05.09.2010 / Zafer Yümlü - Oku!
Ramazan ayındayız.
Semavi dinlerin en önemlilerinden birinin kutsal ayı. Kuran’ın indirildiği ay.
Nedir Kuran’ın ilk emri? Oku!
Sadece Kuran okumak anlamında değildir bu emir. Okumak, araştırmak, yaşamın her çağında bilgilenmek ve öğrendikleri ile insanlığa faydalı olmaktır.
Peki biz okuyor muyuz? Hayır.
Neden?
Çünkü özellikle köy enstitülerinin kapatılması ile başlayan bilinçli bir cahilleştirme politikası başlamıştır ülkemizde. Ve biz bu politikanın kurbanlarıyız. Toplum cahil kalmalıdır ki haklarını savunamasın, koyun sürüsü gibi rahatça güdülebilsin.
Okuma kültürü olmayan toplumumuzun tüketim kültürü daha çoktur. Bu kapsamda televizyon insanları etkilemek anlamında çok önemli bir araçtır.
Bakınız “TRT” televizyonlarında hiç klasik müzik programı kalmadı. Pazar konserleri mazi oldu. Neden?
Çünkü o program klasik müziği sevsin ya da sevmesin toplumu bilgilendiren bir programdı.
Pazar günlerimizin hoş bir anısıydı. Farklı kesimlerden insanları bir araya getiren, bilinçlendiren çoksesli müziğin programıydı.
Farklı kültür ve düşüncelerden müzisyenlerin farklı enstrümanlarla bir müzik bütününü oluşturdukları gibi toplumu da birleştirmeyi amaçlıyordu.
Sadece müzikte değildir olay. Düşünsenize bir de o sıcacık aile ortamlarında geçen Yeşilçam filmlerini, kabare tiyatrosunu ve diğerlerini.
Sanatın birleştirici ve bilgilendirici özelliğini çok net bir biçimde görüyordunuz onlarda. Kaptan Cousteau’nun belgesellerinde de doğanın sanatının insanları nasıl aynı ekranda birleştirdiğini görmüştük biz.
Bütün bu maddeleri saymışken hemen hemen her mahallede yer alan ve adı “Kıraathane” (Okuma Evi) olup ta içinde zerre kitap bulundurmayarak sadece zaman öldürülüp en çok at yarışı bültenleri okunan mekanlara ne demeli?
Okuyunuz. Gazete, kitap, dergi, roman, hikaye...
Okutunuz...
Çünkü bu memleketin başına ne geliyorsa hep cahillikten geliyor!
05.09.2010, Pazar - İzmir