Di

Diafoni:

(Yun.) İki seslilik. Çift sesli küğ. İki sesli müzik. Karşılıklı söyleşi. Diyafoni. Yan ses. Ses karışımı. Uyumsuz aralık. Bkz. Diaphonie, diaphony.

Diafonia:

(İt.) Bkz. Diafoni. Diaphony.

Dialog:

(İng.) İki ses ya da çalgı için yazılmış olan bağdalara verilen isim. İki farklı ses ya da çalgı grubunun karşılıklı söyleşisi. Farklı çalgıların ya da seslerin iki grup halinde karşılıklı konuşturulması. Bkz. Dialogue.

Dialog:

(Alm.) İki kişinin konuşması. İki çalgı veya sesin konuşurcasına karşılıklı çalınışı, söyleşisi (Örnek: Ludwig van Beethoven, Dördüncü Piyano Konçertosu, İkinci Bölümde piyano ile orkestranın karşılıklı diyalogu).

Dialogo:

(İt.) Diyalog. Karşılıklı konuşma.

Dialogue:

(İng.) Karşılıklı konuşma, bir diğeri ile söyleşme. Diyalog.

Diapason:

(Yun.) Bkz. Diaposon, Diyapozon, Diyapazon. La (A) sesi veren alet. Çalgıların akortlanmasında ortak nokta olan la sesini vererek tüm çalgıların aynı seste, yani la sesinde buluşmalarını temin eden araç. La çatalı. La sesi çatalı. Metalden yapılma ve la sesinin frekansını veren malzeme. Çalgıların uyumlandırılmasında kullanılır.

Diaphonie:

(Fr.) Bkz. Diafoni, diaphony, diafonia.

Diaphony:

(İng.) Küğde uyumsuzluk. Müzikte iki seslilik. Bkz. Diafoni, diafonia.

Diaposon:

(Yun.) Bkz. Diapason, Diyapozon, Diyapazon.

Diatonic:

Bkz. Diyatonik.

\ Dicle, Hilal:

1949 yılında Ankara’da doğan Hilal Dicle (Apaydın) beş yaşında piyano dersleri alarak küğ yaşamına başladı. İlköğrenimini bitirdikten sonra 1961 yılında “Ankara Devlet Konservatuvarı”nın giriş sınavını kazanarak bu kurumun “Piyano Bölümü”nde öğrenimine başladı. Konservatuvarın “Piyano Bölümü Başkanı” olan bağdar ve piyanist Ulvi Cemal Erkin’in öğrencisi olarak öğrenimini sürdüren Hilal Dicle, bu okulu bitirdikten sonra 1969 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek “Washington State University Department of Music”te öğrenimine devam etti. Burada Kemble Stout ile piyano, Istvan Nadas ile piyano literatürü, Loran Olsen ile uyum bilgisi ve Harry Wells ile klavsen çalıştı. 1973 yılında “Bachelor of Arts in Music” diploması ile mezun olarak yurda döndü. Aynı yıl “Ankara Devlet Opera ve Balesi”nin açtığı sınavı kazanarak bu kuruma stajyer topluluk çalıştırıcısı olarak atandı. Kısa bir süre  çalıştıktan sonra istifa ederek “Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü” piyano öğretmenliğine atandı. Bu kurumda 1974–1986 yılları arasında piyano ve eşlik dersleri verdi ve çok sayıda dinletide eşlik görevi üstlendi. Müzik Bölümü öğretmenleri Ömer Can ve Şinasi Çilden’in de üyesi oldukları “Gazi Triosu”nun piyanist üyesi olarak Ankara ve diğer kentlerimizde pek çok dinleti verdi. 1980–1983 yılları arasında “Ankara Radyosu  Çocuk Korosu”nun piyanistliğini  yaptı ve bu koro ile birlikte 1982 yılında Belgrad’da yapılan “Rodost Europa Çocuk Şenliği”ne katıldı. 1975–1977 yıllarında “Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi”nde “Eğitimde Program Geliştirme Dalı”nda yüksek lisans yaptı. “Gazi Eğitim Yüksek Öğretmen Okulu”nun 1982 yılında “Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi”nin bir bölümü olarak faaliyete geçmesinden sonra 1984 yılında “Sanatta Yeterlik” derecesini alan Hilal Dicle 1986 yılında yardımcı doçentliğe yükseltildi. 1986–1987 öğretim yılından itibaren İstanbul “Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı”nda öğretim üyesi olarak görev yapan Hilal Dicle 1988 yılında doçent, 2000 yılında da profesör ünvanını aldı. “Marmara Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü”nde de dinleti etkinliklerini sürdüren Hilal Dicle bir dönem “Müzik Anabilim Dalı Başkanlığı” görevinde bulundu. “Piyano Grup Başkanlığı” görevini ise otuz yılı aşkın bir süre devam ettirdi. “Gençler İçin Piyano” adlı bir piyano başlangıç metodu yazmış olan Hilal Dicle'nin ayrıca hakemli ve hakemsiz dergilerde çok sayıda makalesi yayınlandı ve bir çok sempozyuma da bildiri vererek katıldı; bu bildirilerin tamamına yakını basımı tamamlanmış olan sempozyum kitaplarında yer aldı. Lisans ve yüksek lisans programlarında piyano ve eğitimi dersleri vermiş ve tez danışmanlıkları yapmış olan Hilal Dicle 2008 yılından başlayarak çalıştığı bölümden meslekdaşı olan Sena Otacıoğlu ile birlikte dörtel piyano dağarı üzerine yoğunlaştı ve bu alandaki çalışmalarını dinletiler vererek sergiledi. "Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü ve Müzik Anabilim Dalı Başkanı" ve "Müzik Eğitimcileri Derneği" (Müzed) üyesi olan Dicle yaşamını 8 Haziran 2010 Salı günü yitirdi. 9 Haziran 2010 Çarşamba günü ise kendi okulunda yapılan bir tören sonrası "Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi"nde kılınan cenaze namazının ardından "Samandra Merkez Mezarlığı"nda toprağa verildi.

Didmek:

Bkz. Ditmek.

Die Jahreszeiten:

(Alm.) Bkz. The Seasons, Mevsimler.

Dies Irae:

(Lat.) "Requiem"in "Azap Günü"ne ait ikinci bölümü. "Ölüler Missa"sının 2. bölümü. "Gazap Günü"

Dièse:

(Fr.) Bkz.: Diyez.

Diéser:

(Fr.) Diyez koymak, diyezlemek. Bkz. Diyez, diése.

Diesis:

(İt.) Diyez, diyez işareti. Yarım ton yükseltilmiş, yarım adım inceltilmiş. Yarım perde daha tiz.

Difonium:

Bkz. Diphonium.

Difraksiyon:

Fransızca difraksiyon (diffraction) sözü fizikte “ışık, ses ve radyoelektrik dalgalarının karşılaştığı bazı engelleri dolanarak geçmesi” anlamında kullanılmaktadır. Bu söz yerine kullanılmak üzere dilimizde “kırınım” karşılığı bulunmaktadır.

Dijital Platform:

TV ve radyo kanallarının, küğ yayını yapan şirketlerin sayısal işlemler yoluyla son kullanıcıya ulaştırıldığı yayınlara verilen isim… Uydudan, kablodan, internet yolu ile küğ dinletilerinin, tiyatro oyunlarının ya da başka sanatsal etkinliklerin izleyiciye ulaştırılması.

\ Dik Hisar:

Geleneksel Türk sanat küğünün 25 perdeli sisteminde 8. perdenin ismidir. Dizekte dördüncü çizgide yer alan re’ye bir büyük mücenneb diyezi ya da  dördüncü aralıkta yer alan mi’ye bir koma bemolü konularak gösterilir. Dizekte beşinci çizgide yer alan fa sesine küçük mücenneb bemolü konduğu takdirde de “dik hisar” elde edilmiş olunur.

\ Dikili Barış, Demokrasi ve Emek Şenliği:

Dikili Belediyesi tarafından düzenlenen “Dikili Barış, Demokrasi ve Emek Şenliği” her yıl Ağustos ayının sonları ile Eylül ayının başları arasında gerçekleştirilmektedir. Etkinlikler geleneksel “Barış Yürüyüşü” ile başlamakta, ardından konuşmalar yapılmaktadır. Örneğin 2008 yılında yapılan şenliklerde açılış gününün akşamı saat 21.30’da “Dikili Engelsiz Sevgi Köyü” ile “Dayanışma Gecesi” düzenlenmiştir. Etkinliklerde “Belediye Çocuk Korosu” tarafından gitar ve keman dinletisi sunulmuş, “Grup Flamingo” “Ritmin Efendileri” ve Suavi sahne almış, çok sayıda panel gerçekleştirilmiştir. 2008 yılı etkinlikleri 26 Ağustos-1 Eylül arası düzenlenmiştir. Ana teması “Hukuk, Demokrasi, İnsan Hakları ve Siyaset”  olarak belirlenen 2008 yılı şenliklerinde “demokrasi hattı oluşturma” çağrısında bulunan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven emeğe ve insan haklarına saygılı, temiz devlet, temiz siyaset, temiz medya ve temiz toplum isteyen herkesi şenliklere davet etmiştir. Sanat, kültür, bilim ve düşün dünyasından yüzlerce aydını yıllardır Dikili’ye toplayan şenlikler Dikili ilçesini kültür, sanat ve eğlence merkezine dönüştürmektedir. Etkinliklerde 2008 yılında 25 farklı konuda panel, konferans ve söyleşi gerçekleştirilirken Dikili Şenliği “Uluslararası Çevre Konferansına” da ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca “Kardeş Türküler” ve “Grup Mavi”nin dinleti verdiği şenliklerde “Dikili Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu”, “Belediye Çocuk Korosu” ve “Belediye Bağlama Grubu” da yer almıştır.

Dikotomi:

(İng. Dichotomy, Alm. ve Fr. Dichotomie, İt. ve İsp. Dicotomía) Karşıt ya da tamamen farklı bir şekilde sergilenen ya da ortaya konulan iki nesne, iki varlık, iki şey arasındaki kontrast ya da bölümlenme, ayrım. İkileşim. İkiye bölerek yapılan kapsamlı inceleme. Kavramların kapsamlarını ikiye bölme işlemi. Birbirlerine zıt olmakla birlikte her bir bölütün diğerine anlam ya da önem kazandırması. Yunanca “dichia - dikha” (ikili) ve “tomos” (kesmek, iki eşit parçaya bölmek, büyüme ya da gelişme noktasından iki eşit parçaya ayırmak) kelimelerinin birleşmesi ile ortaya çıkan terim. Çatallanma, ikiye ayrılma. İkilik, bir bütünün iki parçaya bölünmesi. Başka bir deyişle, ortaklaşa kapsamlı çift parça, iki bölümlü tek parça. Sosyal bilimlerde birbirinin zıttı olan ancak biri olmadan diğerinin anlam ifade etmeyeceği şeyleri anlatan terim. Gündüz-gece gibi. İki farklı şey arasında karşıtlık yoluyla bütünsellik kurma. Doğada var olan zıtlıkların birlikteliği. Birbiri ile çelişkili kısımlar veya fikirler. Bir değişkenin birbirinin zıttı iki değer alması. Küğ sanatında dikotomi için “arabesk küğde sıkça vurgulanan şekli ile acı çekmeden mutluluğun değerinin anlaşılamayacağı” örneği verilebilir. Benzer şekilde küğsel bir gidişte zıtlıkların bir arada var olabilmesi için edim esnasında piyano’nun (hafif çalma ya da seslendirme) forte (kuvvetli çalma ya da seslendirme) ile keşişlemeli olarak yer değiştirmesi ve böylece dinleyicinin ilgisinin sürekli kılınması bir başka örnektir. Bir küğsel yaratıda hızlı bir bölümden sonra yavaş bir bölümün gelmesi. Eserin gidişinde birdenbire “büyüklü” (majör) bir tondan “küçüklü” (minör) bir tona geçiş. Özellikle barok küğde pek sevilen minör tonda bir yaratının bitiş ölçüsünün aniden majör oluvermesi. Dikotomi’nin varlığını ilk olarak popüler kültür (halk ya da avam için basit küğ kültürü) ile seçkin kültür (klasıl küğ kültürü) arasındaki sosyal boyut ve maddi yapılar ile alınan eğitim arasındaki farkta görürüz. Başka küğsel alanlarda da dikotomi varlığını hissettirir: Yumuşak (dişil) bir ezginin karşısına erkeksi bir ezginin güçlü bir karakterle ardıllıkla işitilmesi, ezginin tek başına işitilmesinin ardından işlenerek geliştirilmesi vb. Örneğin monodi’nin karşıtı polifonidir. Elbette küğ sanatında çok geniş bir kullanım alanı bulan “dikotomi” için sunulabilecek çok örnek bulunmaktadır. Son bir örnek verelim: Çok ağdalı, uzun ve karmaşık uygusal gidişlerle ve çok büyük bir kadro ile çalınan bir küğ ile sade, yalın, küçük kadrolu bir küğün bir arada olması…

Dikte:

Küğsel yazma. Çalınan ya da işitilen küğsel ezgilerin ya da parçaların veya tartımsal gidişlerin dinleyen kişi(ler) tarafından kağıda aktarılmasına “dikte yapmak” denilir. Ezgisel ya da tartımsal nitelikteki veriler veya eserlerin daha önceden elde edilen bilgi birikimi yolu ile yazılması eylemi. Ezgisel verilerde ya da eserlerde ses isimleri, ses yükseklikleri, tonal-makamsal ögeler, metrik sistem (metraj, ölçü rakamları) ve ses süreleri dikte yapılırken dikkat edilmesi gereken noktalardır. Tartımsal gidişlerde ise metrik sistem (metraj, ölçü rakamları) ve süreler yazım yapılırken (dikte edilirken) takip edilmelidir.

Dilettante:

(İt.) Amatör. Bkz. Dilettantistico.

Dilettantistico:

(İt.) Amatör. Bkz. Dilettanto.

\ Dilmaç, Altuğ:

Çanakkale’de doğdu. İlk ve orta eğitimini burada tamamladıktan sonra 1967 yılında “Ankara Devlet Konservatuvarı Opera ve Şan Bölümü”nü kazandı. Burada Muazzez Gökmen, Hanna Ludwig ve Afro Poli ile şan, Walter Strauss ile lied ve opera yorumu, Haldun Marlalı ve Cüneyt Gökçer ile mimik ve rol, Necdet Aydın ile de opera, küğlü sahne çalıştı. 1974 yılında yüksek devreden pekiyi derece ile mezun oldu. Aynı yıl yalkın sanatçı olarak “Ankara Devlet Opera ve Balesi”nde çalışmaya başladı. Birçok eserde başrol ve önemli karakter rollerini üstlendi. Bu arada “Halka”, “Tosca”, “Özsoy” operalarında reji asistanlığı yaptı. 1983 yılında kendi isteği ile “İzmir Devlet Opera ve Balesi”ne geçti. 1987 yılında “Linz Landestheather”ın (Linz Eyalet Tiyatrosu) davetlisi olarak Avusturya’ya giden sanatçı, burada mezzo-soprano Althea Bridges ile şan ve Alfred Stogmuller, Michael Temme, Werner Hollweg ve Willfried Steiner ile reji çalışmalari yaptı. 1988 yılında Türkiye’ye dönen Altuğ Dilmaç “İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü”ne atandı. Bu kurumdan 2013 yılında emekli oldu. Bugüne kadar otuzdan fazla eserde rol alan Altuğ Dilmaç opera dışında lied yorumcusu olarak önemli etkinliklerde bulundu. Walter Strauss ile birlikte “TRT Ankara Radyosu” için Shubert, Schumann ve Mahler’in önemli lied albümlerinden oluşan arşiv bantları yanında “Ankara” ve “İzmir Alman Kültür Merkezleri”nde resitaller yaptı. 1996 Mayıs ayında “Avrupa Kültürel ve Bilimsel İlişkileri Teşvik Cemiyeti”nin davetlisi olarak Almanya’nın Osnabruck kentinde bir dinleti veren Altuğ Dilmaç 1988 yılının Haziran ayında “İstanbul Mavi Haliç Lions Kulübü” ile ortaklaşa olarak Şırnak ilinde ilk şan dinletisini gerçekleştirdi.Opera dışında hafif küğ, caz ve müzikal türlerini de seslendiren ve birçok dinleti veren, bu türlerin popülerliğinden yararlanarak “TRT” televizyonu birinci kanalında opera ve baleyi ve opera sanatçılarını tanıtan izlenceler gerçekleştiren ve sunan Altuğ Dilmaç, Türk halk küğü üzerine de çalışmaya başlamış, yine “TRT Gap Kanalı”nda halk türkülerini otantik çalgıları da kapsayan düzenlemelerle çoksesli olarak yorumlamıştır. Altuğ Dilmaç ayrıca Albay Haluk Erten yönetimindeki “Türk Silahlı Kuvvetleri Armoni Mızıkası” ve “Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü”nün ortak çalışmasıyla değişik kentlerde dinletiler vermiş, 2005 yılında Fas’ın Marakeş kentinde yapılan “FIMUM-2” (Festival International de Musique Universitaire de Marrakech) festivaline “İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi” adına katılan grupta yer almıştır. Timur Selçuk ile birlikte “Bodrum Oda Orkestrası” eşliğinde “Münir Nurettin Selçuk Eserleri ve Timur Selçuk Şarkıları” projesini “Çanakkale Troia Festivali” kapsamında ve “İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi” dinletilerinde seslendirmiştir. Aytül Büyüksaraç ve Demet Eytemiz ile birlikte gerçekleştirdikleri “Film Müzikleri Konserleri” projesini değişik kentlerde gerçekleştirmiştir. Altuğ Dilmaç halen “TOBAV İzmir”de (Tiyatro Opera ve Bale Çalışanları Vakfı) konservatuvarlara hazırlık kapsamında şan dersleri vermekte ve serbest olarak yurtiçi ve yurtdışı dinletilerine devam etmektedir.

Diluendo:

Sulandırarak, şiddetini azaltarak.

Dim.:

(İt.) Bkz.: Diminuendo. Sesi kademeli olarak azalt. Giderek daha yumuşak çal. Sesi (sesleri) hafifleterek.

Diminish:

(İng.) Azal, azalt, azalmak, azaltmak, eksilmek, eksiltmek, küçültmek, kısmak. Fire vermek, hafifletmek.

Diminué:

(Fr.) Eksik. Küçülmüş, ufalmış. Eksiltilmiş, azaltılmış.

Diminuendo:

(İt.) Sesin giderek azalması, azaltılması. Ses gittikçe hafifleyerek. Sesi gitgide azaltarak. Kısaltılmışı: dim. Bkz. Decrescendo. Azaltmak istediğimiz seslerin altına şu sembolü de yerleştirerek isteğimizi uygulayıcıya yansıtabiliriz:

Diminuendo

Diminuer:

Azaltmak, azalmak.

Diminuer:

(Fr.) Azaltmak, kısmak. Eksiltmek. Azalmak, eksilmek, kısılmak. Kesmek.

\ Dimowa–Florian, Ljuba:

Bulgaristan'ın Sofya kentinde doğan Ljuba Dimowa–Florian1962–1967 yılları arasında "Sofya Konservatuvarı"nda Prof. Kasandjeva ile piyano çalıştı. 1967–1973 yılları arasında ise piyano çalışmalarına Almanya'nın Hannover kentinde Prof. Leygraf ile devam etti ve Almanya'da verilen en yüksek akademik derece olan "Dinleti Sınavı"nı başararak eğitimini tamamladı. Daha sonra aynı kurumda Prof. Rovtkay ile harpsikord çalıştı. Piyano çalışmalarını Leningrad'da Serebriakov'un ve Cenevre'de Magaloff'un ustalık sınıflarında sürdürdü; harpsikord eğitimini de Avusturya'nın Innsbruck kentinde bulunan "Akademie für alte Musik"te Kenneth Gilbert ve Allan Curtis ile devam ettirdi. Fransa'nın Epinal ve Almanya'nın Münih kentlerinde yapılan çeşitli yarışmalarda çok sayıda ödül kazandı. Sanatçı Almanya, Bulgaristan, Türkiye, Macaristan, İtalya ve İsveç'te dinletiler vermiş ve radyo–TV kayıtları gerçekleştirmiştir. Dağarında barok dönemden çağdaş küğe dek yaratılar bulunan Ljuba Dimowa–Florian halen Almanya'nın Osnabrück kentinde bulunan konservatuvarda piyano profesörü olarak çalışmaktadır.

\ Dincel, Orhan Veli:

1984 yılında Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde doğdu. 5 yaşında elektrikli piyano ile küğle tanıştı. 10 yaşında klasik gitar eğitimi almaya başladı. Yabancı dil ağırlıklı düz lise eğitiminden sonra “Niğde Üniversitesi Müzik Bölümü”nde (2002-2006) okudu. Adana’ya küğ öğretmeni olarak atandı ve bir müddet Tuğrul Göğüş’le keman çalıştı.

\ Dinç, Kemal:

1970 yılında İstanbul’da doğdu. 1980’de Almanya’ya göç etti. Bağlama çalmayı otodidaktik olarak öğrendi. 1990 ve 1994’te “Tohum’a Türkü” ve “Oğul” adlı albümleri yayınlandı. 1996–97 yıllarında “Sulzbach Rosenberg Küğ Meslek Lisesi”nde gördüğü genel küğ eğitiminin ardından “Leipzig Felix Mendelssohn Müzik–Tiyatro Yüksekokulu Klasik Gitar Bölümü”ne alındı ve 2002’de mezun oldu. Aynı yıl bağlama, gitar ve oda orkestrası için Carlo Domeniconi’nin “Concerto di Berlinbul” adlı yaratısını bağdar ile birlikte seslendirdi. “Armos”, “Bourdun” ve “Drama” adında küğ toplulukları ile birçok ülkede dinletiler verdi. “Nazım Hikmet” ve “Don Kişot” konulu tiyatro oyunlarına küğ yaptı. Sanatçı 2005 yılından bu yana “Rotterdam Codarts Konservatuvarı Bağlama Bölümü”nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

\ Dinçel, Savaş:

İstanbul’da 1942 yılında doğan Savaş Dinçel tiyatro eğitimine “İstanbul Belediyesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü”nde başladı. Tiyatro eğitiminin yanısıra amatör olarak karikatür çizen Dinçel, tiyatrocu olarak ilk kez “İstanbul Şehir Tiyatroları”nda sahne aldı. 1980'deki sıkıyönetim sırasında “İstanbul Şehir Tiyatroları”ndan uzaklaştırılan Dinçel daha sonra “Güldürü Eğitim Merkezi”nde karikatürist olarak çalıştı ve bir süre “Günaydın Gazetesi”nde karikatüristlik yaptı. Dinçel “Danıştay” kararı ile şehir tiyatrolarında tekrar çalışmaya başladı. İki karikatür sergisi açan Dinçel ayrıca “Çizgilerle Nazım Hikmet” adlı bir çizgi roman kitap hazırladı. Ziya Öztan’ın yönetmenliğini üstlendiği “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” filmlerinde İsmet İnönü’yü canlandıran Dinçel, Ali Poyrazoğlu ve Münir Özkul ile birlikte çalıştı. “Şehir Tiyatroları”nda oyunculuk ve yönetmenlik yapan Dinçel ayrıca amatör çizim ve afiş işleriyle uğraşıyordu. Dinçel “Dar alanda Kısa Paslaşmalar” adlı filmdeki rolü ile “Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği”nden (ÇASOD), “Sinema Yazarları Derneği”nden (SİYAD) ve “20. İstanbul Film Festivali” kapsamında “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini aldı. Savaş Dinçel ayrıca “Bir İhtimal Daha Var”, “Eve Dönüş”, “Ağır Roman”, “Hababam Sınıfı Güle Güle” gibi filmler ile “Bizimkiler” ve “Ekmek Teknesi” gibi dizilerde de oynamıştı. Usta tiyatrocu Savaş Dinçel geçirdiği iç kanama sonucu kaldırıldığı hastanede 19 Aralık 2007 tarihinde hayatını kaybetti. Altmışbeş yaşındaki Dinçel ambulansla götürüldüğü “İstanbul Memorial Hastanesi”nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Dinçel’in yoğun şekilde sigara içtiğini ifade eden doktoru Prof. Dr. Bingür Sönmez, sanatçının sigarayı bırakacağına söz vermesine rağmen bunu yapmadığını anlattı.

Ding, Mai:

1927 yılında dünyaya gelen Çinli bağdar.

\ Diper, Zafer:

1946’da doğdu. Tiyatroya 1963 yılında “Beşiktaş CHP Gençlik Kolu”nda başladı. Lise’de, üniversite’de, “Halkevi”nde sürdürdü. Bu dönemlerde kendi yazdığı “Kentin Korosu” yanı sıra; “Gitgel Dolap”, “Ay Doğarken”, “Hayvanat Bahçesi”, “Kum Sandığı”, “Ağzı Çiçekli Adam”, “Kapıların Dışında” yönettiği-oynadığı oyunların kimileriydi. Bir süre, “Sinematek”le gelişen film yapma istemiyle kısa film çalışmalarına, senaryo ve öykü yazımına yöneldi. Daha sonra “Halk Tiyatrosu”nda “Komprador” oyununda oynadı. 1978’de “Ortaoyuncular”ın ilk kuruluş kadrosunda yer aldı ve “Şahları da Vururlar” oyununda “Şah”ı üçyüzyetmişbeş kez oynadı. 1981 Kasım’ında, “Üsküdar Sunar Tiyatrosu”nda “toplumcu-eytişimsel bir yaklaşımla sanatsal etkinlikler üretebilmek” içeriğiyle özetlenebilir bir anlayışla “Bizim Tiyatro”yu kurdu. Oyunlar, Çocuk Oyunları, Kültür-Sanat Etkinlikleri sözü edilen çerçevede ele alınmaya çalışıldı. Altı yıl etkinliklerini sürdürdüğü “Sunar Tiyatrosu”ndan ayrılma zorunluğu sonrası gezginsel yaşam başladı ve şöylesi yerlerde konuklanıldı: “AST”, “Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi”, “Baro Han” (Tünel), “İTÜ Maden Fakültesi” (G.Anfisi), “Küçük Sahne”, “Capitol Salonu”, “Aksanat”, “Muammer Karaca Tiyatrosu” (Beyoğlu) ve son 14 yıldır “Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi”. Yazdığı-yönettiği ve oynadığı oyunlar için bakınız: www.bizimtiyatro.net Tiyatronun yanı sıra Zafer Diper’in oynadığı kimi diziler: “Sizin Dersane” (1979 yılı), “Songül”, “Töre”, “Gülpare”, “Paramparça Aşklar”, “Bir Göçmen Kuştu O”, “Kalp Ağrısı”, “Huzurum Kalmadı”, “Bebek İşi”, “Ben O’nu Çok Sevdim”... ve “Polis”, “Unutma”, “Gişe Memuru” filmleri. Ayrıca beş yıla yakın bir süredir, her pazar günü  “BirGün Gazetesi”ndeki köşesinde yazmaktadır.

Diphonium:

(Lat.) İki ses partisi için yaratı, iki ses için yazılmış eser. Bkz. Difonium.

\ Direk Dansı:

(Bkz. Pole Dance, Direk Kırını)

\ Direk Kırını:

Bir zamanlar sadece striptiz kulüplerinde sunulan direk dansı gece kulüplerinden çıkarak artık dans stüdyolarında ve kırın çalışmalarında yer almaya başlamıştır. Direk kırını, günümüzde gittikçe kırın eğitimi içerisinde daha fazla kendine yer bulabilmekte; cimnastik, akrobasi ve klasıl kırın unsurlarını bir arada içeren ayrı bir spor ya da sanat dalı olarak kabul görmektedir. İngiltere'deki gece kulüplerinden doğan ve bütün dünyada meraklısı artan bu kırın türü, akrobasi ve erotizmin karışımından oluşmaktadır. (Bkz. Pole Dance, Direk Dansı)

Direktör (Fr. Directeur, İng. Director, Alm. Dirigent):

Yöneten, yönetmen, yönetken, şef.

Dirigent:

(Alm.) Orkestra yönetkeni. Bir çalgı veya ses topluluğunu yöneten kişi. Yöneten, yönetken. Orkestra şefi.

Diriger:

(Fr.) Yöneltmek, yönetmek. Çekip çevirmek, idare etmek. Sevk etmek, yürütmek. Döndürmek.

Diriger l'orchestre:

(Fr.) Orkestra yönetkeni. Yönetken, yöneten. Bkz. Yönetmek.

Dirigieren:

(Alm.) Orkestra yönetimi, orkestra yönetmek. Bir küğsel topluluğu sevk ve idare etmek. İdare eden kişi. Yöneten.

Dis:

(Alm.) Rediyez.

Discord:

(Fr., İng) Düzensiz. Uyuşumsuz. Uyuşmazlık. Uyumsuzluk. Ahenksizlik. Düşünce ayrılığı. Anlaşmazlık. Akordsuzluk. Falso. Gürültü. Küğde partilerin birbirleriyle uyuşumsuzluğu, geçimsizlik. Bkz. Discordance, discordant. Diskord.

Discordance:

(Fr., İng.) Uyuşumsuz, uyuşmazlık. Uyumsuzluk. Anlaşmazlık. Düzensiz. Ahenksiz. Ahenksizlik. Uygunsuzluk. Diskordans.

Discordancia:

(İsp.) Uyumsuzluk.

Discordant:

(Fr., İng.) Uyumsuz, ahenksiz, düzensiz. Anlaşamayan, anlaşmayan. Uyuşmayan, uyumsuz. Düzensiz, ahenksiz. Kulak tırmalayıcı. Çelişen. Akordsuz. Diskordant.

Discordant Sound:

(İng.) Uyuşumsuz ses. Akordsuzluk. Seslerin birbirleriyle uyuşmaması durumu.

Discordant Structure:

(İng., Fr.) Uyumsuz yapı.

Discordante:

(Fr.) Uyumsuzluk, ahenksizlik, düzensizlik.

Discorde:

(Fr.) Uyumsuzluk, geçimsizlik. Çekişme.

Discordia:

(İsp.) Anlaşmazlık.

Diskord:

Kulağa eksik (tamamlanmamış) hissi veren ve çözünürlüğü elde etmek için başka bir uygu tarafından takip edilmesi gereken iki veya daha fazla notadan oluşan uygu. Bkz.: Konsort.

\ Disleksi:

Disleksi; okuma, yazma, akıl yürütme, dinleme, konuşma ve matematiksel becerilerin kazanılmasında kendini gösteren bir öğrenme bozukluğu olarak tanımlanır ve bu rahatsızlıktan muzdarip olanlara ‘dislektik’ denir. Yunanca kökenli bir sözcük olan disleksi (dyslexia), ‘kelime kullanımında yaşanan güçlük’ anlamına gelir. Dislektik olanlar, yani öğrenme güçlüğü çeken kişiler harfleri birbiriyle karıştırır, okuyamaz, yazamazlar. Okuduklarını kısa bir süre sonra unutabilir, harflerin seslerini telaffuz etmede güçlük yaşarlar. Nörolojik kökenli bu rahatsızlık doğuştan gelir ve beynin sol yarım küresinde yer alan dil kullanımıyla ilgili bölümlerde ortaya çıkan farklılaşmayla okuma, yazma ve telaffuz edebilme yeteneklerinde görülen bozulma sonucu ortaya çıktığı öne sürülür. Beyin görüntüleme tekniklerinin göstergelerine bakıldığında dislektik olan kişilerin bilgileri farklı bir biçimde işledikleri ve bu aşamada sıralama yapma, okuma ve bilgiyi organize etme konularında çeşitli sorunlar yaşadıkları anlaşılır. Bu rahatsızlık motivasyon, dikkat, algılama süreçlerinde oldukça büyük güçlükler çıkarsa da dislektiklerin çoğunun zeka seviyesinin ortalamanın üzerinde olduğu ve bu kişilerin farklı yeteneklere sahip bulundukları gözlenmektedir. Nörolojik farklılıklar ve öğrenme sırasında beynin farklı işleyişi, dislektiklere üç boyutlu düşünme, mekansal muhakeme, görsel kavrayış kabiliyeti kazandırır. Bu da dislektiklere problem çözme ve yaratıcılıkta sıra dışı bakış açıları sunar. Öğrenme sorunu yaşayan pek çok bilim adamı, sanatçı, devlet adamına bakılırsa dislektikler yazma ve okumada güçlük çekerken, öte yandan özel yetenekleri fark edilir. Tarihten ve bugünden okuma ve yazma güçlüğü çeken, ancak başarının peşini bırakmayan ünlü dislektiklerin kısa bir listesi açıklayıcı olacaktır: Leonardo da Vinci, Albert Einstein, Thomas Edison, “Düşünen Adam Heykeli”nin yaratıcısı ünlü heykeltıraş Auguste Rodin, Alexander Graham Bell, Winston Churchill, Walt Disney, Agatha Christie, Henry Ford, “Matrix Filmi”nin baş aktörü Keanu Reeves, Richard Branson, “Yırtık Rahibe” ve “Hayalet” filmlerinin sevimli oyuncusu Whoopi Goldberg, Tom Cruise, şarkıcı ve oyuncu Cherilyn Sarkisian... Disleksi doğuştan gelse de ancak kelimelerin ve seslerin kullanılmaya başlanmasıyla farkına varılan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığı olan küçük çocuklar konuşmaya ve sözcükleri telaffuz etmeye yaşıtlarından daha geç başlarlar. Okul çağındaki çocuklar ise sözcüklerin yazımını öğrenmekten çok ezberleme yoluna giderler. Dislektik olan yetişkinler daha yavaş çalışır, yazma gerektiren eylemlerden kaçınırlar.

Disonanca:

(Hırvatça, Slovence) Bkz.: Dissonance.

Disonance:

(Çekçe) Bkz.: Dissonance.

Disonancia:

(İsp.) Bkz.: Dissonance.

Disonans, Disonanse:

(Letonca) Uyumsuz.

Disonansas:

(Litvanca) Bkz.: Dissonance.

Disonanţă:

(Romence) Bkz.: Dissonance.

Dissonance:

(İng., Fr.) Bkz. Kakışımlılık, Disonans, Dissonant. Uyuşumsuzluk. Uyuşumsuz Aralıklar. Küğsel sesler arasındaki uyum eksikliği.

Dissonância:

(Portekizce) Bkz.: Dissonance.

Dissonans:

(Danca, İsveççe, Norveççe) Bkz.: Dissonance.

Dissonant:

(Fr.) Düzensiz, düzeni bozuk.

Dissonantie:

(Felemenkçe) Bkz.: Dissonance.

Dissonants:

(Estonyaca) Bkz.: Dissonance.

Dissonanz:

(Alm.) Bkz.: Dissonance. Kakışımlılık. Uyuşumsuzluk. Uyuşum eksikliği.

Dissonanza:

(İt.) Bkz.: Dissonance.

Disszonancia:

(Macarca) Bkz.: Dissonance.

Distintamente:

(İt.) Belirgin bir şekilde, açık bir tarzda.

Distinto:

(İt.) Açık, tane tane. Seçkin. Belirgin bir şekilde. Anlaşılır tarzda. Ayırt edici biçimde.

Ditmek:

Çalgının telini ya da tellerini parmakla(rla) çekerek çalmak, teli parmakla tutup yeteri derecede gerdikten sonra bırakınca elde edilen kendine has tını. Telin parmakla gerilerek çalınmasına denilir. Bkz. Didmek. (Alm. Zupfen, Fr. Pincer, İng. Pluck.)

\ Divan Sazı:

Bağlama ailesinin en büyük üyesi. Hacim ve boyut olarak ailenin diğer üyelerinden iri olduğu hemen görülebilir. Tekne boyu 48 ile 52 cm. arasında değişmekteyse de ne yazık ki Türk küğü yorumunda kullanılan çalgılarda standartlaşma olmaması nedeniyle farklı boyuttakilere de rastlanabilmektedir. Örneğin Ali Ekber Çiçek, Mehmet Erenler ve Mustafa Günaydın gibi isimler büyük boy divan sazı kullanırlarken Orhan Gencebay’ın daha küçük bir çalgı kullandığı bilinmektedir. Bu çalgının sap boyu 65-66 cm. civarında olup tellerin uzunlukları da bu sap boyunu karşılayabilmek için 100 cm.’nin üzerinde imal edilmektedir. Bağlamaya göre beş ses kalın bir düzen uygulanan divan sazında incede iki, ortada bir+bir kalın sırma, kalında ise bir+bir kalın “bam teli” takılmaktadır. Tok ve gizemli bir ses çıkardığı için uzun havaların giriş küğünde kullanılmaya çok uygundur. Bkz. Bam Teli.

Divertente:

(İt.) Komik, gülünç. Eğlenceli.

Divertimento:

(İt.) Eğlenti, eğlence. Hoşlanma, keyif alma. Ara küğü. Operalarda kırınların yer aldığı ara kesit. İzleyicilerin keyif almaları için yerleştirilen görsel açıdan keyifli, küğsel açıdan kolay dinlenebilir parçalar. Çalgı küğünde ise bir çeşit kırın küğü dizisi. Eğlenceli müzik. Kolay takip edilebilen ve göreceli olarak sade temaların yer aldığı müzikler.

Divertir:

(Fr.) Eğlendirmek.

Divertire:

(İt.) Eğlendirmek.

Divertissant:

(Fr.) Eğlendirici, oyalayıcı, zevkli. Eğlenceli.

Divertissement:

(Fr.) Oyalayıcı, oyalanma, oyalama. Eğlenme, eğlence. Hoş vakit geçirme. Ara küğü. Operalarda bölüm aralarına yerleştirilen hoş ve kolay algılanan küğlerden oluşan ve kırınlarla desteklenen kesit. Opera seyircisine keyifli anlar yaşatmayı amaçlayan ve genellikle operanın konusu ile ilgili olmayan bölümcükler.

Divisi:

(İt.) Bölümlü, bölünmüş. Eğer bir çalgı partisinde birden fazla (iki ya da daha çok) ses bulunmaktaysa bu seslerin o çalgı grubu tarafından paylaşımı. Çoklu yazılmış ses gidişlerinin sağlı-sollu bölümlenmesi, bu tür yazımların çalgılar arasında nasıl paylaşılacağı. Çoklu ses partilerinin bir çalgı grubu içinde bölüşülerek seslendirilmesi.

Divisibile:

(İt.) Bölünebilir.

Diyalekt:

Fransızca diyalekt (dialecte) sözü dil bilimi alanında “Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu” anlamında kullanılmaktadır. Bu yabancı söz için dilimizde lehçe karşılığı bulunmaktadır.

Diyalog:

Bkz. Dialog, dialogo, dialogue.

Diyapazon:

Bkz. Diapason, Diaposon, Diyapozon.

\ Diyapozon:

Sert bir yüzeye vurulduğunda “la” sesi verecek şekilde titreşen ve çalgıların düzenlenmesinde (akordunda) kullanılan çatal şeklindeki alet. “La” sesini veren çatal şeklinde metal aygıt. Bkz. Diyapazon, Diapason, Diaposon.

Diyatonik:

İçinde yabancı sesler bulunmayan aşıt (gam). Bkz. Diatonic.

Diyez:

Diyez İşareti
Önüne konulduğu notayı yarım ses incelten işaret, diez. Bir sesin yarım derece (yarım ton) inceden çalınacağını ya da okunacağını gösteren simge (nota işareti). (Fr. Dièse, İng. Sharp).

Diyezlerin Sırası:

Büyük do dizisi (do majör), hiçbir değiştirici işarete gerek göstermeyen tek dizidir. Bu aşıttan sonra sırasıyla tek diyeze gereksinim duyan büyük so (so majör) dizisi, iki diyeze gereksinim duyan büyük re (re majör) dizisi, üç diyeze gereksinim duyan büyük la (la majör) dizisi, dört diyeze gereksinim duyan büyük mi (mi majör) dizisi, beş diyeze gereksinim duyan büyük si (si majör) dizisi, altı diyeze gereksinim duyan büyük fadiyez (fadiyez majör) dizisi, yedi diyeze gereksinim duyan büyük dodiyez (dodiyez majör) dizisi gelir. Bu tabloya göre diyezlerin sırası şöyledir: fadiyez (1), dodiyez (2), sodiyez (3), rediyez (4), ladiyez (5), midiyez (6), sidiyez (7). Diyezlerin açıklanan bu sırasayılama düzeni hep aynıdır ve değiştirilemez. Bkz. Başlık. Aşağıdaki örneklerde diyezlerin başlıktaki (donatı) yerleri so ve fa açkıları kullanılmış dizeklerde sunulmuştur:

Diyezlerin Başlıktaki Yerleri

Diyezli Büyük(lü) Diziler (Majör Diziler):

Diyezli büyük (majör) dizilerde sırasıyla büyük do (değiştirici yok) - büyük so (1 diyez) - büyük re (2 diyez) - büyük la (3 diyez) - büyük mi (4 diyez) - büyük si (5 diyez) - büyük fadiyez (6 diyez) - büyük dodiyez (7 diyez) dizilerini ele aldık. Büyük fadiyez dizisinden sonra da büyük sodiyez (1 çiftdiyez) - büyük rediyez (2 çiftdiyez) - büyük ladiyez (3 çiftdiyez) - büyük midiyez (4 çiftdiyez) - büyük sidiyez (5 çiftdiyez) aşıtları gelmekte ve döngü tamamlanmaktadır. (Sidiyez = Do). Çift diyezlerin devreye girmesi ile nota yazımı çok karmaşık bir durum sergileyeceğinden dolayı mümkün olduğunca bunların kullanımı az tercih edilmeli ve daha sade yollardan yürümek tercih edilmelidir. Örneğin, bir küğ yaratısında büyük sodiyez (sodiyez majör) dizisi kullanılabilir, bu durumda çift diyezli yazım karşımıza çıkabilir. Ancak bu durum yazı içinde geçmelidir, başlığa çift diyez konularak “Büyük Sodiyez” dizisi ile küğsel bir parça kaleme alınmamalıdır. Bir “çift diyezli” başlık kullanılmadığına  göre, iki ya da üç ... v.b. adet çift diyezli başlıklarda elbette kullanılmaz. Yukarıda anlatılanların hareketinin saat yönünde “beşli” aralıklar olduğuna dikkat ediniz. Bkz. Diyezlerin Sırası.

Diyezli Doğal Küçük(lü) Diziler (Diyezli Doğal Minör Dizileri):

Cinsleri ne olursa olsun, küçük(lü) (minör) diziler de büyük(lü) (majör) diziler gibi diyezlenebilir veya bemollenebilirler. Diyezli doğal küçüklü diziler diyez sırasına göre şunlardır: Küçük Mi Doğal Dizisi (Tek Diyez-fadiyez), Küçük Si Doğal Dizisi (Çift Diyez-fadiyez+dodiyez), Küçük Fadiyez Doğal Dizisi (Üç Diyez- fadiyez+dodiyez+sodiyez), Küçük Dodiyez Doğal Dizisi (Dört Diyez- fadiyez+dodiyez+sodiyez+rediyez), Küçük Sodiyez Doğal Dizisi (Beş Diyez- fadiyez+dodiyez+sodiyez+rediyez+ladiyez), Küçük Rediyez Doğal Dizisi (Altı Diyez- fadiyez+dodiyez+sodiyez+rediyez+ladiyez+midiyez), Küçük Ladiyez Doğal Dizisi (Yedi Diyez- fadiyez+dodiyez+sodiyez+rediyez+ladiyez+midiyez+sidiyez). Bkz. Küçük Mi Doğal Dizisi, Küçük Si Doğal Dizisi, Küçük Fadiyez Doğal Dizisi, Küçük Dodiyez Doğal Dizisi, Küçük Sodiyez Doğal Dizisi, Küçük Rediyez Doğal Dizisi, Küçük Ladiyez Doğal Dizisi. Bemollü Doğal Küçüklü Diziler (Bemollü Doğal Minör Dizileri).

Dizek:

Düz, yatay ve eşit aralıklı beş çizgiden oluşan ve notaları yazmak için kullandığımız sisteme "dizek" denilir. Notalar dizeğin çizgileri üzerlerine ya da boşluklarına yazılırlar. Küğ yazısının harfleri olan sesleri bir diğerinden ayıran tek unsur bunlar arasındaki incelik ve kalınlık farklarıdır. Küğ yazısında bu farkların belirtilmesi gereklidir. Sesler arasındaki incelik-kalınlık farkları önceleri belli bir ses çizgisinin alt ya da üst taraflarına inmek ve çıkmak yolu ile gösterilme yoluna gidilmiş; ilk başlarda tek bir çizgi yeterli bulunmuş iken zamanla buna bir ikinci, üçüncü, dördüncü ve en sonunda da bir beşinci çizgi ilave edilmiş, böylece beş çizginin arasında dört adet de boşluk elde edilmiştir. Bu çizgilerin eklenmesinin nedeni seslerin yerlerini tam olarak belli etmektir. Küğ yazısının harfleri olan notalar bu çizgilerin üzerlerine ya da boşluklara yazılır ve bulundukları yerlere göre de isimlerini alırlar. Örneğin; birinci çizginin üzerine yazılan nota, dördüncü çizginin üzerine yazılan nota ya da üçüncü boşlukta konuşlanan nota gibi... Küğ yazısının harfleri olan notaları yazmak için kullandığımız beş çizgi ve dört boşluktan oluşan sisteme “dizek” denilir. Dizeğin çizgi ve boşlukları aşağıdan yukarıya doğru sayılır. (Bkz.: Porte, Küğ Yazısı)

Dizek

Dizek Çizgilerinin Sırası:

Notaları yazıp okumamıza yarayan düz, yatay ve eşit aralıklı beş çizgi ve bu beş çizginin aralarında yer alan dört boşluğa "dizek" denildiğini bir önceki konuda görmüştük. Dizekteki çizgiler ve boşluklar aşağıdan yukarıya doğru sırasayılandırılırlar. Dizeğin çizgileri alttan üste doğru sayılır. Buna göre “en alttaki çizgiye birinci çizgi, en üstteki çizgiye de beşinci çizgi” denilir. Öteki çizgiler de bu sıraya göre yerlerini alırlar. Beş çizginin arasında dört tane boşluk bulunmaktadır. Bunlar da çizgiler gibi alttan üste doğru sayılırlar ve “en alttakine birinci boşluk, en üsttekine de dördüncü boşluk” denilir. Öteki boşluklar da bu sıraya göre yerlerini alırlar:

Dizek Çizgilerinin Sırası

Sesler, dizekte aşağıdan yukarıya doğru çıkıldıkça incelirler (tizleşirler), yukarıdan aşağıya doğru inildikçe de kalınlaşırlar (pesleşirler).

Dizekte Seslerin İsimlendirilmesi:

Dizeğin çizgilerine veya boşluklarına yazılan seslerin isimlendirilmesi için dizekteki beş çizgiden birine herhangi bir sesin ismi verilir. Yazılması gerektiğinde o ses, hep bu çizginin üzerine yazılır. Öteki sesler de bu ilk sese göre hesaplanarak bu çizginin üst ya da alt tarafındaki çizgilere ya da boşluklara yazılır. Örneğin, ikinci çizgiyi “sol” sesine verecek olursak, bu çizgi üzerine yazılacak notaların her biri “sol” ismini almış olur:

Sol Çizgisi

İkinci çizgiyi “sol” sesi yerine, örneğin do sesine de ayırabiliriz. Bu durumda ikinci çizgi üzerine yazılacak notaların her biri “do” ismini alır:

Do Çizgisi

Kısacası, aynı çizgiyi istediğimiz sese verebileceğimiz açıktır. Elbette, bu durumda söz konusu çizgi ilgili sesin ismini alır. Yedi tane sesimiz olduğuna göre, aynı çizgiye yedi türlü isim verme olanağımız bulunmaktadır. (Bkz.: Açkı/Anahtar)

Dizge:

Bir bütünsellik oluşturacak şekilde birbirine bağlanan ögelerin tümü, sistem. Bir ilkeye ya da bakış açısına bağlı olarak düzenlenmiş düşünceler, bilgiler ve öğretiler sistemi. Üzerinde ölçme yapılabilen belirli nesnelerin oluşturduğu topluluk.

Dizgesel:

Dizge ile ilgili, sistemli, sistematik. Bir dizgeye göre düzenlenmiş olan, dizge ile ilgili.

Dizgesellik:

Dizgesel olma durumu.

Dizi:

(İt. Gamma, scala; İsp. Gama, İng. Scale, Alm. Tonleiter) Saptanmış ilkelere göre sıralanmış seslere ya da ses gruplarına “dizi” denir. Yüksekliklerine, yani frekanslarına göre ardarda sıralanan dizileri öğrenmek her küğ öğrencisinin temel görevlerinden birisidir. Bu diziler içerdikleri seslerin niteliklerine, sıralanma biçimlerine ve dizide yer alan seslerin sayılarına göre farklı türler oluşturur ve değişik isimler alırlar. (Bkz. Genel Dizi, Pentatonik Dizi, Diyatonik Dizi, Kromatik Dizi, Majör [Büyük-lü] Dizi, minör [küçük-lü] dizi, diyezli diyezler, bemollü diziler, doğal diziler, armonik diziler, melodik diziler)

Dizilerde Aralıklar:

Herhangi bir sesten başlayarak inici veya çıkıcı bir dizi oluşturabiliriz. Bir sekizli, yani herhangi bir ses ile o sesin incesi ya da kalını arası uluslararasında kabul görmüş olan dizgede oniki yarım aralıktan oluşur ve aynı oranda bölünürler. Dolayısıyla tüm bu ses araları birbirine eşit mesafededir. Ancak, bir sekizli içerisindeki aralıkların düzenlenmesini değişik şekillerde yapmamız olanaklıdır. Aralıkların değişik şekillerde düzenlenmesi ise oluşturacağımız dizilerin birbirinden farklı etkiler oluşturmasına yol açar. O halde “bir dizinin özelliğini meydana getiren unsur, o diziyi oluşturan sesler arasındaki tam ve yarım adımların (perdelerin / k2 ve B) dizi içerisinde konumlandıkları yerlerdir.”

Dizilerin Doğal Küçük(lü) Dizi Kalıbına Göre Düzenlenmesi ve La Doğal Küçük(lü) Dizisi:

Herhangi bir “la” sesinden başlayarak bir sekizli (oktav) incesinde biten -yani la sesinden öteki la sesine giden- diziyi ele alalım. Bu dizi “doğal küçük(lü) dizi kalıbı”na (doğal minör) tam anlamıyla uymaktadır ve bu nedenle “la doğal küçük(lü) dizisi” ismini alır. Yapısında diyez veya bemol bulunmayan tek doğal küçük(lü) dizidir.

La Doğal Minör Dizisi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:6304579
Online Ziyaretçi Sayısı:3
Bugünlük Ziyaret :30

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.