01.03.2014 / Hakan Şensoy - Mehru Ensari: Bir Resital

     13 Şubat Perşembe günü saat 19.00’da “AKM”nin küçük salonunda kemancı Hakan Şensoy ile piyanist Mehru Ensari’yi dinleme olanağını buldu ilgili sanatseverler. Gösterdiği performansla Şensoy’u estetik ve teknik prensibine kavuştuğu yolunda olduğunu gördük. Müziği örerken öyle ince noktalara değinilmiş ki, eserler çalındığı zaman bir dantel gibi zarif olarak çıktı karşımıza.

     Çeşitli eserleri içine alan bir programı insanı ancak eter dalgalarından beklenen süratle dilediği yere ulaştıran sanatçılar, sanat yaşantıları ve gelecek hakkında şöyle diyorlar:

     - “Şu anda ben Türkiye’nin en çok resital yapan korrepetitörüyüm” diyen Mehru Ensari, şöyle devam ediyor sözlerine:

     - “Her ay iki veya üç defa yurt içinde ve yurt dışında değerli kemancı arkadaşlarım Cihat Aşkın ve Hakan Şensoy ile birlikte resitaller veriyoruz. Bundan dolayı repertuvarım (özellikle piyano-keman sonatları) çok genişledi. Bu arada çok değerli piyanistlerle çalışıyorum. Gelecekteki en büyük amaçlarımdan biri ise ülkemizin bir numaralı korrepetitörü olmak.”

     S. - Peki Mehru, biz seni korrepetitör olarak tanıyoruz. Özel bir konser vermeyi düşünmüyor musun?
     C. - Tek resital ve konser vermek. Korrepetitör olarak çalışmaya başlamadan önceki senelerde tek başıma birçok resitaller vermiştim. Ama siz de takdir edersiniz ki, korrepetitör olarak hemen her ay değişik programlarla en az iki resital yapmak, tek olarak bir yıl içinde iki resital vermekten çok daha zor. Zoru başarabildiğim için çok mutluyum. Tabii tek resital ve özellikle orkestra konseri vermeyi çok istiyorum.

     - “Benim hayattan önemli beklentim önce insan olmaktır” diyen Şensoy, “diğer her şey bunu tamamlayacak başka etkenlerdir. Bunların en özeli olarak ta keman çok ayrı bir paye ile yerini alır. Bir kemancı ve çağdaş Türk müziği yorumcusu ve hizmetlisi olarak gelecekte yapmayı düşündüğüm şeyler söz konusu yeteneğim doğrultusunda daha da ileriye gidebilme şartlarını zorlayarak ve mensubu bulunduğum Türk genç sanatçılarını yurt dışında da hak ettiği seviyede temsil edebilmektir.”

     S. - Repertuvar için bir seçim yaparken hangi noktalara dikkat ediyorsun?
     C. - Öncelikle repertuvarıma alacağım eserleri kendim seçerim. Ben tamperamanı fazla bir müzik kişiliğine sahibim. Dolayısıyla seçerken zaten çok düşünmeden kendimi bu tür eserleri çalışırken bulurum.

     S. - Bir konsere hazırlanırken nasıl bir çalışma programı uyguluyorsun?
     C. - Bir konsere hazırlanırken, zamanımı, düşünce sistemimi, konsantrasyonumu, kısacası hayati tüm fonksiyonlarımı kemanın üzerine yoğunlaştırırım. Günlük çalışmam iki şekilde olur. İlki sadece beynimi düşünce kapasitemi kullandığım zihinsel kısmı, diğeri ise eseri teorik ve pratik sindirme bileşkesidir. Bu bölümde zihinde yaptığım analizi parmaklara aktarırım. Tabii bu biraz daha uzun sürer. Boş günlerimde çalışma sürem 8-10 saat arasındadır.

     S. - Şimdiye kadar örnek aldığın bir insan oldu mu?
     C. - Hayatımın her döneminde örnek aldığım insanlar oldu. Örnek aldığım kemancılar, hocalar, arkadaşlar hatta zaman zaman sıradan ilişkilerdeki muhatap kişiler. Ben insanı daima bir düşünce sentezi olarak görmüşümdür. Dolayısıyla örnek alınan sanın tek olması kendini yaratmada önemli bir avantaj olacaktır.

     S. - Londra’da gördüğün bir yıllık eğitim senin için yeterli oldu mu?
     C. - Tabii ki, hayır. Ama bir yıl sonra yurda gelip oraya dönemeyince öğrendiğim pek çok şeyi kullanma ve üzerine en az o kadar yenisini ekleme fırsatını yarattım ve buldum.

     S. - Bir başka yeteneğin ise güzel ve övgüye değer şiirlerin. Bunun yanısıra beste yapmaya vaktin oluyor mu?
     C. - Kompozisyonun bence zamanla pek bir alakası yok. Çünkü, kompozisyonla uğraşabilmek için önce teknik ve teorik terbiyenin alınması şarttır. Kişi isterse bomboş günlere, aylara sahip olsun, gerekli yetenek, onu şekillendirecek bilgi dağarcığına sahip değilse ki, bence bu bazan yetenekten daha ağır basar, istediği kadar kompozisyonla uğraşsın, sonuç pek te tatminkar olmaz. Her ne kadar icracılar tarafından çeşitli konserlerde yorumlanmış kompozisyon denemelerim olsa da bunlar dediğim gibi sadece denemedir.

     S. - Şu an kiminle çalışıyorsun?
     C. - Devlet Sanatçısı Ayla Erduran’la.

     - İkinize de teşekkür ederim.

     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Dergisi”nin 31. Yıl, 222. Sayı ile Şubat 1992 tarihinde basılan nüshasından alınmıştır. (Söyleşiyi Yapan: Zümrüt Ordu)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5784731
Online Ziyaretçi Sayısı:21
Bugünlük Ziyaret :881

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.