03.04.2010 / Emek Sineması Yeniden Açılıyor!
3 Nisan 2010, Cumartesi, saat 20.00’da “Emek Sineması” yeniden açılıyor.
Herkesi açılışa bekleriz..
“Emek Sineması”nı Yıkıyorlar…
Haberiniz var mı? “Emek Sineması”nı yıkıp, yerine alışveriş merkezi yapacaklar ve binanın sekizinci katına göstermelik bir sinema salonu yerleştirecekler. Planları en başından beri buyken, “yıkmayacağız, yeniden yapacağız” diyerek, yalan söyleyerek, “Emek”e sahip çıkacak olanları oyalamaya, oyuna getirmeye, geceden sabaha “Emek”i bizden almaya çalışıyorlar.
“Emek Sineması”na Sahip Çıkıyorum
Ben bu oyuna gelmediğimi ilan ediyor, “Emek Sineması”na sahip çıkıyorum. Güzelim salonunda izlediğim filmler için, sevgilimle ilk kez “Emek Sineması”nda el ele tutuştuğum için, kendi hatıralarımın, kişisel tarihimin arkasından durabilmek için sahip çıkıyorum “Emek Sineması”na.
Günden güne kapitalizmin vitrinine dönen “İstiklal Caddesi”ni adımlarken utanmamak için sahip çıkıyorum.
“Emek” Benim, “İstanbul” Benim
“Uluslararası İstanbul Film Festivali”nin ya da öncesinde “Sinema Günleri”nin bütün önemli etkinliklerinin gerçekleştirildiği “Emek Sineması”nın son sekiz aydır kapalı olmasına “İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı” başta olmak üzere tüm “sanat” çevresinin sessiz kalışına isyanım var!
Yıkanların, yıkımı gizleyenlerin, bütün bunlara şahit olup da susanların cepleri kentsel dönüşümün rantıyla dolu. AKP hükümetinin 2002’den bu yana küresel kent olma yolundaki İstanbul’da kentsel dönüşüm, yenileme, yeniden canlandırma kavramları arkasına gizlemeye çalıştığı tüm uygulamaları kamu yararına aykırı bulduğum için “Emek Sineması”nın yıkılmasına karşıyım.
Yapılanın düpedüz devletin tüm olanaklarının kimilerine benzersiz karlılıkta sermaye aktarımı olduğunu fark ettiğim için sessiz kalmıyorum.
Tarlabaşı’ndan Başıbüyük’e, Fener-Balat-Ayvansaray’dan Likör Fabrikası’na, Galataport’tan Kartal’a, Üçüncü Köprü’den Dubai Kulelerine, Sulukule’den “Atatürk Kültür Merkezi”ne tüm örneklerde bölge halkının yararı, hakları buharlaşıyor, kamusal gereksinimler yok sayılıyor ve kamusal olanaklar “özel” olanın hizmetine sunuluyor.
“Atatürk Kültür Merkezi”nin bir kültür-sanat mekanından bir ticarethaneye dönüştürülmesi “projesi” de “Sulukule”nin “temizlenmesi” de, kent merkezindeki devlet okul ve hastanelerinin satışa çıkartılması da, Ayazma sakinlerinin yerlerinden edilip TOKİ binalarına zorla yerleştirilmeleri de, Beşiktaş'taki Akaretler otobüs durağının kaldırılması da tıpkı “Emek Sineması”nın yıkılması ve yerine inşaa edilecek alışveriş merkezinin en üst katına taşınması (!) gibi bu politikanın sonucudur.
Saygın hanımlar ve beylerin bu tür meselelerde hep hem kör hem sağır hem de dilsiz olmalarına artık bir son vermek için, paraya tamah edenle etmeyeni herkesin görmesi için, “Emek Sineması”nı yıktırmayacağım.
“Emek” Benim, “İstanbul” Benim, Yıktırmıyorum!
İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi:
isyanbulkultursanat varyetesi@ hotmail.com
http://emeksinemasi .blogspot. com/
3 Nisan 2010, Cumartesi, saat 20.00’de “Emek Sineması” yeniden açılıyor.
Herkesi açılışa bekleriz.
İstiklal Cad. Yeşilcam Sok. No:5 Saat: 20.00
Film Gösterimi: 21.00
Film: Kameralı Adam, Dziga Vertov, 1929, SSCB, 68 dk.: Sovyet yönetmen ve kuramcı Dziga Vertov, deneysel kurgu ve yenilikçi özel efektler kullanımı aracılığıyla, dünyaya yeni bir bakış yöntemi yaratmaya girişmişti. Sovyetler Birliği’nin hayatındaki bir günün heyecan uyandırıcı portresi olan ve neredeyse kübist sayılabilecek çalışması olan film öyle enerjik biçimde yaratılmış ve işlenmiştir ki onlarca unutulmaz görüntü sanki siz daha onları hazmedemeden öyle bir geçip gitmektedir. Projeye uygulanan siyasal kısıtlamaları bir yana bırakıp, 20. yüzyıl kent yaşamının en büyük sinemasal methiyelerinden biri olarak filmin tadını çıkarmak kolaydır.