20.09.2019 / Ünlü İtalyan Tenor Andrea Bocelli, Cumhuriyet’in Sorularını Yanıtladı

Bocelli, Andrea


     “Müzik ruhun ilacı, iyiliğin sesi” diyen Andrea Bocelli nedenini şöyle anlatıyor: “Her zaman en büyük tutkumdu müzik... Bunun ötesinde benim için bir meslek haline dönüşmesi, profesyonel hayat olarak yaşamıma girmesi de büyük bir ayrıcalık. Vazgeçilmez... Hayatıma ışığı getiren, şiiri sokan bir yol…”


 

     Denizle gökyüzü birbirine karışmış bir manzara önümüze uzanan... İtalya’nın karakteristik Sicilya bölgesinde Taormina’dayız... Daracık yolların ötesinde dik tepelere kurulu antik tiyatroda Akdeniz’in o tatlı esintisine, notaların, güçlü sesin büyüsüne kapılmışız. Taormina antik tiyatrosunda sahne, dünyaca ünlü İtalyan tenor Andrea Bocelli’nin. Tarihi mekanda adım atacak yer yok, genç yaşlı dünyanın pek çok ülkesinden müzikseverler keyifle performansı izliyor. Konser bitiyor, alkışlar dinmiyor, belki dört belki beş kez Bocelli sahnede kendisine eşlik eden diğer sanatçılarla birlikte tekrar sahneye dönüyor... İnsanlar ayakta, yüzlerde müziğin verdiği huzur, emeğe duyulan saygı.


 

     100 milyonu aştı…


 

     Bocelli opera kadar popüler müzik türüne girebilecek şarkıları seslendirmesi; Sarah Brightman, Celine Dion, Ed Sheeran gibi ünlü isimlerle düetleriyle de Türkiye’de ciddi bir hayran kitlesine sahip. Tenorluğunun yanı sıra besteci, prodüktör. 100 milyonu aşan albüm satışına imza atan, geçen yıl onlarca yıllık müzik kariyerinde 60. yaşını, “Si” albümüyle taçlandıran maestro’ya konser öncesi sorularımızı yöneltiyoruz. Müziğin O’nun için anlamını soruyoruz... “Müzik ruhun ilacı, iyiliğin sesi” diyor Bocelli ve ekliyor: “Her zaman en büyük tutkumdu müzik... Bunun ötesinde benim için bir meslek haline dönüşmesi, profesyonel hayat olarak yaşamıma girmesi de büyük bir ayrıcalık. Vazgeçilmez... Hayatıma ışığı getiren, şiiri sokan bir yol...”


 

     Yetenekle doğulur


 

     “Herkesin Tanrı’nın verdiği bir yetenekle doğduğuna inandığını” söylüyor. “Benim durumuma gelirsek, hoş bir sese sahip olmak, şarkı üzerinden iletişim kurabilmeye yatkınlık benim seçtiğim veya sonsuz kredisi olan bir yetenek değil... Özellikle İtalyan opera müziği olmak üzere, iyi müzik adına mütevazi bir katkı yapabildiğim için gururluyum. İyi bir müzik her zaman iyilikle bağlantılıdır ve şüphesiz ki barışın, birlik olmanın, dostluğun güçlü mesajlarını içinde taşır. Farkındalık oluşmasına, ruhsal gelişimimize katkı sağlar. Tüm bunlar bizi daha iyi insan yapar.”


 

     - Türkiye’de ciddi bir hayran kitlesine sahipsiniz. Yeni konser turunda Türkiye de var mı?

     - Türkiye’deki konserime yönelik harika anılarım var. Çok sıcak, canlı, dikkatli bir izleyici kitlesiydi. Ne zaman Türkiye’ye gelsem, dost ve sıcak bir ülke hissi duyuyorum. İstanbul’da 2014’teki performansı hatırlıyorum. Doğu ve Batı arasındaki özel bir köprü oluşturan harika bir kentte olmak müthiş bir duyguydu. Kulağa tuhaf gelebilir, ama tur programında Türkiye’nin olup olmayacağı konusunda yanıt verecek en doğru kişi ben değilim sanırım... Uluslararası konser turlarım, buna ilişkin takvim, birçok karmaşık karar, onlarca etmenin değerlendirilmesi sonrasında oluşturuluyor. Daha önce de bahsettiğim gibi, konser turlarımın ayrıntılarını bilmemeyi tercih ediyorum. Ama o söz verdiğim gün geldiğinde, her performansta, her bir dinleyici benim için çok önemli ve değerli. Sorunuza yeniden dönersek umarım yakında Türkiye’ye tekrar gelirim. Bunca yıldır sanatımı takip etme nezaketini gösterenlere en iyi teşekkür etme yolunun canlı performans olduğu inancındayım.


 

     - Gelecek yıl için yeni projeleriniz neler... Opera, yeni albüm çalışmaları var mı?

     - Bu yılın sonuna kadar, bir kayıt oluşturulması açısından bakıldığında, sürpriz olması muhtemel... Aslında bu sürprizin ipucunu önceden, memleketim Toskana, Lajtico’daki geleneksel yaz konserimde, “Teatro del Silenzio”da vermiştim. Ayrıca opera kayıtlarını artırma yönünde projelerim de var. Hayatımın bu döneminde opera repertuvarında sesimden iz bırakmak için daha yoğun bir istek duyuyorum. Ama diğer yandan da 24 saat sonrası adına, gelecek için planlar yapmamaya da çalışıyorum! Özellikle günlük yoğun program içinde hapsolacak hale gelmekten de özenle kaçınıyorum. Gelecek yıl, dünya genelinde pek çok klasik, opera, pop içerikli performansım olacak. Umuyorum ki şarkılarımla beni dinlemek isteyenlere neşe ve iyimserlik aktarmaya devam edebilirim.


 

     Bocelli: “Aslolan iç huzur”


 

     Dünyanın pek çok bölgesinde konserler veren, hukuk eğitimi alırken çocukluk dönemlerinden beri sürdürdüğü müzik tutkusundan asla vazgeçmeyen Bocelli, görme yetisinde sınırlama yaratan konjenital glokom rahatsızlığı ile doğdu. 12 yaşında futbol oynarken aldığı darbe, görme duyusunu tümüyle kaybetmesine yol açtı. Gözlerinin ışığı ise müziğe aşkı, notalar, onlara hayat veren berrak sesi oldu. Bocelli, bir demecinde “Kelime aklın gölgesi olurken sessizlik senin ışığındır” diyor... İçsel huzura verdiği önem O’nun şu sözlerine yansıyor... “Dingin, kendiyle, vicdanıyla barış içinde olan her zaman kendine yeterlidir... Sahip olduklarından asla mutlu olmayan ise ne yaparsa yapsın memnun olamaz.” Bocelli, doğa, spor tutkusuyla da tanınıyor. Görme engelini yaşama engel yapmamacasına uzun yıllar kayak, paten kaymış, çocukluk tutkusu at biniyor. Atlara, biniciliğe sevgisini anlatırken vurgusu dostluk, özgürlük, doğayla iç içe olmak…


 

     Müzik


 

     Sıcak bir Ağustos gecesi.. Taormina antik kentindeyiz. Büyülü bir atmosfer. Sahnede Andrea Bocelli. Konser bitiyor. Antik tiyatroyu tıka basa dolduran hayranları Bocelli’yle vedalaşmak niyetinde hiç değil. Ünlü tenor alkışlarla sahneye çıkıyor, bir daha bir daha…



     Cumhuriyet Gazetesi - 20.09.2019, Cuma (Mine Esen)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5796922
Online Ziyaretçi Sayısı:22
Bugünlük Ziyaret :1211

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.