13.10.2011 / Reha Muhtar - Isıran Gazeteci ve Hayatındaki Kadın...

     …………………………………

     Önceki gün Rutkay Aziz’in “Antalya Film Festivali”ndeki muhalif konuşmasını izlerken, “konuşmanın etkisinin Rutkay Aziz’in kişiliğiyle ilintili olduğunu” fark ettim...

     İnsanlarla uğraşmayan ilkelerle uğraşmaya çalışan bir konuşmaydı...

     Haysiyet cellatlığı yapmayan, insanların onurlarını ayaklar altına almayan, “kirli kampanyaları, karakter suikastlerini muhalefetmiş gibi göstermeyen” bir tavırdaydı Rutkay Aziz...

     Kendi ilkelerini, kendi gördüğü haksızlıkları ve hukuksuzlukları anlatıyordu...

     ***

     Bu haliyle mağdur dünyanın sesiydi...

     Son yıllarda bu ülkede en fazla eksikliği görülen şey bu muhalefet anlayışıdır...

     Son zamanlarda “muhalefetim” diye insanları aşağılayan, karakter suikasti yapıp, haysiyet cellatlığına soyunan şaklabanlar ordusu, ortaya çıktı...

     Muhalefetin değerini, kutsallığını, asaletini, mağduriyetini, eşitlik, hak ve özgürlük arayışını ayaklar altına alan bir “şaklaban çete” muhalif olarak görüldü...

     Muhalefet bu snob, mağrur, insanları aşağılayan ve belaltı suikastler yapan oyuncakların etkisiyle anlamını ve değerini yitirdi...

     Kitleler nezdindeki sempati rüzgarını kaybetti...

     O adamlar en büyük kötülüğü muhalefete yaptılar...

     Hiçbir zaman muhalif olmadıkları halde...

     Onlara muhalefet ordusu fonksiyonunu biçenler hayatları boyunca muhalefetin ne olduğunu bilmemişlerdi çünkü...

     Çünkü muhalefet gerçekten mağdur olmak demekti...

     Şımarık değil, insan olmak anlamına geliyordu...

     Vurdumduymaz değil, duyarlı olma manasını içeriyordu...

     Ve en önemlisi...

     Kendisi için istediği adaleti, karşısındakinden esirgememesi gerekiyordu...

     Bunları bilmeyince, muhalefet “hayatı ve insanları aşağılayan şaklabanların elinde oyuncak oldu...”

     ***

     Ajda’nın Şarkılarında Aşk Vardı...

     Neden olduğunu, nasıl hissettiğimi sormayın...

     Fakat ben Ajda Pekkan’ı tanıyorsam, önceki gece sahnedeki duruşundan, seslendirdiği parçalardan, şarkı söylerken yarattığı vücut dilinden, “son aylarda ağır bir duygusal türbülanstan” geçtiğini hissettim...

     Ortak dostlarımıza, yakınlarına hiç sormadım, son “aşk dedikodusu” doğru mu diye...

     Gerek yok, işin doğrusu O’nun duygusal alaboralarından kendime hasta meraklar da çıkartmıyorum...

     ***

     Ne ki benim için çok önemli bir insan, bir kadın Ajda Pekkan...

     O’nun mutlu olması, mutlu hissetmesi benim için çok önemli...

     Çünkü sanılanın ya da tahmin edilenin aksine, pırlanta gibi bir kalbi ve en zor gününüzde en güçlü desteği veren bir “insani hali” vardır...

     Öyle bir insanın mutsuz olması vicdanımı sızlatır...

     Mutlu olması sonuna kadar hakkıdır...

     Gazete Vatan - 13.10.2011, Perşembe




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5765856
Online Ziyaretçi Sayısı:13
Bugünlük Ziyaret :727

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.