25.10.2008 / Zafer Yümlü - Pardon, Siz Homosapien misiniz?


     
Merhaba.

     Hiç düşündünüz mü ne olduğunuzu? Hiç aklınıza geldi mi?

     Doktor, bakan, müdür, amir, öğretmen, profesör mü yoksa sadece insan mı?

     Acaba hangisisiniz?

     İnsan olmak...

     Belki de çoktan unuttuğumuz bir olgu değil mi?

     Makam ve gösteriş hevesimizden hiç taviz vermeyen bir toplumuz çünkü.

     Ülke bir tecavüzcü tenor haberi ile çalkalanıyor şu günlerde. Artık sahnelerde alkışladığımız bir sapığımız da oldu. Gerçi bu yeni bir şey de değildi ama bu kadar net bir şekilde daha yeni ortaya çıktı.

     Sokaktaki hayvanları ezen, yöneticilerinin devamlı birbirine hakaret yağdırdığı, doğal kaynaklarını kirletmek ve yok etmek için çaba harcayan, T.V.’de her türlü rezaleti izleyen, birbirini yok etmek için çaba harcayan bir toplumuz. Küçük çocuklara tecavüz de normal sayılabilir pekala yakında.

     Düşünsenize, kültür seviyesinin en yüksek göstergelerinden sayılan opera sanat dalının ve çoksesli müzik eğitimi veren konservatuvarların düştüğü durumu... Şimdi biz sahnede kimleri alkışlayacağız?

     Çocuklarımıza kimleri örnek göstereceğiz?

     Çoksesli müziği nasıl sevdireceğiz?

     İşte size toplumun durumu.

     Olayı sadece bir tecavüzcü tenor olayı olarak düşünmemeli. Bu tip bir hareket her meslek grubundan çıkabilir. İşin vahim olanı toplumun yozlaşmasının geldiği sınır ve psikolojik çöküntü. Kültürel, psikolojik, ekonomik çöküntüler içindeyiz ve alt benliğimizdeki ümmet zihniyeti her şeyi kabullenmemizi, kendimizi daha da çökertmemizi sağlıyor.

     Padişahım Çok Yaşa!!!

     Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da "4. İstanbul Müzik Öğretmenleri Sempozyumu" yapıldı. "Kadıköy Halk Eğitim Merkezi"nde gerçekleştirilen bu etkinlik üç gün sürdü. Müzik eğitiminin sorunlarının tartışıldığı bu sempozyumda izleyici sayısı iki yüzü aşmadı.

     Bu sempozyumda sektördeki sorunlar ve çeşitli görüşler su yüzüne çıkartılmıştı. Ama sadece üç gün için.


    
Sonra her şey yine unutuldu.

     İşte size insanların sorunlarına ve topluma karşı bilincinden bir örnek. Sorun çok, biliniyor, şikayet hayli; ama sorunları çözmek için hareket yok.

     İnsan olmanın bilincine ne zaman ereceğiz biz? Salt insan olmanın bilincine.

     Toplum için yaşamayı öğreneceğiz. Eğer sokakta bombalar patlıyorsa, çocuklarımız iyi eğitim alamıyorsa, ekonomimiz kötüyse, tamamen dışa bağımlıysak, kültürel ve sosyal politikalarımız çökmüş ise suçlusu kim?

     İlkel çağlardan bile daha vahşi yaşar hale geliyoruz yavaş yavaş.

     Acaba Homosapien’leşiyor muyuz?

     Modern mağaralarda yaşayan Homosapiens’ler. Birbirini yiyen vahşi yaratıklar.

     Yaratılmış varlıkların en şereflisi ve kusursuzu olduğunu unutmuş mağara adamları.

     Hepimiz aynı topraktan geldiğimizi neden unutuyoruz!

     Ne demiş ozan;

     “Ben toprağın sinesinde insan denilen bir canım.

     Hem düşünür hem severim, budur taştan farklı yanım.

     Her maddenin zerresini bedenimde taşıyorsam.

     Ben ne bir taş, ne bir ağaç, insanlığımla insanım.”

     Düşünün ve karar verin.

     Homosapien veya insan olma tercihini size bırakıyorum artık.

     25.10.2008, Cumartesi - İzmir




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5783872
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :716

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.