16.11.2011 / Reha Muhtar - Vicdani Ret İle Ödlek Arasındaki Farklar!..

     ……………………………………

     Esin Afşar’a “Seni Çok Sevmiştim”...

     Müzik O’nun için çocukluk tutkusuydu...

     Pek çok sanatçı “Ben küçükken” diye başlayan cümleler kurar...

     Küçücük bir çocukken piyanosuna tutkuyla bağlıydı... Hayalinde hep konserler veriyordu ve büyüyünce sahnede siyahtan şaşmayan bir sanatçı olduğu halde, küçükken kurduğu hayal dünyasındaki konserlerinde beyaz tuvaletler giyiyordu...

     Hayaller hep aynı bitiyordu...

     Piyano çalıyor, konseri sona eriyor, seyirci O’nu alkış tufanına tutuyordu...

     O sırada “Ankara Koleji”nde okuyordu...

     Annesi koleji bitirmesini, sonra konservatuvara girmesini istiyordu fakat, yaş sınırını kaçırmamak için annesinden gizli konservatuvar sınava girdi ve kazandı...

     “Ankara Devlet Konservatuvarı”ndaki günleri böylece başladı.

     Tüm hocalarının dikkatini çeken, çok parlak bir öğrenci oldu daima...

     Muhsin Ertuğrul bir gün O’na “Sahnenin çukurunda piyanist olacağına sahnede ol” sözlerini dinledi ve 12 yıl “Devlet Tiyatrosu”nda sahnede oldu...

     Fakat sesi o kadar güzeldi ki, şarkı söylemesi için israrlar dinmiyordu...

     İlk menajeri Erkan Özerman oldu, Ankara’da “Bulvar Palas”ta şarkı söylemeye başladı...

     ***

     Esin Afşar’ı anlatan bu bölümü, ölümünden hemen önce “Milliyet Gazetesi”ne verdiği röportajdan aldım...

     Ben O’nu tanıdığımda çocuktum...

     Muhteşem sesi, yorumu, “Dedi ki; Yoh yoh” diye klasikleşen şarkısıyla, çocukluğumuzun starıydı Esin Afşar...

     “Türkiye Komünist Partisi” dün Esin Afşar’ın “Sol dünyalara yaptığı katkılar ve üretimlerden dolayı” teşekkür etmiş yayımladığı bildiride...

     Hayrettir; Esin Afşar’ın solda olduğunu bilirdim de “Komünist Partisi”nin sahipleneceği kadar o dünyalarda yankılandığını bilmezdim...

     ***

     O son röportajda;

     “Hiç olmazsa haftada bir klasik Batı müziği ver, hepsi kaldırıldı...” diye sitem ediyor...

     “TRT 3” klasik müzik çalardı ve caz çalardı o da giderek azaldı...

     “TRT 3”te Serhan Bali’nin klasik konser programı vardı cumartesi ve pazar günleri...

     Onu dinlerdim, onu da kaldırdılar...

     Bundan 2500 yıl önce Konfüçyus demiş ki “Bir ülkeyi yok etmek istiyorsan önce dilini, sonra müziğini yozlaştır...”

     Dilimiz yozlaştı, müziğimiz de yozlaştı. Allah selamet versin ne diyeyim...

     “Çocuklarınıza ne bırakıyorsunuz Esin Hanım bunca yaşanmışlıktan sonra?..” diye sormuşlar;

     “Ödüllerimi ve onurumu bırakıyorum çocuklarıma... Başka bir şey bırakamıyorum maalesef...”

     Kerim Afşar da aynı şeyi kızına demişti... Benim ilk eşimdir o... O da öyle demişti “Evladım benim sana onurumdan başka bırakabileceğim bir şeyim yok...”

     “Ben sahnede ölmek isterim, ölene dek sahnede olmak isterim...” demişti o son röportajda...

     Bu son röportajı yayımlamak istedim...

     Çünkü biliyorum ki, hayattayken söylediklerini fazla dikkate almıyor kimsecikler...

     Esin Afşar’ın ölümü belki söylediklerini kulaklara küpe yapar...

     Onun için bu röportajı aldım, yayımlıyorum...

     Benim ise O’na veda ederken söyleyeceğim tek şey şu olacaktır:

     “Seni çok sevmiştim...”

     Gazete Vatan - 16.11.2011, Çarşamba




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5765419
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :585

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.