25.07.2011 / Zülfü Livaneli - Amy, Naile, Dilek... Ya da 'Ölüm Adil midir?'
“Bir eski Acem şairi
Ölüm adildir der
Aynı adaletle vurur şahı fakiri”
Nazım Hikmet bu dizeleri yazar ve sonra ekler:
“Ölümün adil olması için hayatın adil olması lazım.”
***
İngiliz şarkıcı Amy Winehouse’ın ölümü hayranlarını yasa boğdu. İki yüzlü toplum ahlakının parçaladığı bu aşırı duyarlı genç kadın, dünyanın hoyratlığına daha fazla dayanamadı ve şarkısında söylediği gibi, siyaha, ölümün siyahlığına döndü.
İki gündür Türk basını bu trajik ölümü manşetlerden duyuruyor. Yüzlerce köşe yazarı “Ah Amy, vah Amy!” diye gözyaşı döküyor.
Ben de üzüldüm doğrusu.
***
Aynı günlerde Naile ve Dilek adlı genç kadınlar da kocaları tarafından öldürüldü. Naile’yi çocuklarının gözünün önünde ve “Yapma baba!” feryatları arasında vurdu adam. Sonra da intihar etti.
Dilek’i ise kocası, evine sığındığı babasıyla birlikte öldürdü.
Bu iki genç kadın yıllar boyunca vahşice dayak yedi, hastanelik oldu, psikolojik yardım aldı; en son çare olarak jandarmaya, mahkemeye sığındılar.
Ama bu lanet olası düzen, diğer binlerce genç kadın gibi Dilek’i ve Naile’yi de koruyamadı.
***
Dilek ve Naile sessiz sedasız gittiler bu dünyadan. Kendi ülkelerinde, onların ölümüne Amy Winehouse kadar üzülen, yazı yazan, içim yanıyor diyen olmadı. Basın o kadar yer vermedi.
Yarın da unutulup gidecekler. Çünkü yeni kadınlar öldürülecek ve bu zavallı kurbanlar, hayatta olduğu gibi ölümde de adalet bulamayacaklar.
Beren Saat Diyor ki:
Önceki gün İstanbul’da kadın cinayetlerini lanetleyen bir yürüyüş yapıldı. Gerekliydi; çünkü bu ülkede kadına karşı işlenen suçlar yüzde 1400 artmış.
Ortalık kan gölü.
Yüz binlerce genç kadın, erkek kılığına girmiş hayvanlar (diyemiyorum çünkü hiçbir hayvanın dişisine saldırdığını duymadım) sadist yaratıklar tarafından dövülüyor, ağzı burnu kırılıyor, kanlar içinde bırakılıyor.
Ve bu şiddetin, o kadınların ruhunda ve vücudunda açtığı yaraları saran yok.
Binlercesi gözlerimizin önünde öldürülmeye devam ediyor.
Yürüyüşte Beren Saat demiş ki; “Bu konuda kadınların harekete geçmesi gerekiyor. Çünkü kadının kadından başka dostu yok.”
Sevgili Beren; ben tam tersini düşünüyorum. Yaşadığımız vahşet bir erkek sorunudur. Tam da bu nedenle, insan gibi erkeklerin seslerini yükseltip, bu vahşete bir son vermek için adım atmaları gerekiyor.
***
Evet; Naile, Dilek, Bahar, Zeynep, Hülya, Necla, Münevver, Havva, Aysel... Adını sayamadığım kardeşlerim.
Hayat gibi ölüm de adil değil. Bu ülkede Türk’ün de Kürt’ün de çocuğu dağda bayırda taze ekin gibi biçiliyor, genç kadınlarımız ise evlerde öldürülüyor.
Yani ölüm hep fakirin fukaranın, halk çocuklarının payına düşüyor.
Gazete Vatan - 25.07.2011, Pazartesi