26.07.2011 / Mehmet Bedri Gültekin - Vatan

     Namık Kemal’in “Vatan yahut Silistre” adlı tiyatro oyunu ilk olarak 1 Nisan 1873 tarihinde sahnelendi.

     Tiyatro oyunu büyük heyecana yol açtı. Gösteriden çıkan seyirciler öylesine coşmuşlardı ki yürüyüşe geçtiler, slogan attılar ve o zamana kadar görülmemiş bir eylem gerçekleştirdiler.

     Sultanlık için vatanseverlik, milliyetçilik kabul edilemezdi. Hele böylesine bir gösteri kabul edilebilecek bir şey değildi. Oyun yasaklandı. Yazarı sürgüne gönderildi.

     Ama “Vatan yahut Silistre”de ifadesini bulan fikirler, zamanın ve geleceğin hakim olacak dünya görüşüydü. Nitekim bu fikirler; bütün engellemelere rağmen dalga dalga bütün toplumu sardı. Çöken imparatorluktan devrimci bir Cumhuriyetin doğmasını mümkün kıldı.

     Uğruna Ölünen Değer

     “Vatan”, toplumların feodalizm sonrasında insanın kul, teba olmaktan çıkarak; özgür yurttaş haline geldikleri “toprağın” adıdır.

     Aynı şekilde “Vatan”, emperyalizm çağında ezilen milletlerin sömürge olmaktan kurtularak üzerinde bağımsız başı dik yaşadıkları “toprağın” adıdır.

     Ve nihayet “Vatan”, bireylerin özgür iradeleriyle bir siyasal tercih yaparak “Millet” haline gelmelerini mümkün kılan en önemli maddi zemin.

     Özgür yurttaş olmak, bağımsız, başı dik yaşamak, kederde ve sevinçte bir olan büyük bir topluluğun bireyi olarak büyük hedefleri gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşamak...

     Bütün bu değerler toplumsal bir varlık olan insan için önemlidir.

     İşte böyle olduğu içindir ki “Vatan” bütün modern toplumlar için uğrunda ölünecek değerlerin başında gelir.

     Vatan ve Arsa

     “Toprak, eğer uğrunda ölen varsa Vatandır” dizesi Mithat Cemal Kuntay’ın bir şiirinde yer alıyor. Bu dize “millet” olma bilincinin dışa vurumudur ve bütün milletler için geçerlidir.

     Bu anlayış, Anadolu toprağında yaşayan insanlar tarafından benimsendiği içindir ki, “Kurtuluş Savaşı” verildi. “Türkiye Cumhuriyeti” kuruldu. Ve son yüzyıl içinde olumlu anlamda ne başarıldıysa, olmasını mümkün kıldı.

     Bu büyük gerçeği bildiği içindir ki, oğlunu şehit veren Anadolu insanının ilk tepkisi “Vatan sağolsun”dur.

     Şimdi Sezen Aksu, “Oğlumun öldüğü toprağı ben ne yapayım?” diyor.

     Vatanı, uğruna ölmeye değmeyen bir toprak parçası olarak görüyor Sezen Aksu.

     Veya Sezen Aksuların “Tanrısı” olan serbest piyasanın diliyle konuşacak olursak vatanı “arsa” olarak görüyor.

     Gerçekten de arsa için ölünmez. Sağ kalırsanız bu “arsa” olmasa başka bir “arsa” bulabilirsiniz.

     Ama vatan “arsa” değildir.

     Hiçbir “arsa” kişiyi, özgür yurttaş yapamaz. “Arsa” bireyi şeyhin müridi, ağanın marabası, aşiret reisinin bendesi olmaktan kurtaramaz.

     Emperyalist zorbalar kapıya dayandığı zaman, sahip olduğunuz arsaların beş kuruşluk değeri kalmaz.

     Emperyalist Operasyon

     Ezilen dünyayı sömürgeleştirme peşindeki emperyalizm, hedefine ulaşmak için önce ezilen dünyada milletlerin beynini ele geçirmek ister.

     Devasa propaganda makinesi bu hedefe ulaşmak için çalışır.

     Milyarlarca doları bulan fonlar, ezilen dünyanın aydınını, sanatçısını satın almak için seferber edilir.

     İşte bu faaliyetin sonunda, kendi tarihine, kendi milletine saldıran sözde aydınlar, sanatçılar parlatılır. Emperyalistler soykırım yalanlarını bunlara söyletirler.

     “Vatanı bir kadın memesine satarım” diyen yazarlar da bu mekanizmanın parlattığı yazarlar olarak görevlerini icra ederler.

     Bunların görevi, emperyalistler ülkelerine çullandığı zaman karşılarında o “Vatan”ı savunacak bilinçte kimsenin kalmamasını sağlamaktır.

     Hakim Cereyan

     Çağımızın büyük gerçeği, milletlerin bağımsızlık isteğidir.

     20. yüzyıl ezilen dünya milletlerinin önünde durulamayan büyük bağımsızlık mücadelelerine sahne oldu.

     Bugün ile kıyaslanamayacak olumsuz koşullarda dünyanın yoksulları ayağa kalktılar ve yenilemez zannedilen emperyalistleri yendiler.

     “Vatan” Kazanacak

     Yani Sezen Aksu, “yeniden kul, köle olalım; yeniden sömürge olalım, millet olmaktan vazgeçelim, amacı olmayan bir kalabalığa dönelim, ama oğlum yaşasın” diyor.

     Sezen Aksu, bu söylemiyle emperyalist merkezlerin olmasını istedikleri bir insan tipi haline geldiğini gösteriyor.

     Ama bu toprakların insanı, “Anadolu”ya “Vatan” demeye ve uğrunda gerekirse canını vermeye devam edecek.

     İnternetten alınmıştır. – 26.07.2011, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:6214760
Online Ziyaretçi Sayısı:3
Bugünlük Ziyaret :42

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.