Zo

Zonguldak'ta Tiyatro:

Maden kenti Zonguldak’ta
tiyatro çok sevilmektedir. Henüz Devlet ya da Şehir tiyatrosu olmamasına karşın “Belediye Kültür Merkezi” bünyesinde faaliyet gösteren birçok tiyatro topluluğu bulunmaktadır.
 Dört yıl önce beş çocukla faaliyete başlayan “Belediye Çocuk Tiyatrosu”nun 7-12 yaş grubu oyuncularının sayısı 60’a, 13-19 yaş arası oyuncularının sayısı 30’a ulaşmış durumdadır. 19 yaş üstü “Belediye Kültür Merkezi Tiyatro Topluluğu”nu ise başta Belediye’nin Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Abdullah Bakır olmak üzere Zonguldaklı doktorlar, hemşireler, öğretmenler ve halktan insanlar oluşturmaktadır. “Tiyatro Diva”, “Tiyatro Arın” gibi özel tiyatrolar ile “Kara Elmas Üniversitesi”nin tiyatro grupları da Zonguldak’ın kültür ve sanat hayatına renk katmaktadırlar. Çevre illerde, ilçelerde, köylerde sürekli oyunlar oynayan bu gruplara göre “BKM” aynen İstanbul’daki adaşı gibi Zonguldak’ta bir marka oluşturmuştur. Dört yılda 40’a yakın oyun sahnelenmiştir. Ayrıca resimden seramiğe, şandan piyanoya dek diğer alanlardaki sanat kursları da Zonguldak’ta büyük rağbet görmektedir. Zonguldak’ta tiyatro alanındaki son başarı, başrol oyuncuları grevci işçiler olan “100 Bin Kişiydiler” adlı belgesel ve aldığı “Altın Portakal” olarak belirtilebilir.

Zoppo (Zoppa):

(İt.) Topal, aksak. Aksayarak, aksatarak.

Zorba:

Yazar Nikos Kazancakis’in baş yapıtı. Aynı ismi taşıyan ve küğünü Mikis Theodorakis’in yazdığı bale eseri. Sahnelere ilk kez İtalyan koreograf Lorca Massine yorumuyla konuldu. Eserde küçük bir Yunan kasabasına “John” adında bir Amerikalı gelir ve parçası olmak istediği geleneklerin cazibesine kapılarak güzel bir dul olan Marina’ya aşık olur. Köylüler birlik ve geleneklerini koruma gayretiyle Yorgo’nun aşkını yok sayarak yabancı birine aşık olan Marina ile John’a karşı çıkar. John’un dostu olan tek kişi, kimsesi olmayan ancak güçlü ve özgür bir adam olan Zorba’dır. Zorba sayesinde John ile Marina aşklarını yaşama fırsatları bulur. Marina’nın ölümünden önce John gururlu ve bağımsız bir şekilde O’na kısa bir süreliğine de olsa büyük bir mutluluk yaşatır. Zorba zavallı John’u kızgın köylülerin elinden zor kurtarırken Marina intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur. Hayata küsen Zorba sirtaki oynayarak yaşama geri dönerken, John da diğer insanlar da dans eder. Herkes yeni bir hayat için teselli, af ve dayanma gücü arayışındadır.

\ Zorlu Performans Sanatları Merkezi:

İstanbul’un Beşiktaş semtinde yer alan “Zorlu Center” yerleşkesinin içinde yer alan çok amaçlı sanat ve kültür merkezi. “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nde sekiz ana mekan ve bunların dışında küçüklü-büyüklü başka mekanlar da bulunmaktadır. Mekanların farklı olmasının nedeni farklı içerikler taşıyan etkinliklere ve farklı beğeni düzeylerine sahip gruplara seslenebilmektir. Yapılışı açısından mekanlardan birisinde bir dinleti verilirken diğer birinde tiyatro oynanabilmekte, başka bir mekanda toplantı yapılırken bir başkasında parti verilebilmektedir. Böylece farklı kitleler birbiriyle tamamen ayrı alanlarda kendi amaçlarını gerçekleştirebilmektedir. Şimdi sırayla bu mekanları inceleyelim. İlk olarak “Ana Sahne“ konumunda olan “Turkcell Sahnesi”ni ele alalım. Bu sahne “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nin asıl tiyatro ve dinleti alanıdır. Birbirine bitişik iki alandan oluşur ve ön kısmı tiyatro sahnesini oluşturur. İkibinikiyüz kişilik tiyatro sahnesinin hemen arkasında ve devamı olan alan ise üçbinikiyüz kişilik olup sahne üstü dinleti alanıdır. “Sahne Üstü Dinleti Alanı” yaz aylarında pek etkin kullanılmamaktadır, çünkü kışlık olması için tasarlanmıştır. 2018 yılının Nisan ayında iletişim şirketi olan “Turkcell” ile yapılan anlaşma sonucu bu sahnenin adının “Turkcell Sahnesi” olmasına karar verilmiştir. Bu anlaşma sonucu şirketin müşterileri bu alandaki etkinlikleri daha ucuza alınan biletlerle izleyebilmektedirler. İkinci olarak ele alacağımız alan eski adı “Drama Sahnesi” olan, fakat yeni adı “Turkcell Platinum Sahnesi” olan alandır. Bu alan “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nin ikinci tiyatro sahnesi olup ana sahnenin tam karşısında yer almaktadır. “Drama Sahnesi” (Turkcell Platinum Sahnesi) ana sahneye göre biraz daha küçük olup 678 koltuk kapasiteli, tek balkonlu, 315 metrekarelik bir alandır. Buraya dek sözünü ettiğimiz iki alanın ortasında yer alan lobi alanı; ana sahneyi, drama sahnesini, stüdyo’yu, touche’yi, cheers’ı ve barları birbirine bağlamaktadır. “Studio” (%100 Studio olarak da bilinir) ikinci dinleti alanı ve bir gece kulübüdür. Bu alanda dinleti veren gruplar pek popüler ya da pek tanınmış olmayan, kendilerine özgü bir dinleyici kitlesi barındıran küğ grupları ve DJ’ler için ayrılmıştır. Bu bağlamda caz, funk, indie, metal ve tekno küğ grupları “Studio”nun alanında dinleti verirler. Ayrıca bu alanda partiler verilir, kısa tiyatro eserleri sergilenir, bale gösterimleri yapılır, söyleşiler-forumlar-stand-up şovları veya müzikaller de yer almaktadır. “Studio”nun koltuk sayısı ikiyüz olup, ayakta ağırlamada yaklaşık sekizyüz kişiye ulaşılabilmektedir. “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nin “amfi”si girişi oluşturan basamaklı bir yapıdır. Amfitiyatrolardan esinlenilerek tasarlanmış bir açıkhava seyirci alanıdır. Bu mekanın önünde “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nin ana giriş kapıları ve bir pub yer almaktadır. “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nin çatısı “amfi”yi tam olarak örtmemektedir. Bu nedenle yağışlı havalarda amfi ıslanmakta ve kullanıma kapanmaktadır. Yaz aylarında ise burada ücretsiz film gösterimleri ve canlı yayınlar yer almaktadır Bu alanda çalınan dahili hoparlörlerden küğler “Zorlu Performans Sanatları Merkezi”nin içinde çalınan küğlerden farklıdır. Ne yazık ki bu alan açık hava alanı olduğu için sigara içenler tarafından da kullanılmakta ve bu da sigara içmeyenleri rahatsız etmektedir. “Amfi” 1500 kişi alabilmektedir. “Sky Lounge” ise “Turkcell Sahnesi”nin çatısında yer alan düz bir platformdur. Ayrıca servis, bar alanı, mutfağı bulunur. Şirket ve kurumların kendi çalışanları veya müşterilerine yönelik özel etkinlikler bu alanda düzenlenir. Bu etkinliklere ancak davet yoluyla katılım sağlanabilir. “Touche” dünya çapındaki caz kulüpleri örnek alınarak tasarlanmıştır ve 2019 yılının Ocak ayında “Zorlu Performans Sanatları Merkezi Caz Festivali” kapsamında açılmış bir caz kulübüdür. Bu alanda haftanın bazı günleri caz dışında komedi şovları da yapılmaktadır. Bkz.: Zorlu PSM.

Zorlu PSM:

Bkz.: Zorlu Performans Sanatları Merkezi.

\ Zorlu, Haydar:

Haydar Zorlu Bingöl’ün bir dağ köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Bayburt, Karlıova, Elazığ ve Mersin’de okudu. Kendi ifadesi ile “Cumhuriyet, kurtların ayılara selam verdiği yere kadar okul getirmiş” ve bu sayede tiyatro ile tanışmıştır. Sanatçı bu nedenle “Cumhuriyet”e minnettar olduğunu ve bu bilinçle sanat yaptığını belirtmektedir. Yine bu nedenle Cumhuriyet”e sahip çıkmaktadır. Haydar Zorlu tiyatro sanatı ile çocuk yaşlarda tanıştı. Daha henüz ilkokulda iken ufak tefek tiyatro oyunları oynadı. Beşinci sınıfta ise Samed Behrengi’nin “Küçük Kara Balık”ını oynadı. 1979 yılından başlayarak Köln’de yaşadı. Ortaokul, lise ve üniversiteyi Almanya’nın Köln kentinde okudu. Orada daha henüz liseyi bitirmeden bir tiyatro grubuna katıldı. 12. sınıfta üniversiteden önce Brecht’in “Üç Kuruşluk Operası”nda başrol oynadı. 1987 yılında “Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi”nde hukuk eğitimine başladı. Fakat hukuk okurken aklı hep edebiyattaydı. Bu nedenle bir yıl okuduktan sonra hukuk eğitimini bıraktı. Sanatçının profesyonel oyunculuğa başlama yılı 1988’dir. 1988-1994 yılları arasında “Köln Üniversitesi Felsefe Fakültesi”nde Germanistik, İspanyolca, Siyasal Bilimler ve Pedagoji eğitimini tamamladı. 1991 yılında Alman yapımı olan, “WDR Kanalı”nın Türkiye’yi tanıtma amacıyla çektiği, Almanya, Avusturya ve İsviçre’de yayınlanan “Ver elini Türkiye / Türkiye - Ülke, İnsanlar ve Türk Dili” adlı dizide başrol oynadı. Zorlu’nun görev aldığı tiyatrolar arasında “Oberhausen Şehir Tiyatrosu”, “Köln Arkadaş Tiyatrosu”, “Wupper Tiyatrosu”, “Kölner Künstler Tiyatrosu”, “Christallerie Wadgassen ve Freies Werkstat Theater Köln” bulunmaktadır. 2009 yılından beri başrolünü oynadığı Türk-Alman operası “Masalın İçindeki Masalın Masalı” “Dortmund Operası”nda 2011 yılında da sahne almaya devam etti. New York’ta sinema oyunculuğu eğitimi aldıktan sonra “Tatort-in der Falle” (Olay Yeri), “Reise in die Nacht” (Geceye Yolculuk), “Ein Starkes Team” (Güçlü Bir Ekip) gibi filmlerin yanısıra “Verschollen” (Kayıp), “Ein Fall für Zwei” (Avukat ve Dedektif), “Wilde Engel” (Çılgın Melekler), “Soko 5113” gibi dizilerde oynadı. 2006 yılından bu yana Avusturya’nın en başarılı dizisi olan ve ORF kanalında yayınlanan, Reinhard Schwabenitzky’nin yazdığı ve yönettiği “Oben Ohne” adındaki dizide başrol oynamaktadır. Bu güçlü popülaritesi olan dizinin 90 dakikalık bir bölümü “Türk Gelin” adında bir film olarak Mayıs ve Haziran 2010’da Marmaris ve Salzburg’da çekildi. Zorlu Köln’de aralıksız on yıl boyunca oynadığı “Anrheiner” adlı WDR dizisini 2008’de bırakıp, 1991’de Türkiye’de amfitiyatroları dolaşırken hayalini kurduğu ve uzun bir çalışma sonrası hazırlandığı “Faust” projesini gerçekleştirdi. Türkiye’de 2009 yılında “Faust”u oynamaya başladı. İspanyolca eğitimi aldığı için “Don Juan” oyununda zorlanmadı. Bu iki eserle Türkiye’ye geldi. Dokuz yıldır bu oyunla sahnede yer almaktadır. Haydar Zorlu yaklaşık 300 kez sahneye çıktı, İstanbul’da 30 binin üzerinde seyircisi oldu. Sanatçı oyunlarını Türkçe ve Almanca dillerinde sahnelemektedir.

\ Zoryan, Şahan:

1929’da İstanbul’da doğan Şahan ailesinin üçüncü çocuğu idi. Çoksesli sanat müziğini seven bir ailede büyüdü. Dokuz yaşındayken evin gereksinimlerini temin eden büyükbabası vefat etti. Babası ailesine gereken ilgiyi göstermediğinden Şahan Zoryan için zor bir dönem başladı. Sanat müziği ile yakından ilgili olan ağabeyi kilise korosunun yönetkenlerindendi. Onaltı yaşına geldiğinde genç Zoryan bağdar olma arzusunu hissetti; ancak bunu duyan ağabeyi hayretler içinde kaldı. Çünkü evlerinde piyano olmadığı gibi aile parasal açıdan bu çalgıyı temin edebilecek durumda da değildi. Şahan Zoryan bu zor duruma bakmadan bir tanıdık aracılığı ile piyanist Bayab K. Gazarosyan’a gitti ve arzusunu bildirdi. Gazarosyan çok yoğun bir şekilde çalıştığından genç Şahan’ı remileme ve uyum bilgisi öğrenmek üzere ilerlemiş bir öğrencisine gönderdi. İki yıl kadar sonra genç Zoryan tanınmış bağdarlardan birisi olan Edgar Manas ile tanıştı ve ciddi bir öğrenim devresi bu şekilde başlamış oldu. Askerlik ve maddi nedenler gibi bazı engellere karşın Zoryan, Edgar Manas ile sekiz yıl birlikte çalıştı ve uyum bilgisi, karşıt yazım, füg, bağdama ve çalgılama bilgilerini derinleştirdi. Zoryan’ın ilk temsili 1957 yılında “İstanbul Saray Sineması”nda yer aldı. Bu dinletide bağdarın piyano yaratıları ile küçük la’dan yaylı çalgılar dördülü çalındı. 1973 yılında evlenen Şahan Zoryan hemen sonra Avusturalya’ya yerleşti. 2000 yılında ise Ermenistan’ın başkenti Erivan’da üçyüzelli kişilik bir salonda ikinci dinletisi gerçekleştirildi. Büyük beğeni derleyen bu dinleti binüçyüz kişilik olan “Aram Haçaturyan Dinleti Salonu”nda tekrar edildi. 2005 ve 2006 yıllarında yine Erivan’da Zoryan’ın eserleri yorumlandı. Bağdarın tüm yaratıları basılmış, ayrıca CD ve DVD kayıtları yapılmıştır. Kendisine ilham kaynağı olan yaşamın zorlukları Zoryan’ı hala bağdama yapmaya zorlamaktadır.

Şahan Zoryan’ın Piyano Eserleri:
  1) 1949 – Kaprisli Genç (The Young Capricious)
  2) 1949 – Yaramaz Çocuk (The Naughty Boy)
  3) 1950 – Delilerin Dansı (The Ball of the Fools)
  4) 1950 – Sonat, küçük fadiyez (Sonate/Impromptu, fa# minor)
  5) 1950 – Vicdan Azabı (Remorse)
  6) 1951 – !!! (!!!)
  7) 1952 – Şafağa Doğru (Toward Dawn)
  8) 1952 – Alay (Mockery)
  9) 1952 – Vals, küçük si (Valse, si minor)
10) 1952 – Bir Çocuğun Şarkısı (A Song of a Child)
11) 1953 – Tefekkür (Meditation)
12) 1954 – Sonat, küçük fa (Sonat, fa minor)
13) 1955 – Sevinç (The Joy)
14) 1955 – Yirminci Yüzyıl (20th Century)
15) 1955 – Vals, Büyük Mibemol (Valse, MiFlat Major)
16) 1955 – Mersiye (Lamentation)
17) 1955 – Engel (Obstacle)
18) 1955 – Hayal (Illusion)
19) 1955 – Hazırsızlık (Impromptu)
20) 1955 – Yalnızlık (The Solitude)
21) 1955 – Prelüd (Önçalın), Koral ve Füg (Prelude, Coral and Fugue)
22) 1957 – Etüd (Etude)
23) 1983 – Kötü ve İyi (The Wicked and Fine One)
24) 1993 – Ninni (Lullaby)
25) 1995 – Metamorfoz (Metamorphosis)
26) 1995 – Karganın Şarkısı (The Song of the Crow)
27) 1997 – Yehova’nın Dört Vasfı (Jehovah’s Four Qualities)
28) 1998 – Olgunluk (Maturity)
29) 1998 – Kuşların Sevinci (The Joy of the Birds)
30) 2000 – Son Nefes (The Last Breath)
31) 2003 – Sinek Avcısı (The Fly Catcher)
32) 2003 – Ağlayan ve Figan Edenler (The Groaning and Sighing Ones)
33) 2004 – Tahammül (Endurance)
34) 2004 – Cenkleşen Izdıraplar (Fighting Distresses)
35) 2004 – İşkence Çekmiş İnsanlık (Tormented Mankind)
36) 2005 – Arkadaşlık (Companionship)
37) 2005 – Hayran Olunmuş Yaradılış (The Marveled Creation)
38) 2005 – Başarısız Kararlar (Failed Decisions)
39) 2005 – Kedilerin Kavgası (The Fighting of the Cats)
40) 2006 – Yehova’nın Sevgisi (Jehovah’s Love)
41) 2006 – Soysuzlaşmış İnsanlık (Degenerated Mankind)
42) 2006 – Kedi ile Fare (The Cat and the Mouse)
43) 2006 – Sarhoş Dünya (The Drunken World)
44) 2006 – Üç Peygamberlik (Three Prophecies)
45) 2006 – Yehova’nın İnayeti (Jehovah’s Mercy)
Ses için Yaratıları: 
46) 1955 – Ah Benim Mutsuzluğum (Oh My Unfortunate) (İkil)
47) 1956 – Yalnızlık ve Ses (The Solitude and The Voice) (Yalkın Ses)
48) 1968 – Yehova Tanrıdır! (Jehovah is God) (Koral)
49) 1996 – Damla (The Drop) (İkil)
50) 2000 – Ağlayan Dünya (The Weeping World) (Yalkın Ses)
51) 2001 – Hoşça Kal (Good Bye) (Üçül)
52) 2005 – Hayran Olunmuş Yaratılış (The Marveled Creation) (İkil)
Yaylı Çalgılar için:
53) 1954 – Dördül (Quartet)
54) 1955 – Ağustos Böceği (The Song of the Grasshopper) (Keman/Viyolonsel)
55) 1973 – Hasat (The Harvest) (Yalkın Viyolonsel)
56) 1976 – Yalnızlık (Solitude) (Keman ve Piyano)
57) 2006 – Kedilerin Kavgası (The Fighting of Cats) (Üçül)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:6228712
Online Ziyaretçi Sayısı:14
Bugünlük Ziyaret :62

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.