31.01.2015 / Abdülkadir Elçioğlu (Aptülika) - 'Sonsuza Dek ve Daima' - Demis Roussos

Roussos, Demis    


     Demis Roussos’un ölüm haberiyle unuttuğumuz anıların dehlizine girdik ve içimizi bir Ege rüzgarı aldı. Koca cüssesi, ılık sesiyle komşumuzun ardından bu da böyle bir veda yazısı oldu. Çok teşekkürler sana komşu Demis amcamız, bizi tekrar çocukluk günlerimize götürdüğün için...


     Bizim “Kovboy filmi” dediğimiz ama asıl isminin “Spagetti Western” olduğunu çok yıllar sonra öğreneceğimiz filmler ne de çok ilgimizi çekerdi. Dedelerimizin “İstanbul’a gidiyorum, bir istediğiniz varsa söyleyin” dediği Boğaziçinde Arnavutköy’deki iki tane olan yazlık açık hava sinemasında o filmleri ne çok izlerdik. Annelerimizin yaptığı böreklerin yanında termosa konulmuş çaylar yazlık sinemaya taşınır, konu komşu gidilirdi. İlkokul öğrencisi olan bizler de sinemanın yıldızlarla örülü çatısı altında ailemizden sıyrılıp, en öndeki tahta sıralara yerleşir ve filmi beklerdik.


     Egeli Komşu Gringo


     İşte oralarda ABD sanıp İtalyan yapımı olan “Spaghetti Western” filmlerini izlemeye koyulur, ertesi günü mahallede su tabancalarımızla oynayacağımız “Dekmancılık” oyunumuz için yeni replikler çıkarmanın kıvancını yaşardık. O filmlerdeki Meksikalılardan biri evlerimize plak olarak girmeye başlayacaktı. Kafasında gringo şapkası ama ona eşlik eden daha Meksikalı kara sakallı ve boynunda kolyeleriyle bir adam çıkıverecekti, çocukluk hülyalarımızda. Dergilerde fotoğrafları boy boy çıkıyor evlerde plakları duruyordu. 45’lik plaklardan daha büyük olan (sonradan onun LP ya da 33’lük olduğunu öğrenecektik) plaklar da vardı ama onlar biraz daha pahalı olduğu için hali vakti çok iyi olan evlerde olurdu. Onlar da kimi zaman “Warner Muller Orkestrası” veya kemanıyla Darvaş ama çoğunlukla da bizim yazlık sinemalarda gördüğümüz elinde bir but ve pis pis gülen Meksikalı kötü adam karekterine benzettiğimiz adamın LP plağını görürdük. Onun ismi Demis Roussos’tu ve sözkonusu LP ya da Türkçe mealiyle uzun çaların ismi de “Forever and Ever”dı.


     Albüme adını veren “Forever and Ever” isimli parça da ülkemizde çok tutulmuştu. Sadece o mu? “Goodbye My Love Goodbye” da dillerden düşmeyen şarkılarıydı. 1973 ve 74 yıllarında müzik listelerimizde hep o vardı. Sevgimiz o kadar gem vurulamazdı ki, 1974 yılının “Kelebek Gazetesi”nde (O dönem bir gazetenin eki miydi ayrı mı çıkardı şimdi hatırlayamıyorum) “Demis Roussos Türkiye’ye Geliyor” haberi manşete oturacaktı. O yıllar bugünkü gibi “biletix’e bak hangi konser var” gibisinden bir yoğunluk yoktu. 1973’te Hollanda’da “Tee - Set” diye bir grup gelmiş, konser vermişti de on yıl konuşulmuştu. İşte o dönemde gönlümüzü çelen ilk dünya starı Demis Roussos’tu. Hatta “Milliyet Gazetesi”nin dış haberler servisinden, Hollanda temsilcisi Kamuran Sümercan, dış politika haberlerini biraz es geçip, Amsterdam’daki Demis Roussos konserini izleyip, “Hey Dergisi”ne haber, fotoğraf olarak gönderiyordu. Biz de çarşamba sabahı bakkala koşup o dergiyi alıp, su gibi içiyorduk. İşte o dönemde çıkan “Hey” dergilerinden birinin kapağında da Demis Roussos elinde “Hey Dergisi” ile poz vermişti. Derginin sayfalarını açtığımızda da gene Kamuran Sümercan, Roussos ile röportaj yapmış ve Türkiye’ye konser vermek için geleceğini açıklıyordu. Sonrasında pehlivan tefrikasına dönen bu haberler birbiri ardına geldi. Kimi zaman Demis Roussos, ülkesi Yunanistan’daki konserlerini bile geri çevirdiğini söyleyerek, “Kendi ülkemde 6000 dolar alırım ama, Türkiye’ye bedava gelirim” diyecek ve bu da derginin manşetine oturacaktı. Ondan sonra başladı mı sana ha bugün ha yarın muhabbeti. Sonra bir gün 1974’ün Haziran’ında geleceği haberi çıktı. O habere eşlik eden yazı da Demis Roussos’un istekleri yazılıyordu. Kısacası bir konser yazışmasını canlı yayınla izliyorduk.


     Anıların Dehlizinde


     Nihayetinde bu hayal bitti ve Demis Roussos gelmiyor diye habere bu sefer de nedenleri eşlik etti. Bir hafta Roussos’un turne programı uymuyor, diğer hafta sanatçının menajeri parayı beğenmedi derken, diğer hafta da sanatçının gitaristi Yunan hükümetinden vize alamadı gerekçeleri sunulacaktı.


     İşte bu hafta 68 yaşında hayata veda eden Demis Roussos ile bundan 40 küsur yıl öncesine ait ülkemizden anılar böyle... O yıllarda ülkemizde 60 ortalarında başlayan ve bütün bir 70’lere yerleşen yabancı parçalara söz yazıp plak yapma furyasında kimler Demis Roussos parçalarını yapmıştı? Buyrun yeniden hatıralar dükkanına:


     Ajda Pekkan - Gözün Aydın (Far Away), Ajda Pekkan - İnanmam (We Pretend), Füsun Önal - Aç Gözünü (When I’m Kid), Kenan - Rüzgar Gibi Geçti (My Friend The Wind), Muzaffer Uludağ - Gülüyorsa Gözlerim (Love Lady Of Arcadia), Oktay Ulukök - Yalnız Adam (Nature Boy), Selma Güneri - Unut Sen Beni (Nature Boy), Seyyal Taner - Kalbimi Affettim (Falling), Tanju Okan - Gözünde Yaşlarla (Goodbye My Love Goodbye), Tanju Okan - Her Gün Her Gece (Forever And Ever), Tanju Okan - Seni Sevdim Ben (Velvet Mornings), Tanju Okan - Sevince (My Reason), Zümrüt - Aşk ve Sen (Rain and Tears).


     Benim toparlayabildiğim 13 parça, Demis Roussos’tan alınıp, üzerine Türkçe söz yazılarak plak yapılmış. Vakti zamanında “aranjman” ismiyle uygulanan bu yöntem içinde Roussos en az alınan örneklerdendir ama o da haylice yapılmış. Bir dönemimize musallat olan ve ülkemizde beste yapanların yok sayıldığı uzun bir dönem... Bir ülkenin popüler de olsa sanatına yapılabilecek bir zulüm değildi de neydi!


     Demis Roussos’un ölüm haberiyle unuttuğumuz anıların dehlizine girdik ve içimizi bir Ege rüzgarı aldı. Koca cüssesi, ılık sesiyle komşumuzun ardından bu da böyle bir veda yazısı oldu. Çok teşekkürler sana komşu Demis amcamız, bizi tekrar çocukluk günlerimize götürdüğün için...


     Aydınlık Gazetesi - 31.01.2015, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5768067
Online Ziyaretçi Sayısı:18
Bugünlük Ziyaret :538

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.