01.07.2011 / Yasemin Tecimer - Akıl Hastası Piyanistin İnanılmaz Öyküsü
Geoffrey Rush’a “En İyi Erkek Oyuncu Oscar”ını kazandıran “Shine” filmi ile yaşamı beyaz perdeye aktarılan o piyanist Türkiye’deydi.
Aktör Geoffrey Rush’a “En İyi Erkek Oyuncu Oscar”ını kazandıran “Shine” filmi ile yaşamı beyaz perdeye aktarıldı. Ruh sağlığı yerinde olmayan, müzik aşığı bir babanın, kendi olamadığı müzisyen kimliğini oğlunda yaşatmaya çalışması ve bu süreçte yaşanan dramlar ise filmin konusu. “Oscar”lı bu film, Helfgott’un gerçekten de hayat hikayesi. Polonyalı bir ailenin üyesi David. Filme dair çok detay vermek istemiyorum. Çünkü mutlaka izlenmesi gereken bir film ve bu film gerçekten de en iyilerden olan bir film.
Akıl hastanesine ilk evliliği bittiğinde yatırılmış ve 12 yıl hastanede boşa geçen yıllar söz konusu. Defalarca elektroşok tedavisine de maruz kalan David, hastaneden çıktıktan sonra, şimdiki eşiyle evlenerek müzikli yıllarına tekrar başlıyor. David’in yıllar boyu baskılara maruz kalmış beyninin iflasına da bu süreçte tanıklık ediyoruz.
Şimdi de isterseniz O’nun piyanoyu konuşturduğu, Ankara’daki o muhteşem konsere birlikte gidelim sizlerle. Siz hiç uçuşan eller ve sahnede çocuk gibi koşuşan bir piyanist izlediniz mi? Ben izledim, üstelik izlemeye doyamadan ve adeta da hiç nefes almadan.
Bu tınıların şölenini defaatle olsaydı gene izlerdim. Geçtiğimiz yıl “Aya İrini”nin o özel dokusunda muhteşem bir konser ile O’nu ilk izleyenlerden olma şansına sahip sayılı kişilerdendim. Aradan bir yıl geçti. Bu sene yine ülkemizde David. Üstelik tam 7 ayrı konser vermek üzere. “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” da ev sahipliği yapıyor usta sanatçıya. İki gecesinde de Ankara da başkentin konuğu oldu.
Programla ilgili zamanlama dakik ve harika. Çünkü program tam saatinde başlıyor ve bütün kapılar kapanıyor. İşte sahnenin bir ucundan diğer ucuna bayram çocuğu sevinciyle koşuşan ve sürekli kendi kendine konuşan parlak kırmızı gömlekli deli bir adam da bu sırada sahnede yer alıyor. Böylesine enerji dolu olmasına rağmen, sanatçı tam 62 yaşında.
Sevimli adamın selamlaması bittiğinde oturuyor piyanosunun başına ve show da işte tam o anda başlıyor. Adeta nefesler tutuluyor. Herkes pür dikkat. Sahnede piyanonun içerisinde kaybolan ve müziği ile sevenlerini bir başka dünyaya götüren bu usta ile müzik yolculuğu başlıyor. O’nu izlerken ve dinlerken de dilimizden sanki şu sözler çıkıyor, gerçekten de muhteşem bir yetenek.
http://www.gazetehalkim.com sitesinden alınmıştır. - 01.07.2011, Cuma