İtalyan Mafyasının Kurslarıyla Yetişen Kabadayı Kılıklı Şef Kim?

Ünal Algın

    Orkestra şefleriyle ilgili tartışmalar sık yaşanır klasik  müzik dünyasında. Egoist olmakla ve despotlukla suçlanırlar sık sık.

     En son çıkışı İngiliz keman virtüözü Nigel Kennedy yapmıştı geçen haftalarda. Şefleri bencil olmakla suçlamış ve “Önümüzde durup sopa sallıyorlar. Ondan sonra da tüm egolarıyla paraya para demiyorlar. Bir de sanat yaptıklarını söylüyorlar. Bir enstrüman bile çalamıyorlar. Buna rağmen çok büyük bir egoya sahipler. Orkestra şefliğine sanatçılık diyenin alnını karışlarım” diye açıkça savaş ilan etmişti.

     Bu haber bizim müzisyenlerimizi de cesaretlendirmiş olmalı ki onlar da düşüncelerini internet ortamında açıkça dile getirmeye başladılar.

     Bunlardan biri de “Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü”nde genel müdür danışmanlığı, genel koordinatörlük gibi görevlerde uzunca bir süre bulunan ve halen kurumun orkestrasında trombon sanatçısı olarak çalışan Ünal Algın.

     Algın “Huysuz Şefler” adını verdiği bir yazı dizisiyle şeflere karşı savaşını başlatmış durumda.

     Köy Ağası Gibi Yaşayan Kabadayı Kılıklılar Var!

     Bir müzikçi olarak ilk yazısından sonra bazı dostları kendisine kızmış, bazıları da şefin ne olup olmadığını anlatmaya kalkışmış.

     “Bu kadar alınganlığa gerek yok” diyor Algın, “Onlar ki sürekli her enstrümantisti, her solisti, her koristi, her orkestrayı her ortamda acımasızca eleştirmeyi meslek edinmiştir, biraz da biz onları eleştirelim. Ne mahzuru var bunun?”

     Ancak Ünal Algın’ın derdi başka:

     “Gönderdiğim iletilerdeki genellemeler şeflik mesleğini göz ardı etmemizi gerektirmez. Zira orkestra kavramı şefle başlar, şef olmazsa bence orkestra da yoktur. Dünya ustalarını ise zaten tartışmamıza bile gerek yok.

     Beni asıl üzen ve dahası sinirlendiren şey, bizim yeteneksiz ‘zübük’ şeflerimiz. Köy ağası gibi yaşayan birkaç kabadayı kılıklı tip var ki siz onları iyi tanırsınız eminim. Bunlara bazen ‘hem kel hem fodul’ veya ‘zübük’ falan da denilir. Enstrüman çalamayan pek çok tip kompozisyon bölümüne kapak atıp, orada da bir varlık gösteremeyip İtalyan mafyasının kurslarıyla başımıza şef kesildi. Bana isim isim saydırmayın şimdi. İşte o tipler şimdilerde ortalığı kasıp kavurmaya çalışıyor. Makamı büyük yöneticiler de yalnızca nicelik ve popülizm peşinde koşunca işte böyle trajikomik sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bilmem anlatabildim mi?

     Bu yazı dizisi bunlar kendine çekidüzen verene kadar sürecek. 40  yılda neler gördü bu gözler, neler işitti bu kulaklar! Unutmayınız ki, orkestra şefinin arkası seyirciye dönüktür, bakışlarını ancak bizler görürüz. Gözler ruhun aynasıdır derler, yaa!

     Bilirsiniz ki bagetle değil, bilgi ve ruhla yönetilir orkestra. Enstrümanını elindeki sopa sanan bazı habis ruhların ise insana dokunduklarını bilmeleri gerekiyor bir şekilde. İşin başını çekenlerin de, sanat kurumlarına fırtına tohumu ekenlerin de birer birer ipliğini pazara çıkaracağım.”

     Evet, şef ortamına yalın kılıç dalmış Ünal Algın. Bakalım bu savaştan  istediği sonucu elde edebilecek mi? Tahminim cephenin sanal ortamla sınırlı kalmayacağı.

     Merak ettiğim ise İtalyan mafyasının kursundan mezun orkestra şefinin kim olduğu...

     Hürriyet – Kültürazzi
     27 Nisan 2008


     Mafya Kursuyla Yetişen O Şef Ben Değilim!

     Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, sanatçı Ünal Algın’ın “Huysuz Şefler” yazısında bahsettiği “İtalyan mafyasının kurslarıyla yetişen kabadayı kılıklı şef”in kendisi olmadığını söyledi.

     İnternette Türkiye’deki orkestra şefleri üzerine yazdığı “Huysuz Şefler” başlıklı yazı dizisinde “Köy ağası gibi yaşayan, İtalyan mafyasının kurslarıyla yetişen kabadayı kılıklı şef” diyen Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Ünal Algın’a kendi genel müdüründen cevap geldi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen “O şef ben değilim” derken Algın eleştirilerini sürdürdü.

   Yazıyı Gülerek Okudum

     Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, şeflere yönelik yazılan yazıyı okuduğunu belirterek “Burada kastedilen ben değilim” diye konuştu. Rengim Gökmen, Algın’ın yazısında değindiği eleştirilere şu cevabı verdi: “Yazıyı daha önce okumuştum. Gülüp geçtim, çok komik ve çok eğlendim. Dünyada insanlar aptal mı ki, şeflere büyük paralar veriyorlar? Orkestra şefi olmadan işini götüren bir orkestra var mı? Ben bu yazıdan çok eğlendim ve mutlu oldum. Bunu söyleyebilirim. Eğer orkestra şefi olmadan bir orkestra ya da opera kendini yönetebiliyorsa, bu bizim için mutluluk verici olur. Orkestra şefi orada sadece sopa sallayan biri değil, orkestranın yorum birliğini sağlayan, yorum  anlayışını sağlayan kişidir.” Rengim Gökmen “Yazıda ‘kişisel eleştiri değil’ deniyor. Ama belirli bir kişi kastediliyor. Kastedilen ben değilim. Ünal Algın benim çocukluğumdan beri tanıdığım bir kişidir. Haliyle insanlar merak edip ben olup olmadığımı soruyor” dedi.

     “Devlet Opera ve Balesi”nde uzun süre genel müdür danışmanlığı ve genel koordinatörlük de yapan Ünal Algın eleştirilerinin “genel olduğu kadar kişisel olduğunu” da kabul ediyor. Algın, yazıda anlatılan kişi hakkında ise şöyle diyor: “Tabii ki bu eleştirinin yöneltildiği belli bir kişi var. Ama tek başına bu kişi sivrilmiş değil ki. Ona çanak tutan yöneticiler de var bunun altında. O erki O'nun eline veren siyasi iktidar da var. Siyasi iktidarın atadığı yöneticiler de var. Belli bir yaşa gelmiş bir adam olarak ‘aman onu demek istemedim’ filan diyecek değilim. Ben bir iğne batırdım. Çuvaldız da elimde. Biraz da onlardan bir yanıt gelsin.” Yazıda bahsedilen kişilerin yurtdışına giderek katıldıkları kurslardan şeflik belgesi aldığını söyleyen Algın adres de gösteriyor: “Franco Ferrara’nın kursuna siz de gitseydiniz şef olurdunuz. Bu kadar ucuz değil bu iş. Şimdi  şeflerden ‘kardeşim ne demek istiyorsun’ diye bir cevap bekliyorum. Orkestradakiler sanki şefin tebaası. Bunlar, ‘biz harikalar yaratıyoruz’ diye düşünüyorlar. Bakalım biri çıksın da ‘bana mı söyledin’ diye konuşsun.”

    Aykal da Aynı Kurstan!

     Türkiye'de daha önce “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”nı yöneten Rengim Gökmen’in İtalya’da Franco Ferrara’nın öğrencisi olduğu biliniyor. Yine ünlü şeflerden Gürer Aykal ve Emin Güven Yaşlıçam da Franco Ferrara’dan ders aldılar.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5785929
Online Ziyaretçi Sayısı:20
Bugünlük Ziyaret :1028

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.