06.01.2009 / Tuğrul Göğüş - Amerika Birleşik Devletleri'nin Küğ Sanatını Şiddet Yolunda Kullanması ve Küğün Şiddet Aracı Olarak Kullanılmasının Önlenmesi Gereği


     Değerli küğbilimciler ve küğseverler;

     Çökme noktasına gelen emperyalizm bulabildiği her türlü araç ve gereç yolu ile tüm dünya halklarına acımasız saldırılarda bulunmakta ve bu saldırılarını haklı göstermek amacıyla eline geçirmiş olduğu her türlü kitle iletişim organıyla bir yalan propagandası yürütmektedir.

     Kapitalizmin vahşi yüzü olan emperyalizm tüm bunları gerçekleştirirken dünya halklarının sessizliğinden ya da umursamazlığından azami ölçüde faydalanmaktadır.

     Emperyalizmin özellikle en acımasız bir şekilde ön plana çıkan ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri dünya çapında elde etmiş bulunduğu hegemonyayı elinden kaçırmamak için Orta Doğu ve Güney Amerika ülkelerinde, Asya ve Afrika'da gerekli gördüğü her coğrafik noktada silahlı kuvvetlerinin gücüne ve teknolojik birikimine dayanarak terör estirmekte, işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini eklemektedir.

     Buna en son örnek olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin bir işbirlikçisi ve piyonu olan İsrail hükümetinin Gazze şeridinde yapmış olduğu korkunç kıyım gösterilebilir.

     Ekonomi açısından çökme noktasına gelmiş olan ve bir krizin içinde batağa yuvarlanmış olan emperyalist-kapitalist ülkeler devlet mekanizmaları aracılığıyla tüm insanlığa karşı utanılacak bir cürüm işleme aşamasına gelmiş bulunmaktadırlar.

     Ancak, yara almış bir canavara dönüşen bu sistem varlığını sürdürebilmek için bu suçları işlemeye devam etmekte ve medyayı kullanarak sıradan insanların gözüne kalın bir perde çekmektedir.

     Emperyalizm sürdürmekte olduğu vahşet için yalnızca silahlı kuvvetlerini değil, elindeki tüm olanakları kullanmaktadır. Bu topyekun saldırıda küğ de bir şiddet ve terör ögesi olarak değerlendirilmektedir.

     Sevginin ve iletişimin bir unsuru olan, toplumlar arası işbirliğini ve anlayışı geliştirebilecek tek dil olan küğ, emperyalizmin elinde bir saldırı aracı olarak kimlik değiştirmektedir.

     Aslında insanoğlu tarafından yaratılan tüm değerlerin iki yönlü kullanılabileceklerini hiçbir zaman unutmamak gereklidir. İnsanlığın yaşamını iyiye doğru evrimleştirebilecek olan sanat ve kültür ögeleri kötü niyetli kişilerin elinde çıkar elde etmek amacı ile de kullanılabilmektedir.

     Küğ sanatının insanlar üzerinde terör estirmek amacı ile kullanılışına ilişkin en çarpıcı örnek Amerika Birleşik Devletleri'nin "Guantanamo Esir Kampı"nda gerçekleştirdiği uygulamalardır.

     Bu uygulamanın nasıl yapıldığına ilişkin olarak sizleri aydınlatmak amacı ile size bir gazete haberini aktaracağım. Haber 11 Aralık 2008 tarihinde "Hürriyet Gazetesi"nde yayınlanmıştır. Haberin başlığı ise "Müzikli İşkence Olur mu Demeyin" şeklinde atılmıştır. Size şimdi bu haberi okumak istiyorum:

      ABD’de Metallica ve Britney Spears'ın şarkıları "işkence aracı" olarak kullanılıyor. Nasıl mı?

     Irak, Afganistan ve Guantanamo'daki ABD hapishanelerinde yargılanmadan tutulan esirlere yönelik "yüksek sesli müzik işkencesi" tutuklulardan sonra eser sahiplerini de isyan ettirdi.

     Aralarında Massive Attack gibi grupların ve Tom Morello gibi müzisyenlerin de bulunduğu isimler bir araya gelip dün bir kampanya başlattılar.

     Guantanamo’daki onlarca tutukluyu temsil eden İngiliz hukuk kurumu Reprieve bundan böyle birçok konser ve festivalde, birkaç dakika boyunca sessiz kalınarak bu uygulamanın kınanacağını açıkladı. Sessiz eylem, uygulama sonlanana dek sürecek.

     O dönemde Irak'taki ABD güçlerine kumanda eden Korgeneral Ricardo Sanchez 14 Eylül 2003'te "korkularını ve yaşadıkları esaret şokunu artırıp kontrollerini kaybetmelerini sağlamak amacıyla" gözetim altındaki yüzlerce tutukluya sistematik olarak yüksek sesli müzik dinletilmesi talimatını vermişti. O günden beri bu uygulama sürüyor. Kesintisiz olarak yüksek sesli müziğe maruz kalan tutukluların, "intihara meyilli" hale geldikleri belirtiliyor.

     İşte O Şarkılar

     Enter Sandman, Metallica, Shoot to Thrill, AC/DC, White America, Eminem,
Born in the USA, Bruce Springsteen, Susam Sokağı Melodisi, Britney Spears külliyatı, Aerosmith, Christina Aguilera, Lil Kim, Limp Bizkit ve Red Hot Chili Peppers şarkıları.

     Bu kısa gazete haberinden de hemen anlaşılacağı üzere emperyalizm iğrenç yüzünü savaş esiri olarak ele geçirdikleri zavallı insanların üzerinde küğ sanatını bir saldırı aracı olarak kullanmakla bir kez daha göstermektedir.

     Düşünülecek olursa çok kısa bir küğsel ezgiyi kesintisiz bir şekilde ve çok yüksek sesle sürekli olarak dinlemek, aynen elleri bağlanmış ve hareketsiz bırakılmış bir insanın alnına saatlerce küçük su damlalarının akıtılması gibi sonuçlarına katlanılması zor, hatta mümkün olmayan bir işkenceye dönüşmektedir.

     Bu uygulamanın sonuçlarının nelere yol açabileceğini isterseniz böyle bir denemeyi evlerinizde kendiniz üzerinde uygulayarak gerçekleştiriniz. Bırakınız küçük bir ezgisel yapıyı sürekli dinlemeyi, hiç durmadan aynı küğ yaratısını birkaç defa arka arkaya çalmayı bir deneyiniz. Sonucun katlanılmaz olduğunu derhal fark edeceksiniz.

     İnsanoğlunun ruhunun güzel bir yansıması olan küğ olayını böylesine bir vahşete dönüştürebilen yine insan olduğuna göre bu uygulamayı ve benzerlerini nasıl önleyebiliriz?

     İşte burada karşımıza büyük çoğunluğun olup biten herşeye sessiz kalmasının ve kendi küçük alanlarına sığınarak seyirciden öteye gitmemesinin tüm bunlara neden olduğu ortaya çıkmaktadır.

     Organize olmuş saldırgan güçler bir türlü organize olamayan geniş yığınların karşısında her türlü araçla boy göstermekte; hatta bizleri mutlu eden, sevindiren, rahatlatan, kişiliğimizi olgunlaştıran küğ olgusunu dahi kullanmaktadırlar.

     İnsanlığın karşılaştığı tüm sorunların gerçek çözümü pasif olarak bekleyen ve yaşamına kastedenlerin karşısında iki büklüm olan dünyanın geri kalan kesimlerinin harekete geçirilmesinde yatmaktadır.

     Saldırgan emperyalizmin böl ve yut taktiği ile paramparça edilen ülkeler ve o ülkelerin yurttaşları bir an önce tüm bu saldırılara karşı küresel çapta bir araya gelmeli ve net bir tavır ortaya koymalıdırlar. Aksi takdirde emperyalizmin saldırılarına karşı direnmek bir hayalden öteye geçemeyecektir.

     Özellikle bulunduğu coğrafi konum nedeniyle ülkemiz yurttaşlarının bir an önce durumun farkına varmaları ve çıkarlarını savunmaya başlamaları bir zorunluluktur. Eğer bu sağlanamazsa Türkiye'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" kapsamında parçalanması ve yutulması bir kehanet olmayacaktır.

     Küğ sanatının insanlığın yararına kullanılabileceği güzel günler hayali ve isteği ile gelecekten umutlu olabilmek adına hepinize en içten saygı ve sevgilerimi sunarım.

     __________________________________________

     Adana - 06.01.2009, Salı (Bu bildiri 13 Ocak 2009 tarihinde "İstanbul Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Salonu"nda gerçekleştirilen "II. Geçmişten Geleceğe Müzik ve Şiddet Etkileşimi Sempozyumu"nda sunulmuştur.)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5767954
Online Ziyaretçi Sayısı:12
Bugünlük Ziyaret :490

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.