22.03.2012 / İclal Aydın - Konuşamıyoruz Biz...
……………………………………
Dün hava 28 dereceydi benim bulunduğum şehirde. Birbiriyle bacı olan çiçek açmış üç manolya ağacı var, her gün ziyaret ediyorum onları. Dallarının altında toprağın nemini hissederek yatarken kulaklığımdaki şarkıya takıldım birden... Doğruldum..
Yaşar’ın sesinden, Kul Himmet’in sözleri tam da o dakikamı anlatıyordu işte:
“İki elim gitmez oldu yüzümden
Ah ettikçe yaşlar gelir gözümden
Kusurumu gördüm kendi özümden
Bir dost bulamadım gün akşam oldu...”
(Şükür olsun az ve öz dostlara... Kuş kanadı gibi uçuran, kollayan, koruyan varlıklarına...)
Benim aklım “kusurumu gördüm kendi özümden” diyor ya, oraya takıldı işte... Yerde bir yaprak vardı, aldım koydum kitabımın arasına, dönünce, çerçeve içine alıp başucumda tutayım, unutmayayım bu dakikayı...
………………………………………
Neyse... Peki o halde...
Misilleme sanatında usta olmuş toprakların çocuklarıyız, peki...
‘Nasıl geçirdik’çiyiz... ‘Adamı perişan ederiz’ciyiz.. İntikamcıyız... Kinciyiz..
Haklıyız hep, haklıyız...
Öyle olsun... Öyle olsun da... Günün akşamı da var ya...
Bakın ne diyor ama Kul Himmet...
“Bozuk şu dünyanın düzeni bozuk
Tükendi daneler kalmadı azık
Yazıktır şu geçen ömre yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.”
Gazete Vatan - 22.03.2012, Perşembe