Zafer Yümlü ile Balkan Müziği Üzerine...

Zafer Yümlü

Saniye Akçay’ın “Balkan Günlüğü Gazetesi”nin Haziran 2008 Sayısı için

“Ensemble Feverish Music” Genel Koordinatörü Zafer Yümlü ile Yaptığı Söyleşi

     Merhabalar...

     Keyifle başladım yazıma...

     Umuyorum ki!. Sizler de keyifle okumayı sürdüreceksiniz.

     Bu hafta İzmir'li bir sanatçıyla röportaj gerçekleştirdik.

     Kanal 35 televizyonu mensubu olarak ben ve cumartesi günleri saat 11.00'de yayınlanan geniş bir izleyici kitlesine sahip, dinlendiren ve çok sevilen "Sanat Rehberi" adlı keyifli programın yapım ve sunucusu sevgili arkadaşım Barış Kanan ile Zafer Yümlü'yü ziyaret ettik.

     Laf lafı açtı... ve böylesi kültürlü, değerli bir insanı sizlerin de tanımasını istedim.

     Balkan müziği… Türk müziği… Batı müziği derken... Zafer Yümlü kimdir?

     Soru: Müzik eğitimini nerede aldınız?

     Cevap: İzmir "Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı Korno Bölümü"...

     Soru: Kimlerle çalıştınız?

     Cevap: Aktif bir hayatım var, değerli insanlarla çalıştım. Besteci ve edebiyatçı Faruk Kakınç, "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası"ndan Ferhat Güneri, Charles Lecomte, Gregory Cass, 1993 yılında da "TRT"de yayınlanan "Öykülerde Yaşayanlar" adlı on bölümlük bir dizide rol aldım. Konservatuvar öğrencisini canlandırdım.

     Soru: Dizinin çekimleri nerde yapıldı?

     Cevap: İzmir'in Buca semtinde tarihi bir bina olan orman gibi bir bahçe içindeki hemşirelik okulunda, burası çok güzeldir.

     Soru: Enstrüman olarak neden korno'yu seçtiniz?

     Cevap: Konservatuvara girerken seçme şansınız olmuyor, genellikle çalgı seçimi insanın fiziğine ve yapısına göre belirlenir.

     Soru: Korno hangi ülkenin müzik aleti, şöyle de diyebiliriz. Hangi ülkede doğmuş?

     Cevap: Avusturya–Almanya, Alp dağları çalgısı...

     Saniye: Çocukluğumda hiç kaçırmadan izlediğim çizgi film "Heide"nin ülkesi. 

     Zafer Yümlü: Evet haklısınız.

     Soru: Ülkemizde uzun süreçte eğitimler almış müzik adamları hak ettikleri yerde mi? Toplumun ruh sağlığı için bu kadar önemli iş yapan bu insanların taşıdıkları değerlerin kim ne kadar farkında?

     Cevap: Biz ne yazık ki!.1930 ve 1940'lı yılların Türkiye'sinden çok daha gerideyiz. Bu anlamda size tarihsel bir örnek vermek istiyorum. 1900'lü yılların başlarında, Fransız askerleriyle beraber bir tatbikat için Bulgaristan'da bulunan Mustafa Kemal Atatürk "Sofya Operası"nda izlediği Puccini'nin "Tosca Operası"na hayran kalır ve ilerde Türkiye'de de operanın olmasını ister. Bilimin ve kültürün yayılmayışının acılarını bugün bile çekmekteyiz.

     Soru: Peki neden sanat ve kültür insanlarımız tarafından daha fazla yaşanır hale gelmiyor?

     Cevap: Türkiye'nin temel eksikliği eğitimdir. El ele vererek çok şey yapılanabilir.

     Soru: Neler yapılabilir?

     Cevap: Bakınız, bizim temel çalışma prensibimiz insana yatırımdır. Bu anlamda, yaptığımız açıklamalı oda müziği konserleriyle insanlara çok sesli müziği sevdirmeye çalışıyoruz.

     Soru: Müzik deyince aklımıza ne gelmeli?

     Cevap: Uyumlu, hoş duygular uyandıran ses bütünlüğü...

     Saniye: Evet "hoş duygular uyandıran ses bütünlüğü" çok hoşuma gitti.

     Soru: Balkan müziklerini nasıl bulursunuz?

     Cevap: Balkanlarda antik dönemden sonra önemli bir Türk etkisi olmuştur. Mitolojideki pan flüt kavimlerin göçüyle, Balkanlara gelen Türklerin etkisiyle önce kaval'a daha sonra da çoksesli müziğin en önemli enstrümanı olan obuva'ya dönüşmüştür. Macar toplumları özünde Türk'tür. Hun'lardan gelir. Dünyanın ünlü bestecileri de çalışmalarına halk ezgilerini çok seslendirerek başlamışlardır.

     Soru: Peki çoksesli müziğe, O'nun yaşattığı o güzel duygulara insanlarımız nasıl alışmalı, tabii içinde az da olsa istek varsa...

     Cevap: Toplumları çoksesli müziğe alıştırmak için kendi özvarlıklarından yola çıkılmalı, bu anlamda benim yazdığım "Dört Korno için Anadolu Ezgileri" adlı kitap Almanya'da yayınlanmıştır.

     Soru: Şu gün için yapmış olduğunuz müzik faaliyetleri neler?

     Cevap: Ülke çapında yapmış olduğumuz çoksesli konserlerin yanısıra topluluğumuzun Bornova Merkez'de bulunan "Ensemble Feverish Müzik Okulu"nda her yaştan müzik aşıklarına eğitim vermekteyiz. Dünya çapında birçok konservatuvara öğrenci yetiştirmekteyiz.

     Soru: Balkanların İzmir'de ve Türkiye'de yaşatılmasına neler söylersiniz?

     Cevap: Bugün ülkemizde en son 1989 göçüyle gelenlerle beraber çok sayıda balkan göçmeni vardır. Burada önemli olan bu göçmen kardeşlerimizin şehrimizde de Balkanlardaki kültür yoğunluğunu ve aktivitelerini yaşamaları. Olay; halk, yerel yemekler gibi şeyler değil, geniş bakış açısıyla insanların çağdaş sanata yönlendirilmesidir.

     Soru: İzmir sanatsal anlamda dünyaya açılan kapı olabilir mi?

     Cevap: Evet.

   İzmir'de içimizden biri, sanata kendi penceresinden bakarak ve akademik donanımından yola çıkarak bizlerle önemli bilgileri paylaştı. Teşekkürler.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5792654
Online Ziyaretçi Sayısı:44
Bugünlük Ziyaret :495

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.