28.05.2015 / Filiz Ali’ye Ödül Morali
Bu yıl 43.’sü gerçekleştirilecek “İstanbul Müzik Festivali”nde “Onur Ödülü” Prof. Dr. Filiz Ali’ye verildi. Şaşkın olduğunu söyleyen Ali, “Fark edilmek beni bu yaşımda daha çok çalışmak için yeniden heveslendiriyor” diyor.
Bu yıl “Kültürel Manzaralar” temasıyla 300’ün üzerinde konseri İstanbullu müzikseverlerle buluşturacak festival, 31 Mayıs akşamı “Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı”nda “Borusan Filarmoni Orkestrası”yla başlayacak. Konser öncesi festival ödülleri de sahipleri bulacak. Festivalin bu yılki onur ödülü çok sesli batı müziğinin gelişip yaygınlaşmasına yönelik çalışmalarıyla, Türkiye’nin kültür-sanat hayatına kattığı değer ile Prof. Filiz Ali’ye verildi. Türk edebiyatının en büyük kalemlerinden Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali ile festival öncesi buluştuk...
- Bu yıl 43.’sü düzenlenen “İstanbul Müzik Festivali”nde “Onur Ödülü” size verildi. Önce onunla başlayalım dilerseniz. Neler söylemek isterseniz?
- Her şeyden önce “İstanbul Müzik Festivali” tarafından böyle bir ödülle onurlandırıldığım için hem şaşkın hem de mutluyum. Bütün hayatımı müziğe vakfettiğim için ödüllendirilmek hiç aklımdan geçmemişti. Çünkü müzik benim hayatım, yeniden dünyaya gelsem kuşkusuz yine müzisyen ve öğretmen olurdum. İnsanın sevdiği işi yaptığı için ödüllendirilmesi tabii ki çok sevindirici. Üstelik fark edilmek beni bu yaşımda daha da çok çalışmak için yeniden heveslendirmiş oluyor.
Kaliteden Ödün Vermemeli
- Türkiye’de son yıllarda konser ve festival sayılarında artış var. Üç büyük şehrin dışında da klasik müzik festivalleri, etkinleri düzenleniyor. Neredeyiz sizce? Mesafe yavaş yavaş kapanıyor mu?
- Ne kadar çok konser, ne kadar çok festival olursa o kadar iyi. Tek koşul nitelikten yani kaliteden ve sanatın estetiğinden fire vermemek. Dünyanın neresinde olursa olsun, toplumun tamamının sanattan zevk alacağını sanmak saflık olur. Hele iyi müzikten zevk almak için zevklerin incelmesi, güzel sanatlara merakın ve yatkınlığın artması gerekir. Küçük yaştan itibaren en harcıalem müziklerle kulakları tıka basa dolmuş bir topluluğun birdenbire yüksek bir beğeni düzeyine erişmesini bekleyemeyiz. Topluma ne kadar ve ne veriyorsanız, karşılığını o ölçüde alırsınız. İlköğretimin her bakımdan yerlerde süründüğü ülkemizde yetişmekte olan çocukların hepsinin aslında birer potansiyel değer olduğu gerçeği karşısında eğitimin sığlığı nedeniyle nice yeteneğin yok olduğunu görmek ne kadar acı.
- Gazetelerin sanat sayfaları günden güne azalırken, dergiler kapanırken müzik yazarlığının bugünü için düşünceleriniz nelerdir? Müzik yazarlığı ölüyor mu, öldürülüyor mu?
- Zamanımızda bilimsel ve kültürel anlamda müzik, resim, görsel sanatlar, edebiyat, sinema ile karşılaştırılarak analize yer verilen yazılara rastladığım zaman çok seviniyorum. Deveye sormuşlar “Boynun neden eğri?” diye, yanıt malum. Neremiz doğru ki?
- Kayıp aileleri geçtiğimiz hafta, “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” kapsamında babanız için bir anma gerçekleştirdi. Ne hissettiniz? “Bu ülkenin kayıplarıyla” ilgili...
- Bu konuda çoktan sözün bittiği yerdeyiz. Osmanlı’nın son yıllarından bu yana hem devlet hem de toplum olarak işlediğimiz cinayetlerin ağırlığı altında eziliyoruz. Günahlarımızın af olması için tövbe etmeden, af dilemeden, yüzlerce, binlerce cana verilen zararlar telafi edilmeden bu milletin rahat nefes alması, çocuklarına günahsız bir ülke bırakması hayaldir.
“Festivale Davet Edilmek Büyük Onur”
- Sizin kurucusu ve yöneticisi olduğunuz “AIMA Festival Orkestrası” da festivalde ilk kez bir konser verecek. Genç müzisyenler için oldukça motive edici bir etkinlik olacak. Konsere hazırlıklar ne durumda?
- “Ayvalık AIMA Festival Orkestrası” her biri birer solist niteliğinde ustalığa erişmiş genç profesyonel müzisyenlerden oluşuyor. Orkestramızın üyeleri yurdumuzun çeşitli senfoni orkestralarında ve konservatuvarlarında görev yapmakta olan gençlerden oluşur, onların hayatı sürekli müziğin içinde çalışmakla geçer. “AIMA Festival Orkestrası”nın “İstanbul Müzik Festivali”ne davet edilmesi, orkestra üyeleri ve “AIMA” için hem çok heyecan verici hem de büyük bir onurdur.
Aydınlık Gazetesi - 28.05.2015, Perşembe (Söyleşi: Seray Şahiner Demir)
