16.04.2015 / Abdülkadir Elçioğlu (Aptülika) - Fado İle Hayatın Ta Kendisi

Branco, Cristina    


     “Fadonun Prensesi” diye de anılan Cristina Branco, İstanbul’a defalarca konsere gelmiş sevilen bir isim. “32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali” kapsamında 18 Nisan gecesi “MEB Şura Salonu”nda konser verecek.


     Portekiz ile özdeşleşen fado müziği acılı anlatımıyla bilinir. Portekiz halk müziğine 19. yüzyılda yerleşen fado, kaderci ve çaresizlik içeren sözleriyle bir ağıt niteliğinde görülse de günümüzde bunu değiştiren bir isim var. “Fadonun Prensesi” diye de anılan Cristina Brranco, fado müziği yapan müzisyenlerin aksine şiirsel yaklaşımıyla hayatın içinden hüznü de neşeyi de alıyor. Fadonun sadece acıyı ele almadığını hayatı anlattığını söyleyen sanatçı, fado’nun efsanesi Amalia Rodrigues’den sonra, O’nun izinden yürüyen günümüz temsilcilerinden biri olma özelliğini taşıyor.


     Ülkemizde de oldukça sevilen Cristina Branco, İstanbul’a gelip, konserler vermişti. Sanatçı bu seferde 18 Nisan gecesi, “MEB Şura Salonu”nda Ankara'lı müzikseverlerle ilk kez buluşacak.


     Gazeteci Olmak Hayalinden Fadoya


     Branco, son dönem fado müziğinin en önemli temsilcisi olsa da gençliğinde daha çok caz ve blues tarzlarıyla ilgilenen biriymiş. 18 yaşına kadar fado ile ilgilenmek ya da dinlemek bir yana O’nun merakını daha çok Billie Holiday, Ella Fitzgerald, Janis Joplin ve Joni Mitchell gibi müzisyenler cezbediyormuş. Herşey 18 yaşına geldiğinde, doğum günü hediyesi olarak dedesinin Amalia Rodrigues plağı vermesiyle başlamış. “Fadonun Kraliçesi” Rodrigues’i dinlemesi hem fado ile yüzleşmesine hem de bunun bir tutkuya dönüşmesine neden olmuş.


     Branco’nun, fado müziği ile tanışmasından sonra da müziğe profesyonel olarak girme gibi bir düşüncesi yokmuş. Üniversite eğitimini iletişim üzerine yaparken, ilerde gazeteci olmayı hedefliyormuş. Amatör bir merakla sürdürdüğü müzisyenliği Amsterdam’daki “Portekiz Kültür Merkezi”nde sahneye çıkışıyla profesyonel kariyere dönüşecekti. Bu ilk sahne deneyiminde şiiri öne çıkaran vurgusuyla fado yorumunda farklı bir bakış sunmasıyla ayrıcalık kazanıp, dikkatleri bir anda üzerine çekecekti.


     Fado İle Şiirin Buluşması


     Cristina Branco, bu önemli çıkışına rağmen hayal ettiği gazetecilik kariyerine atılmak için eğitimini sürdürmeyi seçse de 24 yaşında kendini müzik dünyasının içinde bulacaktı. Fadodan alışılageldik şekilde kederli bir tavır beklenirken, Branco’nun şarkılarında şiir ve hayattan zevk alma konuları görünecek ve bu da O’nun en büyük ayrıcalığını ortaya koyacaktı. Böylece 1998’de Hollanda konserinin kayıtlarından oluşan ilk albümü çıktı. Vokal, Portekiz gitarı, gitar, bas gitar ve piyano ile geleneksel fadoyu çağdaş bir bakışla ele alan Branco, “Murmúrios” adını taşıyan ikinci albümünde de Amalia Rodrigues ile özdeşleşen “Abandono” adlı şarkısını yeniden yorumlayarak bir anlamda rüştünü ispat edecekti.


     2000 yılında Branco’yu fado ile şairleri buluşturmasıyla görecektik. Maria Teresa Horta’nın bir şiirinden ismini alan “Post-Scriptum”den sonra Branco, “Cristina Branco Canta Slauerhoff” albümünde ünlü Hollanda’lı şair J. J. Slauerhoff’ın (1925-1976) şiirlerini fado ile buluşturacaktı. 2005 yılında çıkardığı “Ulisses” albümü fadoyu gelenekten kopardığı eleştirilerini getirse de, Branco’nun tam tersine bu geleneğin çağa uygun nefes alma refleksini sağlayacaktı. Albümde yer alan “Sete Pedaços de Vento” şarkısı da O’nun simgesi haline gelecekti.


     Cristina Branco, Portekiz’in geleneksel müziği fadoyu ele alırken ülkesinin insanının şiir ve romanla pek ilgilenmemesini gözlemleyerek bu tarza edebiyatı taşımayı hedeflemiş. Sanatçı böylece ünlü şairlerin şiirlerini hatta Shakespeare’ı bile fado ile sunmuş. Branco bununla da yetinmeyerek 2013 yılında çıkan 12. albümünde Portekiz edebiyatının çağdaş yazarlarının eserlerinden karakterleri işlemiş.


     Acıyı Değil Hayatı Anlatma


     Fado genellikle kaderci ve acılı bir yapıyla algılanır. Bu acılı ağıtların oluşturduğu hasret, acı ve çaresizlik temalarının aksine Cristina Branco, fadonun sadece dram ve acıdan ibaret olmadığını ortaya koyuyor. Fado’nun acıyı değil hayatı anlattığını vurgulayan sanatçı, acılı ve kaderci yaklaşımın yol açtığı mistik yanı reddederek, edebiyatçı duyarlılığıyla fadonun hayatı anlatan yanını ortaya koyuyor.


     “Fadonun Prensesi” diye de anılan Cristina Branco, İstanbul’a defalarca konsere gelmiş, sevilen bir isim. “32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali” kapsamında 18 Nisan gecesi “MEB Şura Salonu”nda konser verecek olan Cristina Branco, Ankaralı müzikseverlerle ilk kez buluşacak.


     Aydınlık Gazetesi - 16.04.2015, Perşembe




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5767410
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :129

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.