12.12.2009 / Sevda Elekberzade - Sarı Gelin Azeri Türküsü

Elekberzade, Sevda

     “Sarı Gelin” türküsüne getirdiği farklı yorumla dikkat çeken Azeri şarkıcı Sevda Elekberzade, parçanın kökeni hakkındaki tartışmaları gereksiz bulduğunu söyledi ve ekledi: “Güzel diye herkes sahiplenmek istiyor ama ‘Sarı Gelin’ Azerbaycan halk türküsüdür!”

     - Son dönemde Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerginlik söz konusu. Siz, Ermeniler’in de, Azeriler’in de sahiplendiği “Sarı Gelin”e albümünüzde yer verdiniz. Sizce bu türkü kime ait?
     - Politik konular hakkında konuşmayı sevmiyorum, çünkü benim işim politika değil. Türküye gelince... “Sarı Gelin”, Azerbaycan’da herkes tarafından bilinir ve sevilir. Ayrıca güzel olduğu için herkes sahiplenmek istiyor ama tartışmalar gereksiz. Bu, Azerbaycan halk türküsüdür. Ermeniler de “Sarı Gelin” diye okuyor zaten türküyü...

     Babam Şarkıcı Olmamı İstemedi

     - “Sarı Gelin” de, Yunanistan ile Türkiye arasındaki “Karagöz ile Hacivat” hikayesine döndü...
     - Evet, biraz ona benziyor. Fakat bu şarkıyı kimin bestelediği bilinmez, anonimdir. Evlenemeden ölen genç bir kızın ardından yakılan ağıttır. Azeri geleneğine göre kızlar gelin olduğu zaman saçlarını örüyor ama saçın sonuna kadar değil. Bu yüzden “Saçın ucu örmezler” diye de söylenen trajik bir hikayeyi anlatıyor...

     - Sizin müziğe başlamanız nasıl oldu?
     - Dedem Azerbaycan’ın halk yazarlarından. Babam da gazeteci ve yazardır. Annemin sesi çok güzeldir ama O’nun ailesi şarkıcı olmasına izin vermemiş. Bana annemden geçen bir yetenek ve sevgi müzik.

     - Annenize izin verilmemiş, peki size nasıl verildi?
     - Benim de babam başlarda izin vermiyordu. Ama çok ağladım. Şarkı söylemeden yaşayamayacağımı söyledim. Sonunda izin verdi...

     - Eğitimini almanız şartıyla mı?
     - Yok, zaten okuluna gidiyordum ama sahneye çıkmamı istemiyorlardı. O zamanlar şarkıcılara kötü gözle bakılıyordu, şimdi ise herkes çocuğu şarkıcı olsun diye uğraşıyor.

     - Nasıl kabul ettirdiniz peki?
     - Sürekli şarkı söyledim. Bir gün ben şarkı söylerken babam odamın kapısını açıp “Allah kızıma bir yetenek ve istek verdi, ben bunu O’nun elinden alamam” deyip izin verdi.

     Orijinalini Bozmadım

     - Avrupa’da keşfedilmeniz nasıl oldu?
     - “Şebi Hicran” albümümü mastering için Almanya’ya göndermiştim. Bu sayede orada keşfedilip teklifler almaya başladım.

     - “Sevdalı Dünya” albümünüzde “Sarı Gelin”in dışında bir de Aşık Veysel’in “Gündüz Gece”sini yorumlamışsınız...
     - Evet, çok farklı bir yorum oldu o da. Kimi çok beğeniyor, kimi de şarkının orijinalini bozduğumu iddia ediyor.

     - Türkiye’de albümünüzü nereden bulabiliriz?
     - Taksim’de birkaç noktada var, bir de “D&R”larda bulunabilir...

     Caz Müziğinde Sayfa Açtık

     - Neler dinleyerek büyüdünüz?
     - Makamlı halk müziğinin yanı sıra etnik, pop ve caz müziği dinleyerek büyüdüm. Ella Fitzgerald, Miles Davis, Ray Charles gibi isimlerin yanı sıra Türk sanatçılardan da Zeki Müren ve Bülent Ersoy’u dinlerdim.

     - Yaptığınız müziğin içinde caz var. Baktığımızda, Azeri sanatçıların caz müzikte oldukça başarılı olduğunu görüyoruz. Nedir bunun sebebi?
     - Bizler sadece caz kalıplarında caz yapmıyoruz. İçine kendi etnik müziğimizi, makamlarımızı koyuyoruz. Avrupa’daki müzik eleştirmenleri şaşırıyor, büyük beğeniyle dinliyorlar beni. Onlar için caz müziğinde yeni bir sayfa gibi bizim yaptığımız müzik.

     Hürriyet Gazetesi – 12.12.2009, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5779851
Online Ziyaretçi Sayısı:18
Bugünlük Ziyaret :486

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.