09.05.2010 / Striptiz Taksim'de Sınıf Atlıyor

Foliberjer

     Yıllardır Türkiye’de sadece “Parizyen” vardı, onu bilirdik.

     Fevzi Akkoç, striptizi batakhanelerden çıkarıp elit bir eğlence kültürüne dönüştürmeye soyunmuş bir gece hayatı yatırımcısı... “Talimhane”de yeni açılan “Foliberjer”, “uzaydan gelme” (!) kızları ve modern mimarisiyle bir ekol olma yolunda...

     Yıllardır Türkiye’de sadece “Parizyen” vardı, onu bilirdik. Elmadağ’da önünden geçerken bile o mavi neonuyla insanın içinde heyecan yaratabilen ilginç bir mekandı. Turistik amaçlı olsa da doğruya doğru, bu ülkenin ilk striptiz kulüplerinden biriydi... Etrafta, Talimhane’de özellikle de Aksaray civarında da pespaye yerler yok değildi. Ama onların profili, strip kültüründen ziyade batakhaneden ibaretti.

     Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yeni bir striptiz club açıldığını duyar duymaz kendimizi oraya attık... “Foliberger.” İsim babası efsanevi Fransız müzikhol “Folies Berger”... Türkçe okuyoruz. Talimhane’deki mekanı bulmak, tabii ki çok kolay oldu. Çünkü sokak eşrafı, 7’den 70’e bu yeni mekanı ezbere biliyordu. Merdivenlerden aşağı epey bir indikten sonra içeri girdiğimde bir şok yaşadım... Hayır ne mekanın modern tasarımı, ne değişik ışıklandırma... Bizi çekim için bekleyenlere ne isim vereceğimi bilmiyorum, onlar kadın ise biz neyiz, biz kadın isek onlar ne? Gerçekten bu kızlara baktıkça erkeklere hak vermemek mümkün değil. Bunlar sahiden uzaylı gibi. Genetik yapıları, kodları kesinlikle bizden farklı. Metrelik bacaklarda sıfır yağ ve selülit, şahane ciltler, daha ne diyebilirim bilemedim. Bu güzellik yetmiyormuş gibi çekim için bir de dans ettiler ki, akıllara zarar. Fotoğrafları çeken arkadaşım Çağrı “Yeter ama ben de insanım, bu kadar işkence, savaş esirine bile yapılamaz, ne olur yeter” diye yalvardı ellerinin titremesinden deklanşörü ıskalarken! Allahım o ne danslar, o ne esneklik, o ne kabiliyet, inanılır gibi değil... Bu insan kılığına girmiş yüce yaratıklar Kazak’mış. Vallahi bana sorsanız “uzaylı” derdim ya, neyse... Bir boru dansı seyrettim, ben kadın olarak acayip etkilendim, erkekler neler hisseder tahmin edemem... Mekanın sahibi, son derece düzgün, beyefendi ve akıllı birisi. Fevzi Akkoç’un hali, tavrı, mekan sahibi gibi değil de banka genel müdürü gibi. O’nu benzer mekanların sahiplerinden ayıran en önemli şey, bence vizyon sahibi oluşu.

     Çünkü hem club işinden çok iyi anlıyor hem de eksikleri yakalayıp ilklere imza atabiliyor. Ben kendisinden ve mekandan çok etkilendim. Ve herkese bu deneyimi yaşamasını tavsiye ediyorum.

     Hanımlar lütfen kıskançlık yapmayın, hatta bence eşinizle birlikte gidip görün. Zaten onlar rakibiniz falan değil, dedim ya, onlar uzaylı...

     - Evet, bu kulüp işlerine nasıl başladınız?
     - Fevzi Akkoç: 80’lerde Kumkapı’da kahyalık yaparak iş hayatına başladım. Sonra Beyoğlu İmam Sokak’ta komilik, ardından barmenlik yaptım ama işimdeki titizliğim müşterime saygım, dürüstlüğüm her zaman patronlarımın dikkatini çekti. Bu yüzden de beni dükkanın hesap kitap işlerine verdiler. Patronlarım hep bana çok güvenmiştir.

     - Yabancı dansçılarla çalışma, yurt dışından sanatçı getirme işleri nasıl gelişti?
     - Patronum “Olimpia Gece Kulübü”nü satın almıştı, oraya da daha çok turistler geliyordu. Ben onlardan gece hayatında neler istendiğini anlamaya başladım ve revue’lerle, show gruplarıyla, ajanslarla yazışmalara başladım. Tamamen kafamı bu işe verdim.

     - Bu işin bir sürü yasal prosedürü var değil mi?
     - Tabii ki hiç kolay bir iş değil. Ankara’dan bakanlıktan vizeler, sonra çalışma bakanlığından çalışma izinleri hep takip edilmesi gereken işler. Sonra yabancılar şubesi, sigortalar falan çok meşakkatli bir iş yani. Ama benim hayatımda bu işlerde en önemli rolü Akif Çobanoğlu oynamıştır. Çünkü bence bu tip mekanların duayenidir kendisi, ondan çok şey öğrendim.

     - Kendi işinize ilk ne zaman başladınız?
     - 1996 senesinde “Foliberjer” ile kendi işime başladım. Burası ilk açıldığında dünyadan şovlar ve dansçılar getiren mekandı. Rusya’dan “Telefon Grup” denen orada bir ekol haline gelmiş dans akademilerinden dansçılar getiriyorduk.

     - Peki ya striptiz?
     - Striptiz fikri, “Değişik ne yapabilirim, nasıl bir ilk başlatabilirim”den çıktı. Çünkü Türkiye’de boru dansı ve striptiz daha önce hiç yapılmamıştı. Bunu fark eder fark etmez araştırdım ve bu işin en profesyonel Kazakistan’da yapıldığını öğrendim. Ve uzun görüşmelerden sonra 10 striptizci kız getirdim.

     - Ama ne kızlar, o ne dans öyle Fevzi Bey seyrettiklerime inanamadım.
     - Ben de ilk seyrettiğimde çok etkilendim, gerçekten bu işi dünya standartlarında yapıyorlar.

     - Peki sadece boru dansı mı yapıyorlar?
     - Hayır, masa şovu da yapıyorlar. İlk önce masa şovunda tereddüt ettik. Fakat sonra gördük ki bütün gözler şov yapılan masada olduğu için herhalde kimseden aşırı bir hareket ve tepki olmadı kızlara karşı. Zamanla herkes bunun tadını çıkarıp eğlenmeye başladı.

     - Asılan falan oluyor mu kızlara?
     - Hayır, katiyen böyle bir şey olmadı.

     - Ne tarz insanlar geliyor kulübünüze?
     - Biz katiyen içeriye insanların huzurunu bozacağına inandığımız tarzda insanları almıyoruz.

     - Peki, iş adamları ve sosyete keşfetti mi sizi?
     - Evet, iş adamları, armatörler, üst düzey yöneticiler hem kendileri geliyor hem de yurt dışından gelen konuklarını getiriyorlar.

     “Eşim İşime Saygı Duyuyor Ama Nihayetinde Kadın...”

     - Peki ailece gelen oluyor mu?
     - Tabii ki oluyor. Karısı ile, sevgilisi ile gelen müşteriler oluyor.

     - Bildiğim kadarıyla “Parizyen”i de satın aldınız ve “Foliberjer” ile birleştireceksiniz, değil mi?
     - Evet, “Parizyen” şu anda tadilatta. “Foliberjer”i de oraya taşıyacağız ve yine bir ilke imza atacağız. Hem revüyü hem de striptizi bir arada yapacağız.

     - Peki evli misiniz?
     - Evet evliyim.

     - Eşiniz yaptığınız işten rahatsız mı, içerideki kızları kıskanmıyor mu?
     - Ben her zaman işimle özel hayatımı ayırmasını bildim. Tabii ki kızlar şahane ama eğer işinize böyle şeyleri bulaştırırsanız, çalışanlarınız arasında hiçbir zaman saygı göremezsiniz ve sözünüzü de geçiremezsiniz.

     - Vallahi yine de ben olsam kıskanırdım...
     - O da nihayetinde kadın, tabii ki kıskanıyordur.

     Gazete Vatan - 09.05.2010, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5787576
Online Ziyaretçi Sayısı:27
Bugünlük Ziyaret :439

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.