Steve Winwood’un “Grammy” ödüllü meşhur şarkısı “Higher Love” için “country-rock” tarzındaki yorumu enerjisi yüksek tek performanstı.


 

     Üstelik performansa yaratıcılık da katıyordu. Kendini üç ayrı gitarla “loop”a alıp tek başına orkestra yaratan Urban kusursuzdu. Böyle bir enerjiye ve neşeye ihtiyacımız var. Matem havasına, hüzünlü, duygusal şarkılara değil. Hele hele Lang Lang’in kusursuz piyanosu eşliğinde Celine Dion ve Andrea Bocelli yanında, “çıkış yapacağım, yüksek nota basacağım” diye kendini yırtan Lady Gaga’ya hiç değil.


 

     Yüzyıllardır bir caz standardı olarak benzer birçok durumda akla ilk gelen şarkı olarak söylenen “Smile”, Lady Gaga performansıyla hem o melodinin dehası Chaplin’in hem de o güzel sözleri 50’lerde yazan John Turner’ın ve Geoffrey Parsons’ın kemiklerini sızlatmış olabilir. Hiçbir orijinalliği ve yaratıcılığı olmayan bir yaklaşım ve çok sıkıcı. Her dönem Lady Gaga’nın şöhretini itekleyen Amerikan medyasının hafta boyunca aynı derecede sıkıcı başlıklarını hayal edebiliyorum: “Lady Gaga bütün dünyayı gülümsetti.” Psikoloji alanından bir müzik yazarı olarak Gaga’nın sağlık çalışanları için “Onları her gün düşünüyorum, onlar için her gün dua ediyorum” cümlesindeki duygusal tonda içtenlik bulan var mı? Ayrıca merak ediyorum. Amacına bakıldığında bu değerli gecede, elbette ortamın kadın ağası Beyonce sürpriz bir konuşmayla akışa dahil oldu. Queen B. konuşmasında sağlık çalışanları, bu mücadelenin gerçek kahramanlarını kutladı. Evlerinden performans ve konuşma kayıtlarıyla katılan Elton John, Stevie Wonder, David Beckham ve eşi Victoria Beckham gibi isimlerle aslında organizasyon mümkün olduğu kadar kalabalık bir pop kültürü kadrosunu buluşturmaya çabaladı.


 

     Güzel çabayı elbette hepimiz gördük. Bazı isimlerin içtenliğinden de bahsedebiliriz. Mikrofonu bile düzgün çalışmayan Sam Smith gibi güzel seslerden ve samimi performanslardan. Misal Taylor Swift’in yayını klip gibiydi, bir içtenlik göremedim. Efsanevi The Rolling Stones ekibine gelince “You Can’t Always Get What You Want” performansında Mick Jagger ve Keith Richards’ın akustik gitarlarıyla çok samimiydiler.


 

     Eski topraklar. Büyük isimler arasında Stevie Wonder’ı da biliyorsunuz, “whatsApp” üzerinden bile arayıp söylese dinlenir ki, Bill Withers’a saygı duruşunda “Lean on Me” şarkısını da piyanosuyla çalıp, ırmak gibi sesiyle harika yine söyledi. Yanlışlara bakıldığında, meşhur Amerikalı talk şov yıldızları Jimmy Fallon, Jimmy Kimmel ve Stephen Colbert’in sunuculuğunda gerçekleştirilen etkinliğin başlama saatinin zaten en başından 18 Nisan Cumartesi Amerika prime time saati üzerinden duyurulmasına şaşırmıyorum. Oysa ki etkinlik Türkiye saatiyle saat 21.00’de başlayıp, bir sürü önceden kayıt dahil olmak üzere “YouTube” yayınıyla başlamıştı. Ancak assolistler Amerika primetime saatine, yani Türkiye saati ile gece 3 sularına denk geldiği için duyuruda o saatler öne çıktı. Bütününe baktığınızda yine de güzel performanslar var, “YouTube” üzerinden bir göz atın. Son olarak çok sevdiğim Jennifer Lopez’in duygusal şarkı söyleme hevesiyle kendini parçalaması unutulmazdı. Evde denemeyin.



     Cumhuriyet Gazetesi - 20.04.2020, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5795343
Online Ziyaretçi Sayısı:33
Bugünlük Ziyaret :1108

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.