16.02.2012 / İclal Aydın - Turne Notları

     Lapa lapa kar yağıyor... Boynumun “Ben bir yere gitmiyorum, inatçıyım, inadın tekiyim” dönemi başladı yine... Pencerede yağan karı izliyorum. Bizi Gümülcine’ye götürecek araba evin önünde bekliyor. İki küçük ekmek dilimi kızarttım. Dün Kahramanmaraş’tan hediye olarak gönderilen acı biber salçası ile sabah Tarsus’tan aldığım domates salçasından incecik sürdüm ekmeğin üzerine. Birkaç dal maydanoz koydum. Bir tanecik de zeytin...

     Tarsus dün bahar havası içindeydi... İstanbul karlı şimdi... Gümülcine yolları da karlıymış...

     ***

     Kendini övenleri, kendine gelen övgü cümlelerini yayınlayanları ayıplıyorum ama bundan bahsetmezsem sanki bir şey sessiz sedasız kalacak, yazık olacak gibi geliyor. (Affınıza sığınarak...) İnsanın anne babasına, eşine, kocasına anlatması gibi bir istek belki de bu: “Oldu galiba, beğendiler herhalde” der ya insan... İşte öyle bir şey...

     Seyirci gittiğimiz her şehirde ayakta alkışlıyor oyunu biliyor musunuz? “Emanetçi”yi yani... Ve gözüm doluyor benim her finalde. Mesela Tarsus’ta beş yüz kişilik salonda neredeyse yedi yüz kişi vardı dün gece. Ek sandalyelerin yanı sıra yüzlerce kişi ayaktaydı. Ve yüzlerce kişi de kapıdan dönmüş.

     Ben galiba iyi ettim.

     Evet evet, iyi ettim tiyatroya dönmekle.

     Ama yazıdan da kopamıyorum. İşte...

     Kopmam da gerekmiyor ki...

     Hatta...

     ***

     İstanbul’da gazete ve televizyon kanalları arasında memleket meselelerine, evde dört duvar arasında kendi küçük hayatımızın dolambacına kapılıp unutuveriyor insan...

     Aslında nereye ait olduğunu...

     Nasıl ve ne güzel bir ülkenin evladı olduğunu. İyi ki bu güzel oyunla düştüm yine yollara. Tarsus’ta “Kırkkaşık Bedesteni”nde iğneoyası çiçekleri sevip, “Kleopatra İksiri” içip, esnaf kadınlarla sohbet ederken, “Ashab-ı Kehf Mağarası”nda “Yedi Uyurlar”ın yattığı yere bakıp hikayelerini dinlerken, “Aziz Paul’un Kuyusu”ndan su çekip, bana hediye edilen bir kucak nergisi koklarken bir daha iyi ki bu memleketin çocuğuyum ben dedim...

     Tarsus Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi, Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Özel Kalem Müdürü Tuba Kaya, organizatör Aydın Korcak’a çok ama çok teşekkür ediyorum. Gösterdikleri misafirpervirliğe ve beni bine yakın Tarsuslu’yla buluşturan, bu etkinliği gerçekleştirip bizzat içinde bulundukları, bana eşlik ettikleri için...

     Tarsus’u anlatabildiğimce anlatmak boynumun borcu olsun...

     ***

     Hafta sonu Tarsus’a çok uzakta değildik. Kahramanmaraş’taydık. Kurtuluşunun 92. yılı kutlamaları nedeniyle oldukça zengin ve güzel bir programın davetlisiydik. “Ankara Devlet Tiyatrosu” değerli sanatçısı Adnan Erbaş’ın kaleme aldığı eseri çok değerli ağabeyimiz Sümer Tilmaç, Yasemin Öztürk, Serdar Tuncer ve çok kıymetli sanatçı arkadaşlarımız sahnelediler. “Kültür Bakanlığı”nın kıymetli müzisyenleri de şahane müzikleriyle eşlik ettiler. Kahramanmaraş’ı gezebilmek ve algılayabilmek bir başka bahara kaldı. Ama iki şeyi hiç unutmayacağım. Bir, Kahramanmaraş çok soğuktu. İki, Kahramanmaraş halkı çok sıcaktı. O soğuğa rağmen binlerce Kahramanmaraşlı gecenin karanlığında ışıl ışıl gözleriyle biz buradayız diyordu...

     Ak Parti Kahramanmaraş milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar bölgenin ilk ve tek kadın milletvekili... İki küçük çocuğuna rağmen yapacaklarının, yapmak istediklerinin sevinci ilham verici şahane bir kadın... Bakalım Kahramanmaraş kadınları Türkiye’ye neler anlatacak?

     Gazete Vatan - 16.02.2012, Perşembe




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5751764
Online Ziyaretçi Sayısı:5
Bugünlük Ziyaret :733

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.