Yarışma Boyunca Jake'e Yakın Olacağım. Alışsınlar!

Davies, Jack - Aydın, Ayşe - Esmersoy, Burcu

     ‘Zarafet ve Estetik Gerektiren Danslar Bana Göre Değil’

     Burcu Esmersoy’a hem erkekler, hem kadınlar hayran... Özellikle katıldığı dans yarışmasından sonra... Ben her hafta “Burcu bu hafta ne giyecek, nasıl bir dans yapacak” diye merak ederek oturuyorum televizyon karşısına... Her seferinde de şaşırıyorum. Hem ilk programdan bu yana gösterdiği gelişmeye, hem zorlu hareketleri ustalıkla yapmasına... Bu hafta Burcu Esmersoy ve partneri Jake Davies ile antrenman yaptıkları salonda buluştuk. Hem çalışmalarını izledim, hem yemek molasında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

     - Bu yarışmada yer almayı niye kabul ettin?
     - İşin aslı ben yarışmacı olarak değil, sunucu olarak davet edildiğimi zannetmiştim. Bizim şirketin yardım amaçlı böyle bir projeye “evet” deme ihtimali daha yüksek. Dolayısıyla Acun’la fazla konuşmadan kabul ettim. Daha sonra Acun bana jüriyi tanıttı, sunucu da “çok şeker bir kız” dedi. Benden bahsediyor zannederek, “Aaa çok teşekkür ederim” dedim. Yanlış anlaşılma o zaman ortaya çıktı.

     - E ne oldu peki?
     - İşin içine girmiş bulundum bir kere... Dansı sevdiğim herkes tarafından biliniyor. E bir de SMS’lerden gelen parayla okul yapılacak. “Neden olmasın”, dedim. Ama şirketten izin almam gerekti.

     - Ne dediler?
     - Destek oldular. “Sen istiyorsan, arkandayız” dediler. Aslına bakarsan yaptığım işle de çok alakasız değil. Geçen gün “NTV Spor”da 3 saat “Latin Dansları Şampiyonası” vardı. Spor spikeriyim ve sporla içiçe yaşayan bir insanım.

     - İzliyorlar mı seni?
     - Arkadaşlarım her hafta izliyor, beğeni dolu sözlerle beni motive ediyor. Müdürüm Fuat Akdağ bir tek “Paso Doble Dansı”mı çok beğendiğini söyledi. Ama giysimi beğenmemiş. “Çok sıkıştırmış seni...” dedi. (Gülüyor.)

     ‘Bacaklarım Hiçbir Sporda Yapamadığım Kadar Güzel Oldu’

     - Bir gününü anlatır mısın?
     - Sabah 10.00’da buraya geliyorum. Sadece öğle yemeği arası vererek, altıya kadar çalışıyoruz. 19.00’da işte oluyorum. 20.40 ve 22.40’da bültenim var. Sonra eve gidiyorum. Haftanın altı günü iş, beş günü dans var.

     - Off... Kilo verdin mi?
     - 5 kilo verdim. İster istemez...

     - Vücudunda nasıl değişiklikler oldu?
     - Ben uzun kas seviyorum. Ağırlık çalıştığın zaman kaslar kısa kalıyor, dans kasları uzatıyor. Hayatım boyunca sahip olmak istediğim vücuda sahip oldum. Bacaklarım hiçbir sporda yapamadığım kadar güzel bir şekil aldı. Üst karnım, sırtım, kollarım çok kaslandı. Postürüm düzeldi.

     ‘Haftada Bir Dansı Yetiştiremiyorduk, Şimdi İkisini Birden Çıkarıyoruz’

     - Müzik ruhun gıdasıdır derler. Dans ederken bunu hissediyor musun?
     - İşte bunu çok hissediyorum. Dansın ruha çok pozitif bir etkisi var. İnsanın hayata bakış açısını değiştiriyor, mutlu ediyor, kafa dağıtıyor. Aynada kendimdeki gelişmeleri gördüğümde özgüvenim artıyor. Müzik dinlemeden zaten duramıyordum. Şimdi banyoya bile müzik seti koydum.

     - Gerçekten dansın müthiş gelişti. Yarışmaya başlamadan önce böyle bir şey bekliyor muydun?
     - Hiç beklemiyordum. “Günde bir saat çalışır, bir şeyler yaparız” düşüncesindeydim. Sonra olayın öyle olmadığı ortaya çıktı. Bir kere insan çok güzel bir şey sunmak istiyor. Her hafta seviyemiz yükseliyor ve beklenti artıyor. Onu karşılamaya çalışıyoruz. Bir haftada bir dansı yetiştiremiyorduk, şimdi ikisini birden çıkarıyoruz.

     - 17 yıldır kick box yapıyormuşsun. Bunun dansa bir faydası oldu mu?
     - Hiç. Kick box haldur huldur, yumruklu tekmeli bir spor. Elbette esnekliğe faydası var. Ama estetik olarak hiç yok. Bende Azra’daki kuğuluk o yüzden yok.

     ‘Yarışmada Bizim Gibi Zor Hareketleri Tercih Eden Yok’

     - Koreografiler neredeyse profesyonel. Zorlanmıyor musun?
     - Dünya şampiyonlarının yaptığı hareketleri yapıyoruz. İlk başlarda kalas gibiydim. Vücut hareketleri kabul etmiyordu, bacak dönmüyordu. Çok kavga ettik Jake’le... Potansiyelimi çok zorladı. Önceleri beni savurduğunda, savrulduğum yerde kalakalıyordum. Şimdi yoyo gibi geri dönüyorum.

     - Peki Jake seni düşürür diye korkmuyor musun?
     - Herkes ona şaşırıyor. Bizim gibi zor hareketleri tercih eden, atlayan, zıplayan kimse yok. Sanırım partnerlerine o kadar güvenmiyorlar. Benim Jake’e güvenim sonsuz. Mesela paso doblede, koşarak havaya sıçradım. O da beni tuttu, yoksa dosdoğru jüri masasına düşer, yüzümü gözümü dağıtırdım. Eşlere, şirket çalışanlarına güven testi yaparlar ya... Biz Jake’le o testi geçeriz.

     - O kondisyonu nasıl çıkarttığını da merak ediyorum.
     - Yarışmaya başlamadan önce, her ne kadar spor yapıyor olsam da, şirkette merdivenleri çıkarken nefes nefese kalıyordum. İlk haftalarda bunun sıkıntısını çok çektim. Ama artık o bir buçuk dakikayı rahat çıkarıyorum.

     - Sakatlandın mı peki?
     - Yumuşak doku zedelenmesi, kaburgalarda incinme, sayısız morluk, çürük, sıkça bilek burkulması, sırt ağrısı, boyun ağrısı... Günde sekiz saat kesintisiz antrenman yapıp, sakatlanmamak neredeyse imkansız.

     Jake Davies: Burcu’yla aşk söylentisi sevindirdi. Demek işimizi çok iyi yapıyoruz ki, insanlar gerçek zannediyor.

     - Londra’da yaşayan, Güney Afrikalı bir profesyonel Latin dansçısıyım. Aynı zamanda profesyonel şefim. Ama artık bu işi yapamıyorum. İkisini bir arada yürütmek zor olduğu için dansı tercih ettim. Geçen sene partnerimden ayrılmıştım. Yarışmak için kendime partner aradığım bir dönemde Türkiye’den biri beni aradı, bu yarışmadan bahsetti ve seçmelere katılıp katılmayacağımı sordu. “Neden olmasın?” dedim ve iki gün içinde kendimi İstanbul’da buldum. Yarışma her hafta daha zorlaşıyor. Yeni fikirlerle ortaya çıkmak gerekiyor. Burcu iyi bir ruh halindeyse hazırlık süreci eğlenceli geçiyor. Kötü bir ruh halindeyse zor oluyor. Ama şu bir gerçek ki, Burcu her hafta büyük aşama kaydediyor. İzleyicilerin bunu fark ettiğini sanıyorum. Günlerimizin çoğu antrenmanda geçtiği için İstanbul’dan henüz bir şey anlamadım. Ama her turist gibi “Boğaz”ı, “Sultanahmet Camii” ve “Topkapı Sarayı”nı ziyaret ettim. Bir de hamama gittim. İlginç bir deneyimdi. Seksi kızlar yerine, dev adamların sizi yıkaması tuhaf bir şeydi. Burcu ile aramda aşk söylentisi çıkması çok komiğime gitti. Dans benim işim. Burcu da bu işi ciddiye alıyor. Dansçılar, film oyuncusu gibi olmak zorundadırlar. Rumba aşk dansıdır. Birbirinden hoşlanmıyormuş gibi, mesafeli dans edemezsin. Samba karnaval ve partidir. Jive rock’n roll ve eğlencedir. Bir yandan da sevindim. Demek ki işimizi çok iyi yapıyoruz ki, insanlarda gerçekmiş etkisi yaratıyor.

     ‘Zarafet ve Estetik Gerektiren Danslar Bana Göre Değil’

     - Figürler haricinde mimiklere de çalışıyor musunuz?
     - Tabii. Başlarda ifadem resmen korkak ve mutsuz. Sonradan izleyince, “her an hata yapabilirim” kaygısıyla yüzümün ve boyun kaslarımın kasıldığını gördüm. İbrahim Tatlıses’in geldiği programdan sonra açıldım. O gün yaptığımız Mambo dansında oryantal figürleri vardı. Jake beni ilk kez o kadar rahat hareket ederken gördü. “Bu dans doğamızda var” diye açıkladım. O zamandan beri doğal figürler tercih ediyoruz. Bu durum yüzüme de yansıdı.

     - En rahat yaptığın dans hangisi oldu?
     - “Vaka vaka” (Afrika dansı) ve “Jive” (Rock’n Roll)’i çok sevdim. Zarafet, estetik gerektiren danslar bana göre değil.

     - Genel kanı jürinin sana az puan verdiği yönünde? Ne diyeceksin?
     - Kafalarında asla “Burcu’ya az verelim, öbürüne çok verelim” gibi bir şey yok. Lilia’nın verdiği puanları insanlar genel olarak düşük buluyor. Ama o çok profesyonel bir dansçı ve çok teknik değerlendiriyor. Notu o yüzden kıt. Lilia’dan 7-8 almak çok önemli. Tan’ın, Sait Hoca’nın söylediklerine de çalışıyor, bir sonraki hafta dikkat ettiğimizi göstermek istiyoruz.

     - Kalçaya dikkat ettin mi peki? (Sait Sökmen, Mambo dansından sonra Burcu Esmersoy’a “Biraz daha kalça görmek isterdik” deyince, Esmersoy “Ben size sonra kalça gösteririm” demişti.)
     - (Gülüyor) Çok dikkat ettim.

     ‘Ben Dans Etmeden Dursam da Pazartesi Manşet Olacağımı Anladım’

     - Sen ne desen, ne yapsan basına malzeme oluyor. Öyle değil mi?
     - Aynen öyle... Rumba dansından sonra, gazetelerde “Yakınlaştılar” gibi haberler çıkınca çok rahatsız oldum. Tüm ekiplerin dansı yakındı ama yine ben öne çıktım. Jürinin yorumlarına sedece “teşekkür ederim” diye cevap veriyordum. Sonradan senin dediğini fark ettim. Ben orada dans etmeden dursam da pazartesi manşet olacağımı anladım. O yüzden kendimi rahat bıraktım. Bu da Mambo dansından sonra oldu. Sait Hoca’ya da o dansın sonunda cevabımı verdim.

     - O cevapta espri yaptığın çok belli.
     - Kalçamı açıp göstermekten bahsetmiyorum tabii ki, kalça hareketi göstermekten bahsediyorum. “Bu dansta değil ama...” dedim. “Dirty Dancing”de yer alan o dansta kalça hareketi yoktu. Klasik mamboydu bizimkisi... Sait Hoca’nın dediği gibi yapsaydım, bu sefer de Lilia “Kalçaları çok kullandın” diyecekti. Sonraki hafta “Moulin Rouge” ve “Vaka Vaka”da Sait Hoca’ya kalça hareketlerini yapabildiğimi gösterdim.

     - Geçen hafta Lilia, “Material Girl”de 5 verdi yine sana... Sen de “5’leri bıraksınlar artık” diye sitem ettin.
     - Herkesin çok beğendiği bir danstı. Her hafta gelişme kaydettiğimi düşünüyorum. Benden çok izleyiciler yadırgadı o puanı...

     ‘Dans Zaten Yakın Yapılan Bir Şey, Sevgilim de Bunu Gayet İyi Biliyor’

     - Gelelim Acun’un “Yabancı damada karşıyım” esprisi ne... O da yanlış yorumlandı. Kızdın mı?
     - Eski evliliğimle ilgili yapılan espriler bana komik geliyor. Hatalarımdan ders alan, üzülmek yerine bununla dalga geçebilen bir insanım. Hiç rahatsız olmadım. Magazin basınında ünlülerin önceki hayatı, bugünkü hayatlarına iliştirilerek pazarlanıyor. Daha önce bilmem kimin sevgilisi olan bilmem kim... Mesela bana uzun süre eski “Türkiye güzellerinden, manken, oyuncu” denmişti. Artık alıştım ben bunlara...

     - Ama bu espri yüzünden, Jake’le yakınlaştığınız haberleri çıktı. Sevgilin tepki gösterdi mi?
     - Hiç. Dans zaten yakın yapılan bir şey. Sevgilim bunu gayet iyi biliyor. Bilmeyenlere de kötü haberi vereyim. Yarışma boyunca Jake’e yakın olacağım. Alışsınlar!

     - Peki yarışmaya katılman konusunda O ne dedi?
     - Cem (Alper) böyle şeylere hiç karışmaz. Ona katılacağımı haber verdim. Çok yorulacağımı düşünerek, “Emin misin?” diye sordu. “Hem iş, hem dans nasıl olacak?” dedi. Gerçekten de zor oluyor ama mutluyum. Sevgilim de bana destek oluyor, hayatımı kolaylaştırmaya çalışıyor.

     - Sevgilinle dans eder misiniz?
     - Evet. Çok cool, çok hoş dans eder Cem. David Ferrer’ın “I’ve touched the sky” en sevdiğimiz şarkıdır. Uyurken çalsa, kalkıp dansedebiliriz.

     - Pistin tozunu yuttun. Dansa devam edecek misin?
     - Mutlaka. Hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz, aramızda konuşuyoruz ama kimle dans edeceğimizi bilmiyoruz. Jake’le dans etmeye çok alıştım. Ama o gidecek. Belki Sibel’in partneri Önder ya da Nilgün Hanım’ın partneri Erhan ile dans edebilirim. Bu kadar emeği çöpe atmaya niyetim yok.

     - Sence bu yarışmada ipi kim göğüsleyecek?
     - Favorim Azra, erkeklerde de Pascal...

     - Yarışma biter bitmez, tempon hafiflediğinde yapmak istediğin ilk şey ne?
     - Buradan uzaklaşmak, Londra’ya gitmek istiyorum. Yarışma şubat ayının sonunda bitecek. Tabii sonuna kadar gidebilirsem...

     - Eminim gidersin. İyi şanslar.
     - Çok teşekkür ederim.

     Ayşe Aydın / Gazete Vatan - 02.01.2011, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5781697
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :818

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.