24.03.2013 / Zafer Yümlü - Müdür Müdür müdür?


     Çocukluğumuz...


     Hepimizin özlemle andığı sorumluluklardan ve sorunlardan uzak olan eğlenceli dönem. Ne güzel yıllardı değil mi?


     Oyun oynamayı sever misiniz? Çocukken oynadığımız oyunlar vardı. Doktorculuk, evcilik, askercilik. Bir de mendil kapmaca.


     Gazoz kapağından, tahtadan, bezden yapılan oyuncaklarla hayal dünyamızı genişleten oyunlar.


     Şimdi de çeşitli oyunlar var hayatımızda. İdarecilik, patronculuk, koltuk kapmaca.


     Sanat kurumlarımızın yönetimi tamamen bir oyuncağa dönmüş durumda.


     Yıllardır idare konusunda sorunlar yaşanır sanat kurumlarımızda. Hep idare edilir çünkü yönetilmez. Aslında yönetimin ne ve nasıl olduğu da pek bilinmez. İdare edilir sadece.


     İki yılda bir orkestraların müdürleri değişir. Bir bakarsınız orkestradan bir flütçüdür, bir bakarsınız bir viyolacı. Opera’da da bir bakarsınız sopranodur, bir de bakmışsınız ki ışıkçı, balet olmuş müdür.


     Müdürler, (idareciler) kurum üyeleri arasından seçimle belirlenir. Hiçbirinin yönetim konusunda eğitimi ya da bilgisi yoktur. İşi en güzel kim idare edecekse, kim elemanların hatalarını iyi örtbas edip tavuğuna kış demeyecekse o seçilir müdürlüğe. Yönetim kurulları da orkestra üyelerindendir. Müdürler iyi idare edebilsin diye!


     Olayın kökenine inelim şimdi:


     Konservatuvar müdürleri kimlerdir? O kurumlardaki öğretim üyelerinden biri. Eğer mümkünse bu kişi profesör olur. Dil eğitiminin yeteri kadar önemsenmediği konservatuvarlarda yetişmiş, araştırma yapmak veya makale yayınlamak konusunda çoğunun en küçük bir fikri olmayan kişilerdir ne yazık ki bunlar. Sadece enstrüman çalmanın öğretildiği kurumlardan yetiştikleri için profesör oldum diye yere göğe sığdıramazlar kendilerini. Koltuk kapılmıştır bir kere!


     Çevrelerindekilere yukarıdan bakarlar, kafalarına göre yönetmeye çalışıp kurum içi gerginliğe sebep olurlar.


     Bu yüzden ülkemizdeki konservatuvarların müdürlerinin çoğu başka bölümlerdendir. Tıp, hatta ilahiyat bölümünden mezun konservatuvar müdürlerimiz vardır çeşitli konservatuvarların başında. Rektörler, kurum içi gerginliği önlemek için böyle bir yöntem bulmuşlardır kendilerince.


     Yönetemeyenleri idare edelim gitsin mantığı yani.


     Yöneticiliği idarecilik olarak görüyoruz. Yani sadece idare ederek olayı geçiştiriyoruz. Kırk yıllık, neredeyse asırlık kurumların başına on yıldır kurumda görev yapan kurumsal kimliğe sahip çıkamamış kişilerden müdür seçiyoruz. Müdürlük kararlarını kebapçıda veya rakı masasında veriyoruz. Şeflik eğitimi almamış insanlara orkestra şefi ibaresini yapıştırdığımız gibi yöneticilik eğitimi almamış kişilere de müdürlüğü uygun görüyoruz. Daha sonra da bu kişilerin ülkemizin temsilcisi olan sanat kurumlarımızı temsil etmesini istiyoruz. Kurumlar oyun ve oyuncak dünyası resmen.


     Sormaz mı şimdi seyirci size hiç müdür, müdür müdür diye?


     İzmir - 24.03.2013, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5784000
Online Ziyaretçi Sayısı:20
Bugünlük Ziyaret :738

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.