13.10.2010 / Mutlu Tönbekici - Altı Derste Dans ve 'Alzheimer'

     Geçen Cumartesi akşamı, “Caddebostan Kültür Merkezi”nde Cihan Ünal’ın yönettiği ve Nevra Serezli ile beraber oynadığı “Altı Haftada Altı Dans Dersi” oyununa gittik.

     Bir “tiyatro insanı” olduğum söylenemez. Veya şöyle diyeyim: Bundan 10 yıl evvel Gülriz Sururi’nin “Ayşe Opereti”ni izledikten sonra Türk tiyatro dünyasından kaçarcasına uzaklaştım. Ondan önce umudumu yitirmemiş, iyi bir şeye rastlama ihtimalini hep canlı tutan naif bir izleyiciydim ama “A.O.” beni fena halde bitirdi. “Ayşe” travmasından sonra hiç oyun izlemedim değil. Fakat bir daha eskisi gibi olmadı diyebilirim.

     Yağmurlu bir sonbahar akşamında köprü eziyetine katlanıp bir oyun için karşıya geçmem Seferihisar’dan beri başlayan bir tesadüfler zincirinin sonucudur. Fakat hiç pişman değilim.

     Oyun, yalnız kalmış yaşlı bir kadın ile yalnız kalmış orta yaşlı gey bir dans hocası arasında kavgayla başlayıp birbirinden vazgeçememeye varan dostluk üzerine kurulu.

     Dostluk kurulurken önyargılar kırılıyor, bir yıldız kayarken, bir başka yıldız parlıyor..

     Oyun güzel bir oyun. Son derece hüzünlü olmasına rağmen izlemekten büyük bir keyif aldım. Dans öğesi hiç bu kadar tat vermemişti bana. Hüznü bu kadar sarıp sarmalayabilmesine hala şaşırıyorum. Nevra Serezli’yi izlerken O’nu ne kadar özlediğimi anladım. Her zaman sevdiğim bir oyuncuydu fakat “Lilly” rolü sanki en sevdiğim rolü oldu.

     Cihan Ünal ise insana “ne oldu size hünkarım?” dedirtiyor gerçekten. 4. Murat olmuş pek neşeli ve pek huysuz bir eşcinsel! “O ses, o ses.. Tanıyorum ben bu sesi..” diyorsun ve gözünü açtığında karşında uzun saçlı, fit ve şahane dans eden (ve bol bol küfür eden) cilveli bir “Michael” çıkıyor!

     İkisi birden çok şahane bir oyun çıkarıyorlar.

     (Oyun önümüzdeki günlerde 14 Ekim’de Urla’da, 15 Ekim’de İzmir “Sabancı Kültür Merkezi”nde ve 26 Ekim’de Ankara “Şura Salonu”nda sahnelenecek)

     ***

     Fakat ikisinden başka bir oyuncu daha vardı oyunda. “Alzheimer” hastalığı. Zaten bağlamak istediğim yer de aslında bu.

     Benim etrafımda hiç olmadı fakat yaşayanlardan anlıyorum ki Alzheimer hastalıkların galiba en “hüzünlü” ve en kahredeni. Fakat kahrolan hastanın kendi değil. Hasta yakını..

     Hakikaten zor bir hastalık. Bir zamanlar aklına şaşıp hayran kaldığın annen, esip gürleyen baban artık bambaşka biri. Küçük bir çocuk. Sana muhtaç mini mini bir insan. Seni bile tanımayan bir bebek.

     Kimsenin konuşamadığı, kimsenin dertlenemediği ama aslında belki de en konuşulası ve en dertlenilesi hastalık Alzheimer. Zira hasta yakınlarını en çok zorlayan hastalıklardan.

     ***

     İşte “Alzheimer Vakfı”, bu zorlukları bilerek hastalar için tamamen onlara özel bir bakım evi yaptırmak istiyor. Gelir için de bir klasik müzik konseri organize etti. Devlet, “Aya İrini”yi ücretsiz olarak verdi. Konser verecek olan “Animato Filarmoni Orkestrası” da kendi masraflarını kendi karşılayarak (buna otel ücretleri de dahil!) bir konser vermek için İstanbul’a geliyor. Başında Avrupa’da çok tanınmış bir şef olan Howard Griffiths var.

     Kısaca herkes çok emek veriyor. Konser 2 Kasım 2010 İstanbul “Aya İrini”de.

     Başıma gelmez demeyin, özel “Alzheimer Bakımevi” için bir katkıda siz de bulunun. Bir gün size de lazım olabilir.

     Biletler “Biletix”te.

     Tiyatroların Web Sitelerinin Acıklı Durumu

     Bu arada şöyle bir skandala rastladım. Tiyatro dünyamız internetle tanışmamış! Size oyunun takvimini vermek istedim, fakat “Caddebostan Kültür Merkezi”nin web sitesi de “Tiyatro İstanbul”un web sitesi de yazık ki “alzheimer” olmuş.

     “CMK”ya mail attım, mail geri döndü. Telefon ettim santral, bir türlü ilgili kişiye bağlayamadı. Sonra “Tiyatro İstanbul”un sitesine gittim zira oyun en son 8 ay önce güncellemiş “14-15 Nisan 2010’da Ankara’dayız” diye bir anons var ana sayfada.. Oyun programı diye bir bölüm yapılmış ama kimse takvime bir şey işlememiş. “Ticketturk”e yönlendirme var, oyunun adını yazıyorsun “Böyle bir oyuna rastlanmadı” diyor. Oyun takvimini direkt Cihan Ünal’dan almak zorunda kaldım iyi mi? İyi değil tabii. Saçmalık.

     Bir başka tiyatronun sitesine daha gireyim dedim. Haluk Bilginer’in “Oyun Atölyesi”nin web sitesi mükemmel! Tasarımıyla da işleviyle de kusursuz. O yüzden de bütün oyunlar kapalı gişe oynuyor.

     Gazete Vatan - 13.10.2010, Çarşamba




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5785494
Online Ziyaretçi Sayısı:24
Bugünlük Ziyaret :966

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.