06.11.2010 / İclal Aydın - Balet Memet'in Film Gibi Hikayesi
İclal Aydın’la Hayatın İçinden: Sen O Sandalyede Dört Saat Otur!
“Memet” diye düzeltti... “Mehmet değil, ortadaki h harfi yok... Önemli benim için” dedi. Aynı hafta içinde trafik kazası geçirip omurilik felci olan üç gençle tanıştım.
İçlerinden biri “Arka Sıradakiler” dizisinden tanıdığımız oyuncu Temmuz Karikutal mucizevi bir biçimde kazadan üç ay sonra ayaklanmayı başarmıştı. Programa yürüyerek geldi.
O’nunla birlikte tanıdığım Sinem Kaymakçı ise yürümeye son derece kararlıydı. “Dizlerime kadar indi hareket etme kabiliyetim. Kolumu hareket ettirebiliyorum. Yakında yürüyecek ve aşık olduğum dünyanın en yakışıklı doktorunun karşısına çıkacağım” diyordu. Neşe saçıyordu...
Ama Memet Sefa...
O biraz daha kırıktı sanki.... O gün ağrısı vardı. Acısı fizik tedavi olamadığı için dinmiyordu...
Kısa dakikalar içinde söyleyeceklerini söyleyememiş olduğu için huzursuzdu. “Ben yazarım” dedim. “Sana söz...”
Memet Sefa dans etmeye devam ediyor. Etmek istiyor. Ve tedavisi için para kazanmak zorunda...
Önce bacaklarınız, sonra babanız ve sonra sevgiliniz... Ardı ardına gitseler?
O dans ediyor... Kara gözlerindeki acı ve öfkeyi görmemek mümkün değil... Ama o danstan kopmamaya yeminli...
İşte Memet Sefa’nın hikayesi...
Balet Memet’in Film Gibi Hikayesi
Konservatuvarın klasik bale bölümünde okuyan Memet, mezuniyet gecesi geçirdiği feci trafik kazasıyla omurilik felci oldu ve eskisi gibi dans edemeyeceğini öğrendi. Ancak Memet yılmayarak dans etmeye devem etti.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Londra’daki “Candoco Dans Akademisi”ne davet edilen Memet, Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Şimdiki hayali ise kendisini ispatlamış bir engelli balet olarak “Devlet Opera ve Balesi”nde dans etmek.
“Konservatuvarda klasik bale okudum... 2006 Temmuz ayı... Mezuniyet gecesi... Motosiklet kullanıyordum. Dönüşte virajı alamadım... Kazadan sonra 10 gün komada kalmışım. Uyandıktan sonra da yaklaşık 4 ay hastanede yattım. Anneme neden bacaklarımda his yok dediğimde çok direkt söyledi. Omurilik felci olduğumu böyle öğredim. Belki de iyi oldu. O sertlik beni kendime getirdi. Eskisi gibi dans edemeyeceğini biliyor olmak yıkıcı bir şey... Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, eskisi gibi dans edemeyeceğini bilmek üzüyor elbette beni...” diyor...
Çalışmak, Dans Etmek İstiyorum...
“Devlet balelerinde devletin engelliye vermiş olduğu bir çalışma hakkı var, kendi bünyesinde de çalıştırıyor. Ben eski bir bale sanatçısıyım ama hala dansçıyım, dans edebildiğimi de en son İngiltere projesiyle kanıtladım.
Kendisini bu kadar ispatlamış ve başına böyle bir iş gelmiş engelli bir balet olarak “Devlet Balesi”nde engelli dansçı olmasını istiyorum. Neden yeni bir çığ açılmasın ki...
Sporcular için var, baletler için de olmalı. Dünyada pek çok engelli dansçı var, Türkiye’de de engelli birçok dansçı var ama engelli balet yok, bir tek ben varım, bununla da övünmüyorum, sadece var olan durumu özetlemeye çalışıyorum.
“Devlet Opera ve Balesi”nde yer almak istiyorum. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile de bizzat konuştum, bana söz verildi ama henüz bir geri dönüş olmadı, bekliyorum.
Engelli kanunlarına göre, bir engelli mezun olduğu okul doğrultusunda en rahat yapabileceği işe getirilir, mezuniyet derecesine göre bu işi yapma hakkı vardır. Ben “İstanbul Üniversitesi Devlet Opera ve Balesi Klasik Bale Bölümü” mezunuyum, dolayısıyla mezun olduğum okul paralelinde bir göreve yerleştirilebilirim” diyor...
Kollarını ovalarken üzülüyorum. Ağrılarından uyuyamadığını, annesinin emekli sandığı üzerinden tedavi gördüğünü, emekli sandığının yılda sadece bir ay fizik tedavi masraflarını karşıladığını, onun dışında da kabul etmediğini söylüyor acı acı gülerek...
“Engelli bu ülkede yok sayılıyor. Tekerlekli sandalyeyle şu yolda ne kadar gidebilirsin? Bırak yolları, İngiltere’de dans için yapılmış tekerlekli sandalyelerle dans ettikten sonra, altımdaki tekerlekli sandalye bana kamyon gibi geldi... O dans sandalyelerinin en ucuzu 3500 pound. Bir işim olmadığı için de bu parayı veremem. Zaten şu anda öncelikli olan başka sorunlar var” diyor...
Kök Hücre Umut Olabilir mi?
“Ne diyorsun, dans etmekten vazgeçmediğine göre yürümek de mümkün değil mi?” diye soruyorum...
“Kök hücre tedavisi henüz kanıtlan mış ve ispatlanmış bir yöntem olmasa da omurilik felci olan birçok insan gibi ben de umutla kök hücre naklini bekliyorum. Dediğim gibi düzenli olarak fizik tedavi görmem gerekiyor ama maddi sorunlar nedeniyle göremiyorum. Lokomot denen bir cihaz var, benim bu cihazla çalışmam lazım ancak cihazın bulunduğu merkezlerdeki ücretler çok yüksek. Bu yüzden ben de fizik tedaviyi bırakmak durumunda kaldım. Fizik tedavi yapamadığım için de kaslarımda zayıflama başladı, bu da durumu daha kötü hale getiriyor, çünkü kaybedilen kasları yeniden yerine koyamıyorsunuz.”
Memet’in duygusallıktan kaçınan, çözüm için sabırsız halini anlıyorum. Anlıyor muyum sahi?
“Bir sandalyede dört yıldır oturuyorum. Bir gün önce dans ediyordum oysa. Sen o sandalyede dört saat oturabilir misin? Beni anlayabilir misin gerçekten?” diyen sesi aslında bana yanıt oluyor...
İngiltere’deki “Candoco Dans Akademisi”ne Davet Edildi
Türkiye’de bulunan 8,5 milyon engelliden çoğu evinden çok az çıkabilen eğitimli-eğitimsiz insanlar. Memet hem kendisi için hem de engelliler için bir ışık. Ancak devamlı dans edebileceği bir merkez, sürekli çalışacağı bir platform ülkemizde bulunmamakta. Temmuz ayında Londra’da bulunan “Candoco Dans Akademisi”nin davetlisi olarak oradaki engelli okullarında gösterilmesi için çekilen film için çalışmalarda bulunup dans etmiş. “Candoco”dan aldığı haklı bir övgüyle ve başarıyla ülkemizi temsil ederek dönmüş.
Memet Sefa aynı sistemde bir okulun engelli ve sağlıklı dansçıların birlikte sahnede yer aldıkları engelli okullarında performaslarını sürdürebildikleri, dersler verebildikleri dans okulu kurulmasını istiyor. “Candoco Dans Akademisi”, Türkiye’de böyle bir okul kuruluyor olduğunda ellerinden gelen desteği vermeye hazır. Yeterki böyle bir niyet ve yaklaşım oluşsun diyorlarmış.
Özürlüler, sosyal hayata ve çalışma hayatına engelli olmayanlarla eşit koşullar altında katılmalarını güçleştiren bazı özel engellerle karşı karşıya. Bu durum yalnızca engelli kişinin refahıyla ilgili bir sorun değil; yararlı nitelik, beceri ve yeterlilik sahibi bireylerin ekonomik hayattan dışlanmaları nedeniyle ekonomik kalkınma ve istihdam artışı açısından da sorun oluşturmakta.
“Türkiye Özürlüler Araştırması”nın sonuçlarına göre; Türkiye’de nüfusun yüzde 12,29’unu engelliler oluşturmaktadır. “AB Engelliliğin Avrupa İstihdam Stratejisine Dahil Edilmesi Belgesi”nde olduğu gibi “engellilik haline değil, engellilerin sahip olduğu becerilere” dikkat edilmelidir. Evrensel toplum değerleriyle buluşturmak, sosyal beceri ve dayanışmayı desteklemek, yüksek değerlere sahip “dünya insanı” olabilme özelliklerini geliştirmelerine destek olmalıyız.
* Memet Sefa konservatuvarın klasik bale bölümünden mezun olduğu gece hazin kazayı yaşadı.
Gazete Vatan - 06.11.2010, Cumartesi