Ul
Ulama:
Ünsüzle sonlanan bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük gelirse ünsüzle ünlünün tek bir kelime gibi bağlanarak okunmasına “ulama” denilir. Ünsüz ile biten bir kelimeyi ünlü ile başlayan bir kelime izlediğinde, birinci sözcüğün ikinci sözcüğe bağlanarak söylenmesi. Bu durum yazımda gösterilmese de, konuşma dilinde sağladığı söyleyiş kolaylığı nedeniyle sözlü ortamda ortaya çıkar. Okuma sırasında veya cümleyi söylerken arka arkaya gelen bu tür sözcükler birbirleri ile bitişikmiş gibi ve hiç kesilmeden söylenirler. Konuşurken söylenen ulamalı sözcükler yazım dilinde kullanılmaz, kısacası ulama yalnızca okuma ve söylemeye has bir durumdur. Örn.: Hemen_ortaya çıktım. Yarın_akşam bizim_eve gelin. Yazımda aralarında noktalama işaretleri bulunan sözcükler ulanarak okunmaz. Örn.: Ahmet, Mehmet, Hakan öğretmenin ve müdürün sevdiği çocuklardı. Ulama Örnekleri: Ard_arda, kardan_adam, geniş_alan, satın_aldım v.b.
Ulaş, Kutlu:
“Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Devlet Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu” tanbur sanatçısı Kağan Ulaş’ın babası olan Kutlu Ulaş geçirdiği bir kalp krizi neticesinde 16 Haziran 2010 günü vefat etti. Cenazesi ise bir gün sonra, yani 17 Haziran 2010 günü ikindi namazından sonra İzmir Balçova mezarlığına defnedildi. Kutlu Ulaş “hanende geleneği”nin son temsilcilerindendi.
1985 yılında Bulgaristan’ın Şumen kentinde doğan Ayşen Ulucan, keman çalışmalarına Özcan Ulucan ve Ebru Yunkuş ile başladı. Ailesiyle Türkiye’ye göç etmesinin ardından 1991 yılında “İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yarı Zamanlı Bölümü”nde Veniamin Varsavski’nin öğrencisi oldu. 1998-2001 yılları arasında Cihat Aşkın ile çalıştı, 2003 yılında da Genoveva Burova’nın öğrencisi olarak konservatuvardan ve “İstek Özel Acıbadem Lisesi”nden mezun oldu. Bir süre “Nazım Hikmet Vakfı Oyunculuk Atölyesi”ne devam eden ve Güzin Gürel’den ırlayıcılık dersleri alan Ulucan “Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü”nü kazandı, fakat yaşamını küğe adamaya karar vererek yurt dışına çıktı. 2004 yılında Almanya’da “Freiburg Yüksek Küğ Okulu”na Latica Honda-Rosenberg’in öğrencisi olarak kabul edilen Ayşen Ulucan bu okuldaki çalışmalarını Rainer Kussmaul ile sürdürdü. Yurt içinde ve dışında çeşitli ustalık kurslarına katılan Ayşen Ulucan Ayla Erduran, Suna Kan, Viktor Pikaizen, Lukas David, Ida Haendel, Rosa Fain, Zakhar Bron, Michael Frischenschlager gibi önemli küğcülerle çalışma olanağı bulmuştur. Çeşitli yarışmalarda kazandığı ödüller şunlardır: “Rotary Vakfı Müzik Yarışması”nda birincilik ödülü (1995), “Kültür Bakanlığı Ulusal Keman Yarışması”nda “Ayla Erduran Özel Ödülü” (1998), “Eskişehir Ulusal Keman Yarışması”nda birincilik (2000), “Uluslararası Ludwig Spohr Keman Yarışması” (2006) ve “Uluslararası Pantcho Vladigerov Keman Yarışması”nda (2007) jüri özel ödülü ve “I. Uluslararası Nuri İyicil Keman Yarışması”nda “En İyi Türk Bestecisi Eser Yorumu Özel Ödülü”ne layık görüldü ve kendisine lüthiye Ecevit Tunalı tarafından yapılan özel bir keman armağan edildi. Yalkıcı ve oda küğcüsü olarak dinletilerini sürdüren sanatçı 2005 yılında “Baden Baden Gençlik Orkestrası” eşliğinde bir dinleti dolaşısı gerçekleştirdi ve “Baden Baden Filarmoni Orkestrası”ndan dinleti vermesi için davet aldı. “Uluslararası Brahms Vakfı”nın bursunu da kazanan Ayşen Ulucan 1745 Petrus Guarnerius yapımı bir keman çalmaktadır.
Bulgaristan’ın Şumen kentinde doğan Birsen Ulucan piyano eğitimine yedi yaşında başladı. 1984 yılında Varna’da bulunan “Dobri Hristov Küğ Okulu”nda Ekaterina Tsetkova’nın piyano sınıfına kabul edildi. 1982 yılında “Svetoslav Obrenetov Küğ Yarışması”nda ikincilik; 1983 yılında yine Bulgaristan’da düzenlenen “Ulusal Radyo Yarışması”nda yorumculuk dalında birincilik, bağdama dalında ikincilik; 1988 yılında Bulgaristan’da katıldığı “Bulgar ve Rus Bağdarları Yorumculuğu Yarışması”nda ikincilik kazandı. Tüm sanat dallarının bir bütün olduğuna inanan bir ailede yetişen Birsen Ulucan bu yıllarda ayrıca kırınma ve viyolonsel dersleri aldı. Orkestra ile ilk dinletisini oniki yaşında iken Mendelssohn’un küçük re’den konçertosu ile “Şumen Filarmoni Orkestrası” eşliğinde gerçekleştirdi. 1989 yılında okulundan mezun olan Birsen Ulucan aynı yıl ailesi ile birlikte Türkiye’ye göç etti. “İstanbul Devlet Konservatuvarı”nda lisans eğitimini Meral Yapalı ile bir yılda tamamlayarak dört yıl öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1992 yılında İtalya’da düzenlenen uluslararası “Rodolfo Lipizer Keman Yarışması”nda kardeşi Özcan Ulucan ile birlikte “En İyi Beethoven Sonat Yorumu Ödülü”nü keman-piyano ikilisi olarak paylaştı. Eğitimini 1993 yılında “Türk Eğitim Vakfı”ndan aldığı burs ve ayrıca “Eczacıbaşı Kültür Sanat Vakfı”ndan kazandığı ek bursla Londra “Guildhall Küğ Okulu”nda Joan Havill’in sınıfında sürdürdü. 1996 yılında bu okuldan lisansüstü “Yalkıcılık Diploması” aldı. Aynı yıl Oxford’da düzenlenen “Smith Kline Beecham Küğ Yarışması”nda birincilik ödülünü kazanan Birsen Ulucan bu kentte dinletiler verdi. 1997-1999 yılları arasında “Londra Kent Üniversitesi”nden yüksek lisans diploması ile mezun oldu ve Londra’nın en beğenilen dinleti salonlarından birisi olan “St. John Smith Square”de Lizst’in piyano konçertosunu seslendirdi. Sanatçı, 2000-2004 yılları arasında Almanya’nın “Saarbrücken Küğ Akademisi”nde dünyaca ünlü keman sanatçısı Maxim Vengerov’un sınıfında piyanist olarak görev alarak keman-piyano dağarının en önemli yaratılarını inceleme ve çalışma olanağı buldu. Vengerov Birsen Ulucan için şunları söylemektedir: “Birsen Ulucan sıradışı yeteneği ve çarpıcı küğsel kişiliği ile en yüce anlam ve duyguların peşinden giden çok duyarlı ve güçlü bir küğcü. Sonsuz bir tutku, merak ve araştırmacılıkla küğde yeni boyutlar keşfetme çabasının yanısıra teknik becerileri de daima küğsel bir amaca hizmet ediyor.” Birsen Ulucan 1989 yılından bu yana Burak Tüzün, İnci Özdil, Erol Erdinç, Ilarion Ionescu Galati, Gürer Aykal gibi orkestra yönetkenleri ile Türkiye’nin önde gelen orkestraları olan “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”, “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası”, “Borusan Oda Orkestrası”, “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası” ve “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası” eşliğinde çaldı. Ayrıca “Salzburg Mozarteum” (1996), “Uluslararası İstanbul Festivali” (1992 ve 1993), Fransa “Uluslararası Flain Küğ Festivali” (1996) ve Kıbrıs “Bellapais Küğ Festivali” gibi etkinliklerde dinletiler verdi. Birsen Ulucan 2004 yılının Eylül-Aralık ayları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida eyaletinde bulunan Miami kentinde çeşitli oda küğü etkinliklerine katıldı ve yalkın resitaller verdi. “Miami Üniversitesi”nin “Konçerto Yaroşması”nı kazanması sonucunda “Sinfoni Orkestrası” ile dinletiler vermeye hak kazandı. Bulgaristan, Türkiye, Almanya, İngiltere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, İtalya, Fransa, Avusturya, İsrail ve Portekiz’de dinletiler veren sanatçı gerek yalkıcı olarak ve gerekse de oda küğü alanlarında dinletilerine devam etmektedir. Birsen Ulucan küğ alanındaki birikimlerini paylaşmak arzusu ve eğitimciliğe olan ilgisi doğrultusunda özel olarak piyano dersleri vermekte, ayrıca “Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi (Tevitöl) Güher ve Süher Pekinel Müzik Bölümü”nde eğitmen olarak çalışmaktadır.
Viktor Pikayzen’in “renkli bir kişilik, mükemmel bir teknik ve geniş dağara sahip bir yorumcu” olarak tanımladığı Özcan Ulucan 1973 yılında Bulgaristan’ın Şumen kentinde doğdu. Anne ve babasının sanata duydukları sevginin etkisiyle küğ eğitimine altı yaşında iken Zdravka ve Veselin Spirov’dan keman, oda küğü ve orkestra; Margarita Giçkova’dan ise remileme dersleri alarak başladı. İlk yalkın dinletisini dokuz, orkestra eşliğindeki ilk dinletisini ise onüç yaşında “Şumen Filarmoni Orkestrası” ile verdi. Daha sonra Varna’da bulunan “Dobri Hristov Küğ Okulu”nda Genoveva Burova ile çalıştı. 1989 yılında ailesi ile birlikte Türkiye’ye göç etti ve önce “İstanbul Üniversitesi”, daha sonra da “Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı”nda Saim Akçıl ile eğitim gördü. 1993 yılında bu okuldan mezun oldu. Aynı yıl “Türk Eğitim Vakfı” bursunu kazanarak Londra’ya gitti. “Guildhall Küğ Okulu”nda Yfrah Neaman ile iki yıl yalkıcılık eğitimi gördü ve 1995 yılında mezun oldu. Sanatçı, 1995-1998 yılları arasında “Ankara Devlet Konservatuvarı”nda Rus keman öğretmeni Viktor Pikaizen ile çalışarak “yüksek lisans” diploması aldı. 1988 yılında “Eczacıbaşı Vakfı”nın desteği ile Almanya’ya gitti. Burada önce Joshua Epstein ile çalışarak “Dinleti Olgunluk Diploması” aldı. Daha sonra Maxim Vengerov ile keman çalışmalarına viyolayı da ekleyerek “Yalkıcılık Diploma” çalışmalarını 2004 yılında Vengerov ile birlikte verdiği dinleti ile ve üstün başarıyla tamamladı. Aynı dönemde klarinet sanatçısı Eduard Brunner’den oda küğü, caz piyanisti Georg Ruby’den caz doğaçlama dersleri aldı. Bunun yanısıra tangoya duyduğu ilgiden dolayı iki yıl boyunca tango derslerine devam etti. Özcan Ulucan ulusal ve uluslararası birçok yarışmada ödüller kazandı. Bunlar arasında Bulgaristan’da yapılan “Svetoslav Obretenov Yarışması”nda ikincilik ödülü, Çekoslovakya’da yapılan “Jaroslava Kocian Yarışması”nda iki adet birincilik ödülü, İstanbul’da yapılan “Mimar Sinan Üniversitesi Yarışması”nda üçüncülük ödülü, İtalya’da yapılan “Rodolfo Lipizer Yarışması”nda “En İyi Beethoven Sonat Yorumu” ödülü, Almanya’da yapılan “Walter Gieseking Yarışması”nda birincilik ödülü sayılabilir. Sanatçı, kızkardeşi piyanist Birsen Ulucan ile birlikte Türkiye, Bulgaristan, İngiltere, Almanya, Fransa, İsviçre, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nde dinletiler verdi, ayrıca kemancı kardeşi Aysen Ulucan’ın katılımıyla üçlü projeler gerçekleştirdi. Özcan Ulucan 2002 yılından başlayarak kemancı Maxim Vengerov ile beraber Berlin “Konzerthaus”, Londra “Royal Albert Hall”, Almanya “Ludwigsburger Schlossfestspiele Festivali”, Avusturya “Wels Festivali”, İsrail “Tel Aviv Konservatuvarı”, İstanbul “Lütfi Kırdar Salonu” gibi dünyanın ünlü dinleti salonlarında ve etkinliklerinde dinletiler verdi. 2004 yılında ise ünlü çellist ve orkestra yönetkeni Mstislav Rostropovitch ve Maxim Vengerov ile birlikte Amsterdam “Concertgebouw Salonu”nda çaldı. Aynı dönemde piyanist Fazıl Say ile İstanbul “Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Salonu” ve İzmit’te resitaller veren sanatçı 2005 yılının sonbaharında İngiliz oda orkestrası ile “The Music Cruise” Akdeniz gemi dolaşısı çerçevesinde yalkın dinletiler sundu, oda küğü dinletileri yaptı. 2007 yılında Ayla Erduran, İdil Biret ve Cihat Aşkın ile birlikte “İstanbul Müzik Festivali”nin açılış dinletisinde yalkıcı olarak bulundu. Aynı festivalde Rengim Gökmen yönetimindeki “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” ile birlikte Ahmed Adnan Saygun’un keman konçertosunu yorumladı. Yine aynı yıl “Antalya Devlet Senfoni Orkestrası” tarafından Güney Kore dinleti dolaşısına yalkıcı olarak davet edilen sanatçı, bu dolaşıda Paganini’nin küçük si’den konçertosunu seslendirdi. Özcan Ulucan bugüne kadar Gürer Aykal, Rengim Gökmen, Alexander Rahbari, Cem Mansur, Antonio Pirolli, Naci Özgüç, Burak Tüzün, Emil Tabakov, Mstislav Rostropovitch, Sascha Goetzel, Omri Hadari gibi yönetkenlerle “Borusan Filarmoni Orkestrası”, “Bilkent Senfoni Orkestrası”, “Londra Filarmoni Orkestrası”, “Philharmonia”, “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”, “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası”, “Bursa Devlet Bölge Senfoni Orkestrası”, “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası”, “Antalya Devlet Senfoni Orkestrası”, “Viyana Oda Orkestrası”, “Tel Aviv Yalkıcıları”, “Amsterdam Sinfonietta” gibi orkestraların yalkıcısı olmuştur. Sanatçı, yalkıcılık yanısıra keman öğretmenliğini de sürdürmektedir. Sanatçı, ustası bilinmeyen 19. yy.’a ait bir kemanla çalmaktadır.
Ulupamir Kırgız Kültür Şöleni:
Her yıl düzenli olarak yapılan “Ulupamir Kırgız Kültür Şöleni” Van’ın Erciş ilçesinde bulunan “Ulupamir Kırgız Köyü”nde gerçekleştirilmektedir. 1982 yılında göçmen olarak gelen ve Türk vatandaşı olan Kırgızlar dış dünyaya Türkiye’yi tanıtma konusunda bu yolla büyük katkıda bulunmaktadırlar. Adı geçen köy “Doğu Anadolu Bölgesi”ne gezmeye giden turistlerin adeta uğrak yeri haline gelmiştir. Bu ilgiyi sağlayan ise göçmen olarak gelen Kırgızların kendi kültürlerini hiç bozmadan yaşamaları ve konukseverlikleridir. Konuklar Orta Asya’ya özgü boz üy (beyaz ev)’de konaklamakta, buzkaşi (oğlak oyunu / atla oynanan sert ve seyretmesi zevkli, mertlik ve cesaret timsali bir oyun) izlemekte, göçmen Kırgızların kendi özgün küğlerini dinleme fırsatı yakalamaktadırlar.
Ulusal Müzik Konseyi:
Yaklaşık üç ay süre ile yapılan ön çalışmalar sonucunda “Ulusal Müzik Konseyi” (UMK) 2 Ekim 2010 tarihinde İstanbul’da ilk toplantısını gerçekleştirdi. Bu toplantıya ülkemizin değişik kentlerinden küğ alanında çalışmalar yapan 35 kişi katıldı. Bunlar arasında yorumcular, bağdarlar, küğ eğitimcileri, küğ bilimcileri, küğ yapımcıları, küğ yayıncıları ve kayıt teknisyenleri bulunmaktaydı. Ülkemizin küğ alanındaki çeşitli sorunlarına bir sivil toplum örgütlenmesi anlayışıyla sahip çıkmaya çalışan “UMK”nın ilk toplantısında tüzel bir kimliğe bürünerek hareket etme kararı alındı ve bu konudaki örgütlenme çalışmalarının sürdürülmesi gerekliliğine işaret edildi. Toplantıya katılan 35 üyenin oylarıyla yedi kişilik bir “geçici yürütme kurulu” seçildi ve “UMK” tüzel kişilik kazanıncaya kadar çalışmaların bu kurulca yürütülmesi kararlaştırıldı. “UMK Geçici Yürütme Kurulu” Başkanı Cihat Aşkın (sanatçı / bağdar) oldu. Başkan birinci yardımcılığına Serhan Bali (yayıncı / yazar) getirildi. Başkan ikinci yardımcılığı ise Ersin Antep’e (küğ bilimci) verildi. Genel Sekreterliği Süleyman Tarman’ın (eğitimci / yayıncı) üstlendiği oluşumda planlama ve stratejiden H. Ertuğ Korkmaz (orkestra yönetkeni / bağdar) sorumlu oldu. Üye ilişkileri Kerim Selçuk’a (yapımcı) bırakıldı ve mali işler avukat Ali Eren’e ait oldu. Yedek üyeler ise Nesrin Kalyoncu (eğitimci), Can Ünver (sanatçı) ve Ömer Yöndem (orkestra yönetkeni / sanatçı) olarak belirlendi. Ülkemizin değişik yörelerinden gönüllü olarak gelerek ilk toplantıya katılan üyeler genel küğ ve eğitim sorunları üzerine görüşlerini belirterek “UMK”nın halihazırda var olan küğle ilgili çeşitli sivil toplum örgütlerini de kapsayacak biçimde, geniş bir çatı altında örgütlenmesi yönündeki dileklerini bildirdiler. 2011 yılının ilk aylarında toplanarak çalışmalarına devam edecek olan “Ulusal Müzik Konseyi”nin yakın zamanda bütün yurt çapında örgütlenmesi planlanmaktadır. “Ulusal Müzik Konseyi”nin ilk toplantısına katılan isimler şunlardır: Abdullah Uz (Antalya), Ahmet Serkan Ece (Bolu), Ali Eren (Ankara), Ayhan Sarı (İzmir), Ayşenur Küçüköncü (İstanbul), Cafer Ozan Türkyılmaz (İstanbul), Cansevil Tebiş (Balıkesir), Cihat Aşkın (İstanbul), Coşkun Karademir (İstanbul), Didem Karakaya (İstanbul), Dilek Özkan (İstanbul), Ersin Antep (İstanbul), Ertuğ Korkmaz (Ankara), Gözde Çolakoğlu (İstanbul), Gürsel Yurtseven (İstanbul), Halit Tansu Özyurt (İstanbul), İlhan Özdemirci (İstanbul), Kerim Selçuk (İstanbul), Korhan Doğan (Düzce), Mesut Ulutaş (İstanbul), Nesrin Kalyoncu (Bolu), Ozan Tunca (Eskişehir), Ömer Yöndem (Edirne), Özcan Özbek (İstanbul), Özcan Ulucan (İstanbul), Özge Gençel Ataman (Balıkesir), Pınar Özcan Antep (İstanbul), Rukiye Gelmedi (İstanbul), Serhan Bali (İstanbul), Sevil Ulucan (İstanbul), Sezen Özeke (Bursa), Süleyman Tarman (Samsun), Şerif Can Ünver (Ankara), Ümit Coşkun (Kocaeli), Zehra Tülin Değirmenci (İstanbul).
Ankara’da doğan sanatçı 1979 yılında “Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı”nda Engin Sansa ile viyolonsel çalışmalarına başladı. 1988 yılında İtalya’da Andre Navarra’nın yaz kursuna katıldı. 1989 yılında “Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Orkestrası” eşliğinde Elgar’ın viyolonsel konçertosunu çaldı. Aynı yıl “Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”ndan mezun olarak “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”na girdi. 1991 yılında İtalya’da Rocco Filippini’nin yaz kursuna katıldı. 1992 yılında “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası” ile, 1996’da “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” ile dinletiler verdi. “Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi”nde Eldar İskenderov’la yüksek lisans yaptı. Hayreddin Hoca ile de iki yıl çalışan sanatçı bugüne kadar bir çok resital, oda küğü dinletileri vermiş ve radyo televizyon kayıtları yapmıştır. Halen “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” üyesidir.