12.05.2014 / Müziğin Genç 'Parlayan Yıldız'ı

Müzik Yıldızı    

     “İş Sanat”ın “Parlayan Yıldızlar” serisinin son konserini veren İlayda Zeynep Köksal, müzik yaşamı, idealleri ve ilerideki projelerini “Aydınlık”a anlattı.

     İlayda Zeynep Köksal’ın konseri “İş Sanat”ın “Parlayan Yıldızlar” serisinin son konseriydi. Daha önce sırasıyla Denizcan Eren (flüt), Ülker Tümer (çello), Deniz Şensoy (keman) sahne almıştı. 12 Haziran’da da “İş Sanat”ın eski Sanat Yönetmeni rahmetli Meriç Soylu’nun ailesinin desteğiyle, en beğenilen “Parlayan Yıldız”a “Meriç Soylu Ödülü” verilecek. Kazanan henüz belli değil.

     Köksal, konserinde Beethoven (Keman Sonatı No:2), Çaykovski (Serenade Melancolique-Melodie), P. de Sarasate (Caprice Basque) gibi eserlerin yanı sıra “Sarı Gelin” ve M. Sun’un “Köçekçe” bestesini seslendirdi. Köksal’la konser sonrasında konuştuk:

     - Müziğe kendi arzunuzla mı başladınız, yoksa ailenizin yönlendirmesiyle mi?
     - Müzik; özellikle de keman konusunda eğitim almam babamın beni yönlendirmesiyle oldu. Emekli subay olan babam eğitimim süresince beni en çok teşvik eden, cesaretlendiren ve hatta yerine göre en çok eleştiren kişidir. Keman kendinizi geliştirdiğiniz oranda seveceğiniz, sabırla çalışmayı gerektiren, zarif bir enstrümandır aslında. Ankara doğumluyum ve ailenin tek çocuğuyum. 6 yaşımda keman çalmaya başladım. “Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Hazırlık Okulu”nun yetenek sınavında başarı göstererek, keman ana sanat dalında burslu okumaya hak kazandım. İlköğrenimden sonra lise öğrenimimi de burada tamamladım.

     - İlk önemli konserinizi ne zaman, hangi vesileyle verdiniz, bu konserin sonucu sizi nasıl etkiledi?
     - Orkestra ile ilk konserimi “Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Orkestrası”yla verdim ve bestelerinin hemen hepsinden dinlemekten ve yorumlamaktan keyif aldığım İspanyol besteci Pablo de Sarasate’nin “Introduction and Tarantella” eserini ve Lalo’nun “İspanyol Senfonisi”ni çalmıştım. Lalo’nun “İspanyol Senfonisi”ni daha önce piyano eşliğiyle de çalmıştım ama orkestra eşliğinde çalmak çok farklı bir keyifti benim için. Bugün ise etkilendiğim besteciler arasında Çaykovski ve Sibelius ilk sıralarda yer alıyor. Çaykovski’nin “Fındıkkıran Balesi” eseri benim çocukluğumda ilk izlediğim ve klasik müzik ile ilk tanıştığım eserdir de aynı zamanda.

     - Hangi orkestraların kadrosunda yer aldınız, bu deneyim size neler kazandırdı?
     - Oda müziği ve orkestra çalışmaları lisede müzik eğitimimizin bir parçasıydı. İlk orkestra tecrübemi 10 yaşımda, Sayın Rengim Gökmen tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, “Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası”na kabul edilerek yaşadım. Gökmen’le çalışma şansını elde ettim. Orkestrayla pek çok eseri tanıdım, seslendirdim, yurtiçinde ve yurtdışında konserler verme fırsatı yakaladım. Halen Sayın Işın Metin yönetiminde “Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası” ve Sayın Orhun Orhon yönetimindeki “Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası”nda görev almaktayım. Solist olarak da görev aldığım orkestrayla yurtdışı turnelerine çıktım. “Türk-Yunan Gençlik Orkestrası”nda görev aldım. Orkestra çalışmaları bana farklı enstrümanlar kullanan, hatta farklı okul ya da ülkelerden gelen müzik öğrencileriyle birlikte klasik müzik eserlerini yorumlama imkanı sağladı. Gerek solo, gerek oda müziği, gerekse orkestra müzisyenliği tecrübesinin müzisyeni pek çok yönden beslediğine de inanıyorum. Ancak çok kalabalık ortamda uzun süreli çalma zaman içerisinde entonasyon problemini beraberinde getiriyor, dolayısıyla özellikle orkestra çalışmalarından sonra gam çalışmalarına daha fazla ağırlık vermek gerekiyor.

     - 2009’daki “Enescu Yarışması”ndan sonra hangi yarışmalardan ödülle döndünüz; yarışmaya katılmayı seviyor musunuz; yakın gelecekte öncelikle hangi yarışmalara katılmayı hedefliyorsunuz?
     - İlk kez bir yarışmaya 2009’da katıldım. “Remember Enescu Uluslararası Keman Yarışması”nda kendi kategorimde üçüncülük ödülü aldım. Yarışmalara katılmak kişinin kendisini geliştirme sürecine hız katıyor, ama diğer taraftan da ciddi bir ön hazırlık gerektiriyor.

     “Vanessa Mae İdolümdü”

     - Hangi yorumculardan etkilendiniz, öğrenciliğinizin ilk yıllarında idolleriniz kimlerdi, zaman içinde bu sanatçılara bakışınız değişti mi?
     - İlköğretim yıllarında Vanessa Mae idolümdü, müzikalitesinin yanı sıra O’nun klasik eserlere getirdiği yorumları bugün hala beğenirim. Müzik arşivimde Vanessa Mae’nin albümlerinin hemen hepsi var. İki kez konserde izleme şansını bulduğum genç kuşak keman virtüözlerinden Sarah Chang’in tekniği, kendinden emin yorumu ve sahne hakimiyetinden etkilendiğimi belirtmek isterim. Bizler internette merak ettiği her konuyu araştırma, dinlemek istediğimiz eserleri farklı yorumculardan peşpeşe dinleme, kıyaslama imkanına sahip şanslı bir nesiliz. En güzeli de çalmak istediğimiz eserlerin notalarına internetten ulaşabilmek. Ben üzerinde çalıştığım eserlerin hemen hepsinde mutlaka öncelikle Heifetz ve Menuhin yorumlarına ulaşmaya çalışırım. Klasik müzik ile ilgili yayınların, orkestraların, festivallerin, okulların internet sitelerini takip ederim. Büyük keman ustalarının eğitim teknikleri ve hayat tecrübelerine ilişkin yayınlara yine internet kanalıyla ulaşmak mümkün.

     Aydınlık Gazetesi - 12.05.2014, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5765720
Online Ziyaretçi Sayısı:13
Bugünlük Ziyaret :686

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.