09.11.2013 / Eurovision’da Bir Türk

Bilen, Melis


    
Şarkıcı Melis Bilen, “Eurovision”da İsviçre adına yarışacak aday şarkıcılardan biri. Şu anda elemeler yapılıyor ve ilk aşamayı geçti! Peki, hayatında hiç İsviçre’ye gitmemiş, altı albüm yapıp hepsini internetten yayınlamış ve aslında endüstri mühendisi olan Melis Bilen kim?

 

     - Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?

     - İstanbul’da doğdum. “Özel Darüşşafaka Lisesi”, sonrasında “Sabancı Üniversitesi”nden mezun oldum. Endüstri mühendisiyim. Ayrıca şarkıcı, besteci, söz yazarı ve emekçiyim... Şu ana kadar 200’e yakın şarkı yaptım. Bunlardan 120 kadarını internette yayınladım. 50 kadarı İngilizce. Bir yapımcıyla çalışmıyorum... Şu ana kadar ki tüm çalışmalarımı kendi bütçemle gerçekleştirdim. Tırnaklarımla kazarak ve çabalayarak, aşık olduğum mesleği icra etmeye çalışıyorum...

 

     - Albümlerinizi neden satışa sunmak yerine internet sitenizden ücretsiz yayınlıyorsunuz?

     - 2000’li yıllarda albüm satışı diye bir şey maalesef yok. İnsanlar albüme para vermiyorlar. Her şeyi internetten indiriyorlar... Albümlerimi satışa çıkarırsam, ekstradan bir bandrol ücreti ödemem dışında benim için hiçbir fark olmayacak. Aksine şarkılarım daha az insana ulaşacak... Amacım müzik yapmak ve yaptığım müziği daha fazla insanla paylaşmak. Dolayısıyla kendi başıma çıktığım bu müzik yolculuğumda, albümlerimi satmak yerine paylaşıyorum...

 

     - “Yetenek Sizsiniz Türkiye” yarışmasına katılmış ama yarı finalde elenmiştiniz... Yarışmaya katılmanızın kariyeriniz için faydaları oldu mu?

     - Hayır, olmadı. Bu tarz yarışmalar sadece birer şov programı. Oraya çıkan insanlar iki gün sonra unutuluyor. Dolayısıyla yarışmadan çıktığımda da hiçbir şey olmadı... Müzik piyasasına yalnız başına adım atıp yapımcısız ilerleyen ve başarıya ulaşan tek kişi benim herhalde...

 

     - İngilizce ve Türkçe besteler yapıyor, hem de dokuz farklı dilde şarkılar seslendiriyorsunuz. Bu kadar başarıyı neye borçlusunuz?

     - İyi bir eğitime ve sanırım mayama. Mayanızda bazı özellikler varsa bile, iyi bir eğitimle desteklenmediği sürece bunları ortaya çıkarmanız çok zor. Lisede ve üniversitede kaliteli bir eğitim gördüm... Basketbol oynadım, takıma seçildim. Yüzme yeteneğim farkedildi, yarışmalarda dereceler yaptım. Dans ve su balesiyle uğraştım. Onlarca gösteriye çıktım. Dile yeteneğim farkedildi. Hocalarım İngilizce münazara yarışmalarına yönlendirdi. Pek çok derece aldım...

 

     - Neden yarışmaya İsviçre’den katılmayı tercih ettiniz?

     - İsviçre “Eurovision”a şarkıcı gönderme sürecini dünyanın dört bir tarafındaki tüm müzisyenlere açtı. İsteyen istediği bestesini yollayabiliyordu. Ben de yolladım. Hem de beş tane. Türkiye bu sene “Eurovision”a katılmıyor. Fakat katılıyor olsaydı bile, zaten benim gitmem çok düşük bir olasılıktı...

Türkiye’de “Eurovision” sadece belli başlı isimler üzerinde dönüyor. Bir seçme ya da oylama yapılmıyor. Yani bir müzisyen olarak beste gönderemiyorsunuz. Dolayısıyla İsviçre’de şansımı denemek gayet mantıklıydı...

 

     - Hiç İsviçre’ye gittiniz mi? Bir bağınız var mı?

     - İsviçre’ye daha önce hiç gitmedim. Lise son sınıfta “Lions Youth Exchange” programına başvurmuştum. Gitmek istediğim ülke İsviçre’ydi. Mülakat safhasına kadar gelmiştim fakat ne yazık ki seçilmedim. Çocukluğum, dedemin İsviçre ziyaretlerinden getirdiği çikolata ve lezzetli peynirleri yemekle geçti... Oradan bize attığı kartların üzerindeki “Alp Dağları”nın büyülü görüntüsü, yemyeşil çayırlar ve çocukluk kahramanım Heidi’nin ülkesi olması orayı benim hayallerimin ülkesi yaptı. Vakti zamanında bir öğrenci programıyla gidememiş olsam bile, inanıyorum ki bu defa İsviçre’ye derece getirmek için gideceğim ve bu da hayatımın en büyük gururlarından biri olacak...

 

     - Daha önce Türkiye’den yarışmaya katılmayı düşündünüz mü?

     - Elbette. Son iki senedir fanlarımdan gelen mesajların çoğu beni “Eurovision”da görmek istediklerini söylüyordu... Ülkemi uluslararası platformda temsil etmek benim için gurur verici olurdu. Fakat Türkiye’de “Eurovision”a gitmek, sizin istemenizle olan bir şey değil...

 

     - Türk olarak İsviçre’yi temsil edebilme ihtimaliniz olması size ne hissettiriyor?

     - Mutluluk... Çünkü ben bu olaya vatandaşlık açısından değil, önce bir müzisyen olarak bakıyorum. Müzisyen dediğiniz her şeyden önce içinde sanat aşkı taşıyan, şarkı yazarken ağlayan, naif bir kalptir... Hayatı müzik üzerinde döner. Bu noktadan baktığınız zaman, ben sadece müziğimi uluslararası bir platforma taşıyabileceğim için son derece mutluyum. Öte yandan İsviçre’de bir “Türk kızı” olarak yarışıyor olmak... Bu da ayrı bir gurur verici mesele...

 

     - Eleme süreci nasıl olacak?

     - Oylamalar 4 Kasım itibariyle başladı. 18 Kasım’a kadar devam edecek. 18 Kasım’da internet oylaması ve jüri kararıyla 9 kişi seçilecek. Bu 9 kişi 30 Kasım’da İsviçre’de jürinin karşısına çıkacak... Canlı performanslarına bakılarak bu sayı 6 kişiye indirilecek. Bu 6 kişi de, 1 Şubat gecesi İsviçre televizyonlarında canlı yarışacak. O gece, İsviçre’yi temsil edecek olan kişi seçilecek. Yine yüzde 50 halkoyu ve yüzde 50 jüri oyuyla.

 

     Gazete Vatan - 09.11.2013, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5792757
Online Ziyaretçi Sayısı:22
Bugünlük Ziyaret :534

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.