01.12.2012 / Reha Muhtar - Babası 'Mutluluğun Bu Kadarı Fazla' Dedi Nilgün'e ve Gitti!..


     Yüzünün içi gülüyordu geçenlerde gördüğümde...


     “Hayatımın oyunu bu” demişti bana; “Hayat sen benimsin” oyunu için...


     - “Oyundan önce kitabını çıkarttım... Sana gönderdim... Oyunun galası Perşembe gecesi... Gel kendi hayatımı oynuyorum...” demişti...


     Perşembe gecesi ne Nilgün’ün oyununa ne de Robert Redford’un katıldığı geceye gidebildim...


     İkisine de gidememiş olmaktan içime bir sıkıntı girmişti...


     Dün sabah haberlere bakarken, Perşembe gecesinin katılamadığım etkinliklerinde neler olmuş diye dikkat kesilmiştim...


     “Nilgün Belgün’ün babası öldü” haberini okuduğumda “ne olduğunu tam anlayamadım”, şok olmuştum...


     * * *


     Meğer Nilgün’ün “Hayat Sen Benimsin” oyununun galasının yapıldığı gecenin sabahı, babası hayata veda ediyor Nilgün’ün...


     Hemen kitabın sayfalarını çevirdim...


     Katı kuralları seven babası Nilgün’ün oyuncu olmasını hiç hazmedememişti...


     - “Bunca yıllık kızıyım; babamla hala sizli bizliyiz... Yanındayken bir devlet büyüğüyle konuşuyormuşum gibi geliyor bana... Düşün oyuncu oluşumu bile uzun süre affedemedi...


     İlk oyunumu seyretmeye gelmişti ama nasıl geldi sen asıl onu sor...


     Herkes kahkahalardan kırılırken, en ön sırada taş gibi bir suratla oturdu hiç gülmedi...


     Metin Akpınar bir ara alı al, moru mor kulise girip, ‘Böyle gülmeyen adamları bizim moralimizi bozmak, performansımızı düşürmek için mi en öne oturtuyorlar?’ diye söylendi bile...


     Nasıl utandığımı, ezildiğimi anlatamam sana...


     ‘O adam benim babam’ diyebildim...


     Babamın oyunculuğu seçtiğim için benden intikam alma şekli buydu...”


     * * *


     Babasının oyunculuğuyla ilgili davranışını böyle anlatmış yeni çıkardığı “Hayat Sen Benimsin” kitabında...


     Sanki babası Nilgün’ü doğrulamak istemişti dün...


     Kızının hayatını oynadığı en büyük oyununun galasının ertesi sabahı bu dünyadan ayrıldı gitti...


     - “Babamın katı kuralları içime işlemiş herhalde” demiş Gülenay Börekçi’yle yaptığı nehir söyleşisini yayınladığı kitabında Nilgün...


     “Ne arkadaşlarımla oynadığımız oyunların tadını çıkarabilmişim... Ne bir parça haylazlık etmenin... Çocuklara özgü yaramazlıkları yapamamışım... Bu yüzden şimdi bile güzel bir şey yaşarken, her seferinde hakkım olmayan bir şey yapıyor gibi hissediyorum...


     ‘Mutluluğun bu kadar fazlası mümkün değil... Muhakkak bir şey olacak, bu bozulacak, o halde ben bırakıp gideyim’ duygusunu yaşıyorum...”


     * * *


     Hayata bakın ki, yine güzel bir şey yaşarken, gidiverdi dünyadan babacığı Nilgün’ün...


     Baba ile kız arasındaki ilişkiler, bir zaman sonra büyüyecek küçük kızların hayatlarına silinemeyecek damgaları vururlar...


     Her kadın içinde o küçücük kızı yaşatır...


     Babasının o küçük kızını...


     Babasına kendisini göstermeyi, babasının onayını içten içe almayı hayal eder...


     Şöyle demiş bütün bunları anlattıktan sonra Nilgün:


     - “Artık beni takdir ediyor... Hele O’ndan hiç maddi yardım almadığım için benimle gurur duyuyor... ‘Kızım her şeyden önemlidir... O’nunla iftihar ediyorum...’ diyor.”


     * * *


     Yaşın önemi yok...


     Bir kız çocuğu için hala babasıdır önemli olan, O’nun takdiridir...


     Hala kitabın bir yerinde babasının ‘Onunla iftihar ettiğini’ söylediğini yazmış...


     Elbette iftihar ediyordu kızıyla babası...


     Başka türlüsü mümkün olur muydu ki Nilgün’cüğüm?..


     Şimdi “Hayat Sen Benimsin” oyununu annesi ve babası Allah’ın rahmetine kavuştuktan sonra “büyümüş bir kız çocuğu” olarak oynayacak Nilgün...


     Eminim ki hem annesi hem de babası izliyorlar şimdi O’nu, uzaklarda bir yerlerde...

     …………………………………

     Gazete Vatan - 01.12.2012, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5765196
Online Ziyaretçi Sayısı:6
Bugünlük Ziyaret :472

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.