22.01.2012 / Tolga Çandar Meclis'e Alışamadı!

     “TBMM”nin sanatçı milletvekillerinden Tolga Çandar’ı, Meclis, hayal kırıklığına uğrattı. Meclise alışamadığını söyleyen CHP Muğla Milletvekili Çandar, “Buraya her gelişinde ağlamaklı oluyorum. Burada bir mahalle kavgası dönüyor” dedi.

     Adı Ege türküleriyle özdeşleşen Türk halk müziği sanatçısı, Meclisin yeni milletvekili Çandar, siyatten sanata “A.A.” muhabirinin sorularını yanıtladı.

     Siyasete, “Artık zamanı geldi, bir doyuma ulaştım, siyasete atılayım” şeklinde bir anlayışla atılmadığını ifade eden Çandar, 17 yaşından bu yana siyasetle ilgili olduğunu söylüyor.

     İşçi bir ailenin çocuğu olan Çandar, bu nedenle Türkiye’deki olumsuzlukları, üniversite sürecinde toplumsal sınıflar arasındaki uçurumları iliklerine kadar duyumsadığını anlatıyor. Çandar, siyaset yapma amacını, “Baştan beri bu olumsuzluklara müdahale etmek” diye açıklıyor.

     Çağdaş, adaletli, çalışan bir Türkiye hayaliyle 17 yaşından beri yaşadığını dile getirerek, “Buna bir parça katkım olabilir mi gerekçesiyle Meclis’e geldim. Bu, bugünlük değil, uzun soluklu proje” diyor.

     Çandar, neden “CHP”de siyaseti tercih ettiğini ise “Birileri ‘CHP statükonun partisidir’ dese de Türkiye’yi, tek partili sistemden çok partili sistemi getiren CHP’dir. Her türlü egemenliğinden, iktidarından vazgeçip, Türkiye’nin çağdaş bir siyasal ortama kavuşması için çaba sarf etmiş olan da CHP’dir. Dolayısıyla CHP’nin, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin yine belirleyeni olacağını düşünüyorum. Ben sol kökenli insanım, CHP içinde olmak kadar daha doğal bir şey olamaz” sözleriyle dile getiriyor.

     “Herkes Birbirine Yiyecekmiş Gibi Bakıyor”

     Tolga Çandar, “Siyasete alışabildiğiniz mi, umduğunuzu bulabildiniz mi?” sorusuna ise şöyle karşılık veriyor:

     “Siyasete alışmak kavramı, bizim için geçerli değil, zaten siyasetin içindeydik. Aktif olarak 20 yıldır siyasetin içindeyim. Buraya alışabildim mi; hayır. Meclise alışabildiğim söylenemez. Çünkü Meclisi daha ciddi, daha kaliteli, daha ülke için çırpınan insanların mekanı zannediyordum, yanılmışım. Burada ne yazık ki böyle bir yapı yok. Burası, ülkenin trajedisidir. Bu çok büyük bir tragedyadır. Oyun oynanıyor. Bu oyunun bedelini sokaktaki insan ödüyor. Herkes birbirine yiyecekmiş gibi bakıyor, herkes sanki birbirinin kuyusunu kazacakmış, herkes ‘bir sonraki dönem tekrar nasıl milletvekili olurum, bir yerlerden ihale bağlantılarını nasıl kurarım, birilerini bir yerden tayin ettirirsem bundan nasıl bir politik çıkar sağlarım. Partim içinde önümüzdeki dönem bakanlık değişimi olursa, nasıl olur da bir bakanlık kaparım.’ Türkiye’nin burada yeniden üretilmesi gerekirken, yeniden üretileceğini zannederken, Türkiye’nin nasıl tüketildiğini görüyorum. Buraya her gelişimde emin olun ağlamaklı oluyorum, keşke elimde güç olsa da burayı sil baştan yapabilsem.”

     “Burada Herkes Akıllı”

     Çandar, “Hayal kırıklığına mı uğradınız?” sorusunu ise şu cümlelerle anlatıyor:

     “Hem hayal kırılığı hem de her kapıdan içeri girişte, her Genel Kurulda ağlamaklı oluyorum. Anadolu’nun bu güzelim insanlarına, hepsine yazık. Benim gibi düşünen, düşünmeyen, seçimlerde bize oy veren, vermeyen herkes için bu bir trajedidir. Lütfen herkes aklını başına toplasın. Dışarı çıktığımda, ‘Allah bu insanlara akıl fikir versin’ diyor birileri. Mecliste herkesin aklı fikri kendine yetiyor da artıyor bile. Burada herkes akıllı, akıllı olmayan hiç kimse yok. Mecliste bireylerin ihtiyacı olan şey akıl fikir değil, Mecliste eksik olan vicdan. Allah buradaki herkese vicdan nasip eylesin. Bu insanlarda eğer birazcık vicdan olursa, sorunlar da kendiliğinden çözülecektir. Burada bir mahalle kavgası dönüyor. Benim için trajedi olan budur. Burası Türkiye’nin öncüsü olması gereken yer. Ben dışarda neden halk politika kurumuna saygısı ve güvenini kaybetti diye hep merak ederdim, Meclise gelince neden halk bu insanlara güvenlerine kaybetmiş çok net şekilde gördüm. İçler acısı. Allah ülkemize, bu ülkenin güzelim insanlarına yardım etsin.”

     Hükümetin Kültür Politikaları

     Çandar, hükümetin kültür politikalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu; Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a yönelik “güzel işler yapıyor doğrudur” derken, eski bakan Atilla Koç’u “sürekli uyuyordu” diye eleştiriyor. Çandar, “Hangisi AKP’nin kültür politikasını temsil ediyor Atilla Koç mu Ertuğrul Günay mı?” sorusunu yöneltiyor. Koç, ikisinin son derece uç noktalarda bir bakanlık anlayışına sahip olduğunu ifade ederek, “Bir siyasal partinin, kültür politikası tektir. AKP’nin böyle bir siyasal anlayışının var olduğuna inanmıyorum” iddiasında bulunuyor.

     Tolga Çandar, hükümetin, sanat alanında el atması gereken en öncelikli soruna ise şu karşılığı veriyor:

     “Ülkemizin yaşadığı sıkıntılardan en önemlisi kültür emperyalizmidir. Anadolu’da yaşayan insanlar hangi etnik kökenden gelirse gelsin, müthiş kültür birikimi var. İslam kültürünün yarattığı sağlıklı ve kalıcı kültür ürünlerine sahip çıkmak bizim görevimizdir. Ama aynı zamanda Anadolu halk ozanlarının, Alevi kültürünün bir parçası halk ozanlarının yarattıklarına sahip çıkmak da bizim görevimizdir. İslam kültürünün sağlıklı yapısı korunmalı, geliştirilmelidir, bunun üzerine çalışmalı. Batı kültürünün de sağlıklı unsurlarının alınıp, geliştirilmesi gerekiyor. Türk kültürünün gelişmesi için de elden ne geliyorsa yapılmalı. Yoz kültürlere karşı durmamızın tek yolu var, kendi öz kaynaklarımızdan hareketle yaratacağımız çağdaş Anadolu kültürüdür.”

     “Allah Vermiş, Niye Kullanmayayım”

     Çandar, genellikle Ege türküleri söylemesini, “İçimizdeki efelik, türkülerimizle uyuşuyor. İnsanlar benden Ege türküleri dinlemek istiyorlar, biz de onları mahrum etmeyeceğiz” diye gerekçelendiriyor.

     Tolga Çandar, siyasete atıldıktan sonra hayranlarından bazılarının, “Efe bize bundan sonra gayri türkü söylemeyecek mi?” diyenlerin olduğunu dile getiriyor.

     Zaman zaman Ege şivesiyle konuşan, bu nedenle başta okul dönemleri olmak üzere başından ilginç olaylar geçen Çandar, “Ferhan Şensoy, bir etkinlikten sonra ‘Tolgacım ne kadar güzel Ege şivesini taklit ediyorsun’ dedi. Ben de ‘Yok ağbi ben onu taklit etmiyorum, ben sonradan öğrendiğim İstanbul şivesini taklit ediyorum’ dedim. Memlekete gittiğimde, köyleri dolaştığımda şivemle konuşuyorum” diyor.

     Aynı zamanda oyunculuk deneyimi de bulunan Çandar, “Tekrar oyunculuğu düşünür müsünüz?” sorusuna şu karşılığı veriyor:

     “Oyunculuk olmaz. Bir projeye katkı için yapabilirim. Toplumu ilgilendiren projedir, onu anlarım. Oyuncu olarak, bir dizide hem milletvekiliği hem oyunculuk yapamam. Hem vaktim olmaz hem de benim asıl işim o değil. Bu aşamadan sonra tiyatro, oyunculukla ilgili çalışmanın içinde olamam. Çok istemez miyim, çok isterim. Belki milletvekilliğimiz bittikten sonra ortam olursa yaparım. Ama asıl işim Türk halk müziği, vakit bulursam ona ayırmak isterim.

     Türkü söylemeyi seçmek bile siyasi bir tercihtir. Perulu ozan Victor Jara’nın bir sözü vardır; ‘Ben sesim güzel olduğu için türkü söylemiyorum, türkü söylemeyi çok sevdiğim için de türkü söylemiyorum. Türkü söylemenin gerekliliğine inandığım için türkü söylüyorum’ der. Ben hepsi için türkü söylüyorum. Sesim güzel, Allah vermiş niye kullanmayayım. Türkü söylemeyi de çok seviyorum. Bir de türkü söylemenin gerekliliğine inanıyorum. Türkü diye, ‘taze kavrulmuş çekirdek gibi, çıtır çıtırsın sevgilim’ türünden türkülerden söz etmiyoruz. Biz gerçek Türk halk müziğinden, halkın türküsünden söz ediyoruz. Halkın türküsü de halkın çektiği çileleri yansıtan, sanat ürünleridir.”

     “Popüler Kültürün En Gereksiz Şeylerinden Biri”

     “Eurovision Şarkı Yarışması”nı, “Bir endüstri. Tükenen Avrupa dünya plak endüstrisinin, kendisine çıkış aramasının yolu. Pop müzik endüstrisinin, tüketebileceği kahramanlar arayışının bir parçası. Popüler kültürün en gereksiz şeylerinden biri” diye değerlendiren Çandar, bu yarışmaların hiçbir şey ifade etmediğini savunuyor.

     Çandar, ancak buradan çok ciddi gelir sağlayanların bulunduğunu, gelir sağlayanların da kendilerine bunun ne kadar gerekli olduğunu inandırdıklarını, “Eurovision”dan birilerinin iyi kazandığını ileri sürüyor.

     Tolga Çandar, bu yıl Türkiye’yi temsil edecek Can Bonomu’yu daha önce dinlemediğini ifade ediyor.

     Gazete Vatan - 22.01.2012, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5806515
Online Ziyaretçi Sayısı:8
Bugünlük Ziyaret :243

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.