Hadise'nin Ardındaki Beyin

Süheyl Atay

     Şöhretlerin avukatı, menajeri, sırdaşı, yoldaşı...

     Süheyl Atay, Hadise'nin Eurovision kampanyasının ardındaki isim...

     Ama kariyerinde Hadise'den önce de hem şöhretli isimler hem de kayda değer anılar var.

     Şimdi sahnedekilerin arkasında durduğuna bakmayın, aslında kendisi bir "sahne şahsiyeti" idi. Çocuklarına Doğa ve Deniz adını verecek kadar tabiat tutkunu olan Süheyl, yatılı okuduğu "Bornova Anadolu Lisesi"nde sempatik, sıcakkanlı, öncü ruhlu bir öğrenci olarak tanınır ama aslen "tiyatrocu" olarak bilinirdi.

     Füsun Erbulak'a hayrandı.

     En büyük ideali, okulu bitirip oyuncu olmaktı.

     Ama organizasyon yeteneğiyle de o zamandan sivrilmişti.

     Okul gecelerini, gösterileri, baloları düzenleyen ekibin içindeydi.

     Mezun olunca sırf tiyatrocu olabilmek için tercihlerini İstanbul'dan yazdı.

     İstanbul Hukuk'u kazandı.

     Okulla birlikte Ali Poyrazoğlu'nun tiyatrosunda da çalışmaya başladı. Sahne üzerinde de gerisinde de çalıştı.

     Hayata damga vuran katliam

     Belki bütün bir kuşağın kaderini değiştiren terör, O'nu 1978'in 16 Mart günü yakaladı.

     Ülkücülerin saldırılarından sakınmak için devrimci öğrencilerle birlikte okula girip çıkıyorlardı. Hocası Server Tanilli o gün okulda bir olağanüstülük olduğunu söylemişti öğrencisi Süheyl Atay'a... Vardı gerçekten de...

     Okulu hep arka kapıdan terk ettikleri halde, o gün polis onları ön kapıya doğru yönlendirmişti. Her günkü güvenlik kordonu da o gün kaldırılmıştı.

     Bir şeyler olacağından kuşkulanıp adımlarını hızlandırmışlardı.

     Süheyl tam okulun köşesinden dönmüştü ki bombanın gümbürtüsüyle sarsıldı. Bu sarsıntıyla bedeni 1,5 metre ötedeki duvara savruldu. O an bir kurşun yağmuru başladı. Koşarak dört bir yana kaçıştılar. Kaçamayan arkadaşları, meydanda kanlar içinde kalakaldı.

     Ertesi gün cenazedeydi Süheyl... Aylarca kabuslarından haykırarak uyandı. Bu acıyı hiç unutmadı. 1984'te mezun olup cübbesini giydikten sonra da katledilen arkadaşlarının davasında avukatlık yaptı.

     Şöhretlerin yoldaşı

     İlerleyen yıllarda sanat camiasında önce hukuk danışmanlığı, sonra organizatörlük, menajerlik türü işlerin içinde buldu kendisini...

     Nazan Öncel'den Hande Yener'e, Teoman'dan Nev'e, Fahir Atakoğlu'ndan Yalın'a, Mirkelam'dan İlhan Mansız'a kadar pek çok şöhretin ya menajerliğini ya da avukatlığını üstlendi.

     Ama herhalde mesleki açıdan en keyifli ve en zorlu günlerini Tarkan'la geçirdi.

     İlk albümünden sonra O'nunla çalışmaya başlamıştı. 10 yıl sadece avukatlığını yapmakla kalmadı, yoldaşı oldu. Onlarca tazminat davası kazandı. Ama galiba Tarkan'a asıl katkısı, O'na en sıkıntılı günlerinde omuz vermesi, yol göstermesi oldu.

     O dönem Tarkan'ın yanındaki birkaç kişilik beyin kadrosundaydı Süheyl...

     Medya çok üzerine gittiğinde ortaya çıkan "radikal ve kafa tutan Tarkan" imajında kuşkusuz büyük katkısı vardı.

     Bir erkek arkadaşıyla deniz kenarinda çekilmiş "şantaj fotoğrafları" mı yayınlandı; Tarkan savunmaya geçmek yerine "Özel hayatım kimseyi ilgilendirmez" diyebiliyordu.

     Askerlikten kaçmakla mı suçlandı; militarizm propagandası yapmadan hakkını savunuyordu.

     Ama bazi ilkelerde anlaşamadıklarından Tarkan'la yolları ayrıldı.

     Ve Süheyl Atay, Hadise ile çalışmaya başladı.

     Hadise dönemi

     Sanatçısını dünyaya açmaya kararlı bir menajer için Hadise'de büyük potansiyel vardı.

     Süheyl bu potansiyeli iyi değerlendirdi.

     Eurovision'u hem Türkiye hem Hadise için bir fırsata dönüştürdü. O'nu turnelere, otobüsle Balkan turuna çıkardı. Dansçılarından kıyafetine albümünden konserlerine kadar her şeyiyle ilgilendi. TRT ile ilişkiyi o götürdü.

     Ama Tarkan örneğindeki ilkeli ve ödün vermez tavrı burada da gördük.

     "Düm Tek Tek" klibindeki kıyafet seçiminde "müeddep" TRT yönetimi karşısında sağlam durdu.

     Giysi tartışmalarında, sağlık sorunlarında Hadise'ye siper oldu; "Eleştirilere saygılıyız ama bu da bizim tercihimiz" dedi. Kriz yönetimindeki ustalığını kanıtladı.

     Yarı final öncesi beklentiler tavan yapıp da bunun altında kalan Hadise yatağa düşünce O'nu baskı hissetmeyeceği bir inzivaya çekip hızla iyileşmesini sağladı.

     Sonunda Hadise "Kıyafeti uydu / uymadı" tartışmaları arasında ve yaraları tam iyileşmeden final sahnesine hazırlanırken, Atay büyük bir özgüvenle Hadise'nin zafer gecesi yapacağı konuşmanın metnini yazıyordu.

     Can Dündar • 17 Mayıs 2009, Pazar (Milliyet)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5781238
Online Ziyaretçi Sayısı:12
Bugünlük Ziyaret :700

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.