02.06.2020 / Cem Zeren - Yanıt Rüzgarda Esiyor

     Amerikan güreşini sevmem ama bu Amerikan güreşçisini severim. Vietnam Savaşı sırasında Amerikan ordusundaydı, ama hiçbir çatışmaya girmedi. ABD’nin orduya aldığı herkese işkence yaptığını söyledi. Ordudan ayrılınca “The Rolling Stones”un koruması oldu. Sonra Amerikan güreşine başladı. 1980’de “Amerikan Güreş Birliği”nin altın kemerini “Dünya Şampiyonu” olarak taktı. Jesse Ventura, Amerikan güreşinin unutulmazıydı.

     …………………………

     Ventura toprak reformunu savundu, kamu ulaşımını geliştirdi, “Küba ambargosu” nedeniyle ABD’yi kınadı, Çin ile ticaret yapabilmek için Çin’e gitti. 4 yıllık valilik görevinden sonra kendisine ve ailesine yapılan baskılardan dolayı bir daha aday olmadı. Ama, ABD yönetimlerini hep eleştirdi. Roman Polanski’nin 26 yaşındaki eşi Sharon Tate 8.5 aylık hamileyken 1969’da öldürülmüştü. Bush’un “işkence değil” dediği “CIA”nın uyguladığı “su yatağı” yöntemiyle kendisine bir saat verilse Dick Cheney’e Sharon Tate cinayetini bile kabul ettireceğini söyledi.

     Sadece sporcu değil, birçok sanatçı da bu eyaletten çıkma! Örneğin Prince, müziği gibi mücadelesi de Minnesota’ya yakıştı. Grubunun adı “The Revolution” yani “devrim”di. Prince, annesinin kendisine verdiği isimdi. “Warner Bros” alıp bu ismi kendi ticari malı gibi tescil ettirmişti. Mahkemede; Prince’in yanağında “köle” yazısı vardı. “Warner Bros”tan kurtulmak için ismini “Love Symbol” yaptı. Ülkemizde bile, çokuluslu şirketlerin çalışanlarına zorla imzalattığı köleleştirme sözleşmelerini düşündüğümde; Prince’in adını bile feda ettiği kapitalizmle mücadelesi ilham veriyor.

     Bir de Bob Dylan var, Minnesotalı! “Vietnam Savaşı”na karşı bu ses başka hangi eyaletten çıkabilirdi?

     …………………………

     Aydınlık Gazetesi - 02.06.2020, Salı