19.04.2015 / 'AKM'nin Açılışını Dört Gözle Bekliyorum'

Baltacıgil, Efe - Sarı, Hüsna    

     “Türkiye’de pırıl pırıl harika müzisyenler çıkıyor. Mesele onlara Türkiye’de iyi ortam sağlamak ve iyi orkestralarda yer bulmak. Herkesin yurtdışına iş aramaya çıkmaması için burada iyi olanaklar sağlanmalı...”

     “Berlin Filarmoni Dörtlüsü” İstanbullu sanatseverlerle buluştu. Dörtlüye İstanbul konserinde dünyaca ünlü Türk çellist Efe Baltacıgil de eşlik etti. Konser öncesi Baltacıgil’le sanat serüvenini konuştuk.

     - Müzikle iç içe gelen bir ailede yetiştiniz. Ailenizin mesleğiniz üzerindeki etkisi nedir?
     - Onlar olmasa çok zor. Ben her şeyi onlara borçluyum. Ailenin desteği olmadan ki, bence her meslek için geçerli bu, buralara gelemezdim. Benim ailemde birçok iyi müzisyen olduğu için avantajlıydım. Yetişirken müzikle doğup büyüdüğüm için, onun etkisini yaşamın her devresinde görüyorsunuz.

     - Müzik serüveniniz nasıl başladı?
     - Doğar doğmaz başladı. Annem küçükken hep “TRT 3” klasik müzik veya caz konserleri dinletirdi bana... Hatta onunla uykuya daldığımı hatırlıyorum. Daha sonra 5 yaşında kemana başladım, 7 yaşında viyolonsele geçtim. “Mimar Sinan Üniversitesi”nde çok harika 2 hoca; İhsan Kartal ve profesör Nusret Kayar’la çalışma fırsatı buldum. 1998 yılında master için “Amerika Birleşik Devletleri”ne gittim. Daha sonra “Philadelphia Orkestrası”nı kazandım. 9 yıl sonra da “Seattle”da 1. viyolonselciliği kazandım.

     - Bize ailenizin sizi müziğe teşvik eden küçük bir anınızı anlatır mısınız?
     - Çok ufakken babam mesela küçük bir oyuncak getirdi. Açtım oyuncağı dört gözle ve içinden minicik bir keman çıktı. Ve o çok harika bir andı. Mücevher kutusu gibi açıyorsunuz onu, heyecanla başlıyorsunuz çalmaya... Ve 2 yıl sonra daha büyük bir oyuncak geldi eve, o da viyolonseldi. O benim için güzel bir anı, insanı çok teşvik ediyor ve müzisyen olmak için güzel adımlar bunlar.

     - “Philharmonia Quartet Berlin” ile çalmak nasıl bir duygu?
     - Bu orkestra, “Berlin Filarmoni Orkestrası”nın içinden harika bir yaylı dörtlü. Onlarda 2.5 yıl önce çaldığımız İstanbul’daki konserde “Berlin Filarmoni Orkestrası”yla ve kardeşim Fora’yla zaten birçoğuyla tanıştık. O çok harika bir ortamdı. Şimdi daha da yakın, oda müziği ortamında beraber çalmak benim için büyük şeref... Dört gözle bekliyorum.

     - Türkiye’de şu an sanat hangi noktada?
     - Bence gayet iyi. Okuldan harika insanlar çıkıyor. Mesela bir tanesi arkada çalışıyor, benim kuzenim Defne. Ve pırıl pırıl harika müzisyenler çıkıyor. Onlara iyi bir ortam sağlayabilmek mesele. İyi orkestralarda yer bulmak Türkiye’de. Sonra herkesin yurtdışına iş aramaya çıkmaması için burada iyi olanaklar olmalı. Onlar için çok daha aydınlık bir gelecek olacak.

     - Olanaklar dediniz. Aslında bu noktada devlete ciddi bir görev düşüyor. Siz devletin sanata teşvikini yeterli buluyor musunuz?
     - Bence çok daha iyi bir teşvik ve destek olması gerekir. Ben “Atatürk Kültür Merkezi”nin açılışını dört gözle bekliyorum mesela. Bu önemli bir şey benim için... Çocukluğumuzun geçtiği, en önemlisi İstanbul’un merkezinde olan bir yer. “AKM”nin kaç yıldır köhne bir şekilde bırakılması benim için çok büyük bir acı. “AKM” çok önemli bir simge benim için. Onun açılması ve yenilenmesi gerek.

     Aydınlık Gazetesi - 19.04.2015, Pazar (Hüsna Sarı)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5784144
Online Ziyaretçi Sayısı:18
Bugünlük Ziyaret :770

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.