Ensemble Feverish Küğ Topluluğu Üyesi Tuğrul Göğüş ile Söyleşi

Tuğrul Göğüş ile Kaan Öztutgan'ın Söyleşisi

     Kaan Öztutgan: Sayın Göğüş, kaç yıldır bu mesleğin içindesiniz?

   Tuğrul Göğüş: Zannederim beş yaşında kemana başladım. Dışarıda çocuklar top oynarken ben keman çalışmak  zorundaydım. Aslında meslek olarak değil, hobi olarak başlattı ailem bu işe beni. Fakat daha sonraları meslek olarak seçmeye karar verince tüm zamanımı kemana ayırmış oldum.

     Kaan Öztutgan: Ülkemizin müzik geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?

     Tuğrul Göğüş: Şu günkü tabloya bakınca son derece karamsarım. Çünkü çok yüksek doğurganlık oranı ile nüfusun hızlı artışı kalitesiz yeni kuşakların oluşmasına ve kalitesizliğin çok hızlı artmasına yol açıyor. Dolayısıyla pek ümitli olacak bir şey göremiyorum. Oldukça kötü yetişmiş bir popülasyonumuz var. İşte bu halk katmanlarının yetersiz eğitimi Türkiye'nin geleceği hakkında karamsar olmama sebep oluyor. Aynı zamanda sanırım ülkemiz, bölgede büyük devletler tarafından gerçekleştirilecek kapsamlı oyunların da bir parçası halinde. Geleceğimizden yana büyük korku duyuyorum.

     Kaan Öztutgan: Klasik müziğin ülkemizdeki yeri  nedir?

     Tuğrul Göğüş: Klasik müzik demeyelim çünkü klasik müzik terimi yanlış bana göre. Eğer klasik müzik dersek çok kısıtlı bir zaman dilimini kapsamış olacak. Bana kalırsa "Çoksesli Ulusal ve Uluslararası Sanat Müziği" demek daha doğru olur. Tabi, çokseslilik uygar ve demokratik toplumların taşıyabilecekleri bir yapı. Ülkemiz demokratik bir ülke olmadığı ve  henüz uygarlığın primitif basamaklarında olduğu için bu tanım kapsamındaki müziklerin ülkemizde yerinin henüz çok iç açıcı olmadığı da ortaya çıkar.

     Kaan Öztutgan: "Ensemble Feverish"teki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

     Tuğrul Göğüş: "Ensemble Feverish"in inşallah "Ege Üniversitesi Rektörlüğü"nün kanatları altına gireceğini ve oradan büyük destek alacağını umuyorum. Çünkü maddi destek olmadan bu tür çalışmalar çok uzun süre devam edemeyebilir. Zafer Yümlü arkadaşımızın eline sağlık diyorum. Bu çalışmalarda O'na mümkün olduğu kadar güçlü olmasını, yılmamasını, bıkmamasını ve sabırlı davranmasını öneriyorum.

     Kaan Öztutgan: "Ensemble Feverish Music" gibi kurumların sayıca artmasının yararları nelerdir?

     Tuğrul Göğüş: Ah keşke artabilse. "Ensemble Feverish" alanında çok ender örneklerden biri. Türkiye'de işler kurumlar bazında veya bakanlık politikaları düzeyinde gitmiyor. Bir takım kişiler iyi niyetli bir şekilde ortaya çıkıyorlar. Kendilerini ortaya atıyorlar. Onların yaşam süreleri ile ne yazık ki yakından bağlantılı. Bu nedenle "Ensemble Feverish"i kuran Zafer Yümlü arkadaşımıza teşekkür etmemiz gerek. Alanındaki çok ender örneklerden biridir. Profesyonel müzikçilerimiz ne yazık ki aylıklarını alıp köşelerinde yan gelip yatıyorlar ve ülke sorunları hakkında hiç kafa yormuyorlar. Ülkenin geleceği hakkında en ufak bir düşünce taşımadıkları gibi kendilerini hiçbir şekilde fedakarca ön plana çıkartmıyorlar. Bu nedenle "Ensemble Feverish" gibi örneklerin artması gerekir ama bunu beklemekte birazcık hayal.

     Kaan Öztutgan: "Ensemble Feverish Music" konserlerini hangi yollarla duyuruyorsunuz?

     Tuğrul Göğüş: Ben "Çukurova Müzik Dostları Derneği"nin de şu anda başkanıyım. Kendi çevremize de bu konserleri duyurmaya çalışıyoruz. Derneğimizin şu anda yedi bin kişilik bir mail listesi var. Bu yedi bin kişiye "Ensemble Feverish"ten gelecek olan duyuruları aynen ileteceğiz. Böylece sayısı giderek artan mail gurubuna bu konserleri duyurmuş olacağız.

     Kaan Öztutgan: "Çukurova Müzik Dostları Derneği" (Çumder)'deki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

     Tuğrul Göğüş: Çumder küçük bir dinleti salonunun inşaatını bitirdi. 96 kişilik bir salon. 4 Mayıs 2005 tarihinde bu salon bir dinleti ile açılacak. Ondan sonra artık Çukurova bölgesindeki tüm konservatuvar öğrencilerinin, güzel sanatlar liseleri bölümleri öğrencilerinin istedikleri zaman dinleti verebilecekleri bir etkin mekan olacak. Burada aynı zamanda bir çocuk korosu kuracağız. "I. Uluslararası Çukurova Çoksesli Müzik Festivali"ni başlattık. İkincisinin hazırlıklarına başladık. Genel kurulumuz Mayıs ayında toplanacak. Yeni yönetim kurulu ile yola devam edeceğiz.

     Kaan Öztutgan: Yurt dışında katıldığınız konserleri ve ustalık kurslarını sayar mısınız?

     Tuğrul Göğüş: Bir çok kez gittim yurt dışına. Bu hoş bir yaşam anısı benim için. Amerika'da Martin Berkofsky'nin kursuna yönetmen yardımcısı olarak katıldım. Bu da çok güzel bir deneyimdi. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile yurt dışına çok çıktık. "Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası" ile Suriye'ye benim müdürlüğüm zamanında bir turne düzenlendi. Tüm bunların ortak bir birikimi var.

     Kaan Öztutgan: Martin Berkofsky ve Avrupa'daki sanatçıların Türkiye'deki sanat olaylarına bakış açıları nedir?

     Tuğrul Göğüş: Martin Berkofsky biliyorsunuz Türkiye'de uzun  müddet öğretmenlik yapmaya çalıştı. Eğer kalabilseydi çok değerli öğrenciler yetiştirecekti. Ama kıskançlıklar sonucunda ne yazık ki ülkemizden ayrılmak zorunda kaldı. Buna benzer örnekleri çok sık yaşadık. Değerli ve etkili insanların Türkiye'de üretim yapmaları bir şekilde engellendi. Ama, örneğin Martin Berkofsky idealist bir insan. Ülkemizle olan bağlantısını kopartmadı. Halen Türkiye'ye gelip gidiyor. En son Adana'daki festivale katıldı ve bir resital verdi. Üç günlükte bir piyano master kursu düzenledi. Bu gibi sanatçılara hem ülkemizin hem de dünyanın çok ihtiyacı var.

     Kaan Öztutgan: Türkiye'deki konservatuvar eğitimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

     Tuğrul Göğüş: Konservatuvarlarımız giderek kan kaybediyor, öğretmen kaybediyor. Kalite yitimine uğruyorlar. Bu nedenden dolayı da konservatuvarların da bir an önce kendilerine gelmeleri ve toparlanmaları şart. Eski ve yeterli hocaların yerini alabilecek kadrolar ortaya çıkamadı. Bu nedenle de eğitim kadrosunda ciddi bir şekilde düzelme sağlamak gerekiyor. Programlarda da Türkiye'ye özgü değişiklikler yapmak gerektiğini düşünüyorum.

     Kaan Öztutgan: Müzik dışında herhangi bir uğraşınız var mı?

     Tuğrul Göğüş: Biraz bilgisayar var. Müziğin dışında pek bir uğraşım yok sayılır. Çeviri yapmaktan hoşlanıyorum. Yaptığım çevirilerde yine müzikle alakalı. Yani müzik dışında pek bir faaliyetim yok.

     Kaan Öztutgan: Hangi teli kullanıyorsunuz?

     Tuğrul Göğüş: Kaplan tel tercih ederim ama ne yazık ki Türkiye'de bazen Kaplan tel bulmak mümkün değil. O zaman Pirastro bulabilirsem onu kullanıyorum.

     Kaan Öztutgan: Keman sanatçıları arasında etkilendiğiniz isimler var mı?

     Tuğrul Göğüş: Son olarak Alexander Markov'u dinledim. Ondan bana kalıcı izler kaldı.

     Kaan Öztutgan: Genç müzisyenlere neler önerirsiniz?

     Tuğrul Göğüş: Öncelikle idealist olmaları, ülke gerçeklerinden kopmamaları, yarışırken son derece centilmen olmaları, hayatları boyunca başkalarına yardımcı olmaları, katkıda bulunmaları, hiçbir zaman başka insanların ayaklarını kaydırmamaya özen göstermeleri, dürüst ve efendi olmaları.

     Kaan Öztutgan: Röportajımıza vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz sayın Göğüş.

     Tuğrul Göğüş: Ben teşekkür ederim.

     Sayın Kaan Öztutgan'ın Tuğrul Göğüş ile 11 Nisan 2005 tarihinde yaptığı bu söyleşi http://www.efm.gen.tr sitesinden alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5765988
Online Ziyaretçi Sayısı:35
Bugünlük Ziyaret :788

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.