26.03.2013 / Zafer Yümlü - Sivil'ce


     STK nedir bilir misiniz?


     Sivil Toplum Kuruluşu.


     Resmi kurumların dışında, kişilerin bir araya gelerek toplum yararına çalışmalar için oluşturdukları kar amacı gütmeyen kurumlar.


     Ülkemizde bol miktarda STK bulunmaktadır.


     Çeşitli siyasi dernekler, felsefi ve mesleki dernekler, engelli dernekleri, şehit aileleri dernekleri, eğitim ve kültür derneği adı altındaki bazı ilginç dernekler, dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar yapan dernekler, hemşehri dernekleri, gezip eğlenmek, dedikodu ve kendini tatmin amaçlı vakıf ve dernekler v.b.


     Herhangi bir derneğe üye misiniz siz?


     Toplum olarak bastırılmış bir halkız biz. Yüzyıllardır böyle gelip böyle gitmekte. Cumhuriyetin bize kazandırdığı nimetlerden bile faydalanamayıp koyun milletlikten kurtulamadık bir türlü.


     Bilinçli ve toplum yararına çalışan bir STK’ya üye olmak bu sürü psikolojisinden kurtulmak için çok güzel bir fırsat aslında. Birlikten kuvvet doğar demişler. Bu tip kurumlar Avrupa ülkelerinde ülke yönetiminde ve devlet politikalarında da çok önemli bir yere sahiptir. Kar amacı gütmeyen, üye aidatlarından masraflarını karşılamaya çalışan derneklerin elinde aslında o kadar çok fırsat var ki, kimse bunun farkında değil.


     Bunların en başında çeşitli konulardaki hibe programları geliyor. Yaklaşık yüz adet hibe var dernek ve vakıflara yönelik. Farklı konularda ve geri ödemesiz olan bu hibeler gerçekleştirmek istediğiniz projenizin maliyetinin %50 ile %100 arasındaki oranlarda masraflarını karşılıyor. Bazı hibeler, proje amaçlı kar elde etmenize de izin veriyor. Projelerde alınan demirbaşlar da STK’ya kalıyor. Hatta bina bile yaptırabiliyorsunuz dernek veya vakıf için.


     Peki ne yapmalı bu fırsatlardan yararlanmak için?


     En başta dernekleri bir kahvehane gibi görmeyip mantıklı çalışmalar yapmalı. Profesyonel bir kadroya sahip olunmalı veya profesyonel bir kurumdan hizmet alınmalı. Türkiye’de apartman yöneticileri genelde emekli öğretmenler, emekli askerler veya ev hanımları olur. Sırf yönetici sıfatına sahip olabilmek için yapar kişiler bu işleri. Mangalda kül bırakmazlar.


     Ne yazık ki çoğu STK’da da durum aynı. Araştırmayan, dedikodu yapmak ve havanda su dövmenin dışında iş yapmayan kişiler var çoğu derneğin başında.


     Vakıflarda da durum pek iç açıcı değil aslında. Uzun yıllardır var olan çoğu vakfın yönetiminde kıyafetleri ve koltukları ile etrafa hava atan, ikili ilişkileri ile konum sahibi olmuş kişiler bulunmakta maalesef.


     Vakıf olayı derneğe göre çok daha kurumsaldır aslında. Vakfetmek’ten (vermek) yola çıkarak kurulan bu kurumlar kurucuların maddi veya ayni destekleri ile oluşturuluyor. Mütevelli heyeti olan kişiler genelde medyatik olmak veya siyasi rant sağlamak amaçlı vakfa destek sağladıkları için vakıf çalışanlarının beceriksizliğinden haberleri bile yok maalesef.


     STK’lar. Sivil Toplum Kuruluşları.


     Bu kurumlardaki kişiler, kişisel hırsları ile çevreyi zehirlemek yerine profesyonel çalışmalar ile ülkenin gelişmesine katkıda bulunsa daha iyi olmaz mı sizce de?


     İzmir - 26.03.2013, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5784748
Online Ziyaretçi Sayısı:26
Bugünlük Ziyaret :883

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.