04.12.2011 / Zafer Yümlü - Bir Yaprak Daha
Bir yaprak daha eksiliyor hayat takviminden. 2011'i uğurlamaya hazırlanıyoruz yavaş yavaş.
Bir yılı daha devirdik.
Yılın son günleri “Radyo 3”ün başına gelenlerin haberleri ile geçiyor. “RTÜK” tarafından yapılan bir araştırmaya göre Türk halkının %92.3’ü klasik müzik dinlemiyormuş. Bu nedenle “TRT” “Radyo 3”ün yaklaşık seksen adet vericisini başka kanallara yöneltilmiş. “TRT” genel müdürlüğünün verdiği bilgiye göre “Kanalın yayın planında haftalık olarak pop müzik yayını 2015 dakika, klasik müzik yayını 125 dakika, rock müziği yayını 120 dakika, batı müziği yayını 120 dakika, caz müziği yayını 150 dakika, opera bale yayını 110 dakika olarak gerçekleştirilmiş. Yıllık dağılım oranları ise, pop, rock, klasik, batı müziği, caz, opera-bale yüzde 26,2, halk müziği yüzde 27, sanat müziği yüzde 27 ve diğer programlar yüzde 19,8 olarak gerçekleşmekteymiş.”
Türk toplumu için çok önemli bir iletişim aracıdır radyo. “İkinci Dünya Savaşı”nı, Zeki Müren’i, edebiyat klasiklerini onda dinlemişlerdir hep. Ben de bir radyo sevdalısı olarak iple çekerdim “Radyo Tiyatrosu”nu. Güzel türkçeyi o sihirli kutuda bulurdu insanlar. Korkmaz Çakar’ın efektleri muhteşemdi. Bir de ünlü bestekar Ali Rıza Avni’nin sunduğu “Ses ve Saz Dünyamızdan” adlı program vardı. “Klasik Türk Müziği”ni o sevdirirdi insanlara.
Şimdi “TRT3” kapatıldı. Peki hiç kendimizi eleştiriyor muyuz bu konuda? Acaba suç kimde? Bu kanalı kapatan devlette mi yoksa çoksesli müziği halka sevdirmeyen kurum ve sanatçılarda mı? Bu ankete göre ülke nüfusunun %92.3’ünün klasik müzik dinlemediği belirlenmiş. Yani her yüz kişiden yedisi klasik müzik seviyor sadece. Bu oran %8 bile olsa insanların olaylara bakış açısı, yaşam tarzları ve ülkenin standartları bambaşka olur. Bir düşünsenize; araştırmacı, akılcı ve pratik düşünen insanlar, insan haklarına ve doğaya saygılı, sevecen, dingin bir toplum.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen bir dans topluluğunun reklamı vardı televizyonda. Bach eşliğinde break dans yapıyorlardı. Reklamda “Elitlerin müziği ile sokakların dansı buluşuyor” deniyordu. Peki biz neden elitlere mal ettik klasik müziği? Sokaklarda duyulsa olmaz mıydı?
Toplumu geliştirmek yerine popüler kültürün malzemesi yapmak daha hoş geliyor insanlara. Toplumu cahil bırakıp bu cehaleti rahatça kullanabilmek.
Şimdi her yerde imza kampanyaları başlatılır. İmza kampanyası yapmak bir gelenek olmuştur zaten. Gerekli, gereksiz her şeye imza kampanyası yaparız. Camiye yardım için bile imza toplanıldığını görmüştüm ben. Sokaklarda bilmediğimiz kağıtları imzalarla doldururuz. İmza atılan o kağıtların akibeti de belli değildir hiç. Peki “TRT 3” yayındayken insanların aklı neredeydi?
Ne diyelim. Fazla söze gerek yok artık. Yeni bir yıl geliyor. Umutların mutluluklara dönüştüğü sağlıklı bir yıl olsun umalım.
Haydi artık, eller havaya.
04.12.2011, Pazar - İzmir