01.03.2020 / Murat Beşer - Küçük Bir Bahar Mutluluğu

Küçük Bir Bahar Mutluluğu


     Bahardan ödünç alınmış bir Şubat akşamında “CRR”de Monty Alexander’ın muazzam konserinden iki gün sonra, burada bir başka yaşayan efsaneyi izleyecek olmak tarifsiz bir duygu benim için. Çünkü tanıdığım en büyük Philip Catherine hastası benim. En son 2011 Aralık’ında yine bu salonda Sylvian Luc ve Erkan Oğur ile çaldığında, benzer heyecanı duymuştum.


 

     Belçikalı gitarcı davulsuz projeleri seviyor, sayısız böyle plakta da çaldı bugüne değin. Bu akşamki orkestra konfigürasyonu en ilginç olanlarından biri. Üçlüsünde yanında iki Alman var; biri sandalyeye oturuşundan gitarı tutuşuna, Jobim stili saçlarına kadar tipik bir beyefendi gitarcı Paulo Morello, diğeri ise (daha önce iki kez ülkemize gelen) “ELF Trio”nun basçısı melodi ustası Sven Faller.


 

     Catherine, Morello ile 2010 yılında “Burghausen Caz Festivali”nde tanışmış, 2017 yılında Faller’i almış, bir yıl sonra da adını bir Django bestesinden alan “Manoir de Mes Rêves” albümünü çıkarmışlardı. Albümün repertuvarı, ellili ve altmışlı yılların Paris’ine uzanıyor, yani Catherine’in çocukluğuna, gençliğine. Tevekkeli değil Mingus’un ona ilk adını duyurduğunda “Genç Django” lakabını takması.


 

     Açılış parçası “Recado”, albümden. Her iki gitarcı da solo ve ritim çalıyor; arada bir vazife değişikliğinde bulunuyorlar. Ama daha ziyade soloları Catherine, ritimleri Morello çalıyor. Catherine elindeki semi-akustik kasa Gibson ile ritim ve melodileri akustik çalarken, sololarda distorsiyon kullanıyor.


 

     Cole Porter bestesi “Why Can’t You Behave”nin sonunda selam veriyor Catherine ve saz arkadaşlarını tanıtmak için yanındaki gitarcıya dönüyor, duraksıyor:


 

     “Pardon! Adın neydi? Unuttum.”


 

     Catherine sahnede çok rahat, bacak bacak üstünde. Yaşlandıkça kilo alıyor ve Gerard Depardieu’ya benziyor. Parça aralarında uzun uzun, ağır ağır konuşuyor, onların kendisiyle ilgili hikayelerini özetliyor, espriler yapıyor. Her ağzını açtığında salonda kahkahalar yükseliyor.


 

     Parçaların melodilerini mırıldanıyor çalarken. Annesi için yazdığı “Letter From My Mother”da sevinç yerine hüzün öne çıkıyor. Catherine’i diğer gitarcılardan ayıran şey teknik ve hız değil; gitar tonu, doğaçlama tarzı ve eşsiz ruhu.


 

     “Sıradaki parça ‘Hello George’, ama hangi George?”


 

     Bu George’un kendisini derinden etkileyen ama piyanist George Shearing olduğunu izah ediyor. Faller kontrbası perküsyon gibi kullanıyor; darbuka çalarcasına. Elindeki çalgı Ozan Musluoğlu’nun, bu gece için ödünç alınmış.  

Catherine bestesi “Pendulum”un ardından son parça Morello’nun eşi için yazdığı “Claudia’s Delight” oluyor. Biste de albüme adını veren parçayı çalıyorlar: “Manoir de Mes Rêves.”


 

     Faller konser bitiminde CD satışını ve imzalayacaklarını anons ediyor.


 

     Bir avuç insan, kulise açılan kapıdan içeri ellerimizde plaklarla girdiğimizde sevinçten uçuyorduk. İnsanın ağzının tadını kaçıran haberlerle boğulduğumuz şu günlerde, huşu içinde keyif alabileceğimiz sınırlı zaman dilimlerinden biriydi bu.



     Cumhuriyet Gazetesi - 01.03.2020, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5792301
Online Ziyaretçi Sayısı:41
Bugünlük Ziyaret :318

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.