Mutlu Tönbekici - Emel Sayın

     Cumartesi akşamı tam bir “nereye yetişeceğini bilemeyen İstanbullu” olduk. Zira nasıl yapmayı başarmışlarsa bütün aktiviteleri aynı günde toplamayı başarmış organizatörler. “Caz Festivali” kapsamında “Tünel Şenliği”, “Opera Festivali Açılış Konseri” ve “Yeni Rakı”nın düzenlediği “Bi’büyük, Boğaz’da Meze ve Müzik Festivali”. Daha atladığım kim bilir neler var!

     Ancak ikisine yetişebilirdik. Operayı boş verelim dedik, önce Kuruçeşme’deki meze hadisesine gideriz, sonra da Tünel’e kaçarız dedik.

     “Bi’Büyük Fest” harbi eğlenceli bir organizasyondu. Önce, dev bir masa üzerinde tam 1515 çeşit meze ile dünya meze rekoru kırıldı. 90 aşçı, 3 ton malzeme ile internetten yollanan tariflere göre hazırlamış. “Guinness Rekorlar Kitabı”ndan gelen yetkili, tek tek saydı mezeleri.

     Sonra çok komik bir şekilde Emre Aydın, Emel Sayın ve Yeni Türkü’yü dinledik. “Kuruçeşme Arena”da tribün ile sahne arasında bayağı bayağı çilingir sofraları hazırlanmış. Elimizde rakımız, önümüzde mezemiz (yarışma mezeleri değil tabii) konser!

     Doğruyu söylemek gerekirse Emre Aydın konsepte pek oturmamış. Yemek yiyen izleyiciye alışık olmadığını düşündüğüm Emre Aydın ne yapacağını şaşırmış gibiydi. Zira hayranları tribünlerde (ve hayli uzakta) oturuyordu, hemen sahne önündeki çilingir sofralarında ise muhtemelen sadece Emel Sayın dinlemeye gelmiş ve yemek yemeğe çalışan yaşlı başlı teyzeler amcalar.. Rock tınıları ortalığı gümbürdettikçe yüzlerinde keyiften ziyade “Şu müziğin sesini kısar mısınız? Ne bu gürültü evladım?” ifadesi vardı.

     Bir saat sonra Emel Sayın çıktı sahneye. Aman Allahım! O ne güzellik, o ne sahnede yıldız gibi parlama, o ne hakimiyet! Uçuşan mor tülden nefis bir kostüm giymiş, bir kraliçe gibiydi. Birden Emel Sayın’ın güzel yüzünü ne kadar sevdiğimizi ve özlediğimizi fark ettik hep beraber. Yanımda oturan 25 yaşlarındaki genç kız “Oh!.. İçim açıldı!” diye haykırdı. Benim de hissettiğim tam bu idi: İç açılması!

     Bir insan sahneye bu kadar mı yakışır! Bu kadar mı enerji yayar! Emel Sayın, yılların gazino tecrübesi ve yemekli müşteri/izleyiciye alışık olmanın rahatlığıyla sahnede tam bir “retro rüzgarı” estirdi. Zaman tüneline girmişiz de gazinocular kralı Fahrettin Aslan’ın “Maksim”inin bahçesindeymişiz de taş çatlasa 40’ında bir Emel Sayın’ı izliyoruz! Ve de dinliyoruz! İnsan yüz ve ses güzelliğinden bu kadar mı gram kayıp vermez? “Çile Bülbülüm” hala bu kadar mı güzel söylenir?

     Ve bu kadar mı matrak olunur? Emel Sayın’ı izleyip böylesine eğleneceğimi ve mutlu olacağımı asla tahmin etmezdim. “Tünel”e caz festivaline kaçma fikri anında çöpe atıldı. Sahnede yarım saat kaldı ve gecenin tartışmasız en şahane gösterisini yaptı. Şarkı aralarında tatlı tatlı sohbet etti, Emre Aydın’a ve gitarist kıza takıldı, espriler yaptı ve ciddi ciddi kahkahalar attık.

     Hadi bizim yaşımız var, Emel Sayın geçmişimiz var, evde 45’liklerini dinlemişliğimiz var, hadisenin nostaljik değeri de var diyelim. Fakat arkama dönüp bakınca gördüm ki Emre Aydın’a geldiklerini düşündüğüm tribünlerdeki genç kızlar falan dahil herkes ayaktaydı, herkes çılgın gibi alkışlıyordu. Başta ben ve Manita Bey olmak üzere hepimiz resmen büyülendik. Emel Sayın’a doyamadık. Hiç yapmadığım şeyi yapıp kulise gittim, hayranlığımı sundum.

     Hiç rakı içmeyen biri olarak “Yeni Rakı”ya teşekkür ederim. Müsaadeleriyle “En Bi’ Büyük” Emel Sayın diyeceğim.

     Vatan Gazetesi – 05.07.2010, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5783989
Online Ziyaretçi Sayısı:17
Bugünlük Ziyaret :735

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.