02.06.2020 / Kemal Ateş - Çingeneler


     Bende iz bırakan romanlardan biri de Osman Cemal Kaygılı’nın “Çingeneler”idir. Dünya edebiyatında “Çingeneler” üzerine başka romanlar da yazıldı, bunlar içinde Zaharia Stancu’nun Türkçeye “Çingenem” diye çevrilen romanını gene çok sevdiğim yapıtlar arasında anımsarım. Başka yazarlara haksızlık etmek istemem ama “insanın tabiata en yakın cinsi” diye tanımlanan bu halkı bizde en iyi O. C. Kaygılı’nın anlattığını düşünürüm.


 

     Çingeneler”in benim elimdeki baskısı 1972 yılında “Bilgi Yayınevi”nce yapılmış 3. baskısı.


 

     Romanların girişine ayrı bir özen gösterir yazarlar. Çünkü nasıl başlarsa öyle gider. Daha başta sevmelisiniz o yapıtı. Güzel bir başlangıç okura okuma isteği, yazara da yazma isteği verir. Bazı romanlar kendinizi alamayacağınız çarpıcı bir olayla başlar, bazıları da hayatın alelade olaylarıyla başlayarak ilginç olabilir. Çingeneler, alelade gibi görünen bir olayla başlar. İlk sayfalarda adım adım Çingene çadırlarına doğru yaklaşırken, anlatılanlar sıradan gibi görünse de apayrı bir dünyaya doğru yaklaştığınızı duyumsarsınız. Sabah çadırından çıkan bir çingene kadının söylediği ninni, Çingeneler üzerine opera yazmayı düşünen İrfan ile arkadaşının ilgisini çeker. Bu müzik merakı, gönlündeki müzik aşkı nedeniyle İrfan Çingenelerle tanışır, onların renkli, eğlenceli dünyası içinde bulur kendini, kadınlarıyla, erkekleriyle dost olur. Bir değil iki kadına birden aşık olacak kadar Çingenelerle muhabbeti ilerletir kahramanımız. Günleri içki ve eğlence alemlerinde geçer. İki Çingene kadınına, önce Nazlı, sonra Çakır Emine, evinde konuk edip annesiyle tanıştıracak kadar yakınlık duyar. Osman Cemal Kaygılı, dillerindeki, şakalarındaki, tavırlarındaki, eğlencelerindeki, hele o tekerlemeli kavgalarındaki sıcaklığıyla, çoluğuyla çocuğuyla, falcısıyla, ayıcısıyla, çalgıcısıyla Çingeneleri güzel anlatır. Geçmişi biraz karışık gibi görünen Etem’in, tirşe gözlü kız Gülizar’ın kurnazlıklarına alışırsınız. Bu ikisi İrfan’ı söğüşleme derdindedir, kahramanımız bunu bilse de onlardan uzaklaşamaz. Arsız çocuk cıvıltılarının doldurduğu Çingene çadırları dönüp dolaşıp geldiği yerlerden olur. İlkin söylediği bir ninniyle tanıdığı içli, duygulu bir kadının (Nazlı) izini arar farklı semtlerdeki Çingene çadırlarında. Kadına mı, söylediği ninniye mi tutulmuştur, anlaşılmaz.


 

     …………………………………



     Aydınlık Gazetesi - 02.06.2020, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5806796
Online Ziyaretçi Sayısı:9
Bugünlük Ziyaret :446

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.