01.09.1970 / Cavidan Selek - Kaybolmuş Bir Akşam


    
Geçenlerde en yakın partisyonların nota yazılarını bir kurala bağlamak için Paris’te, tanınmış müzikçilerden meydana gelen bir kurul toplandı ve hiç bir sonuca ulaşamadan dağıldı. Bu tartışmalarla ilgili olarak Marc Pincherle “Kaybolmuş Bir Akşam” başlıklı eleştirisinde şunları yazıyor:

     “Geçen yıl, Almanya’da, en yakın nota yazısı ile ilgili bir eser yayınlandı. 35 avangard bestecinin partisyonlarından alınmış örnekler arasında güçlükle 5 ya da 6’sı, az çok yeni işaretlerle zenginleştirilmiş geleneksel nota yazısından yararlanmıştı. Geri kalanlarda her birinin kendine has işaretleri vardı. Ayrıca, aynı bestecinin bir kaç eseri söz konusu olduğunda her biri kendi özel kurallarını şekillendiriyordu.

     Örnek olarak alınan bu sayfalardan biri zodiak işaretlerini, bir başkası endüstriyel bir deseni, öteki anatomik bir kesiti, bir mikrop kültürünü, sürrealist bir görünüşü, mürekkep lekelerine benzeyen bir çocuk karalamasını düşündürüyor insana... Hiç mübalağa etmiyorum. Hatta Krivets’in, Logothetis’in, Moran’ın ya da Schnebel’in buluşlarını iyice göz önüne getirebilecek sözü bulmakta aciz olduğumu itiraf etmeliyim.

     Bu yepyeni yazı tarzlarından her birine bir kullanış reçetesi uygulanmak gerekli ki, bu da ayrıca sözlü açıklamalarla tamamlanarak bir anlam kazanabilir. Bütün bunlar uzman olmayan birisi için oldukça heyecanlandırıcı. Ben de, Raspail bulvarındaki ‘Öğrenciler ve Sanatçılar için Amerikan Merkezi’nin müzik bölümü tarafından yeni nota yazısı problemlerini tartışmak ve belki yapıcı bir sonuca ulaşmak için düzenlenen bir symposium’un çağrısını sevinçle kabul ettim.

     Boş ümit... Hiç bir şey yapılamadı. İkinci toplantıda bulunmayan Gilbert Amy’nin yerine tartışmaların yönetimini Jean-Charles François üzerine aldı. Fakat bu mükemmel piyanist, bir oyun yöneticisi oldu. Bir kenara çekilen André Boucourechliev ve Betsy Jolas konuşmadılar.

     Biz, Mauricio Kagel’in, Alman aksanına ve kültürüne sahip bu Arjantinli bestecinin uzun monologu ile yetinmek zorunda kaldık.

     Bu genç bestecinin eserlerini bazı eleştiriciler pek ciddiye alırken bazıları yalnız meydan okuma olarak görüyorlar. Kagel, John Cage ve Dieter Schnabel’le birlikte ‘Çalgı oyunlarının teatralizasyonu”nu öğütlüyor.

     Bu teatralizasyon, çalgıcıları hareket etmeye, konuşmaya, gıcırtı yapmaya zorluyor ve çalgıların tabiatına mümkün olduğu kadar aykırı tınılar elde edilmesini istiyor. Kagel’in gitar, arp, kontrabas ve vurma çalgılar için sonatında birinci vurucu büyük davul üzerinde yumrukla glisando yapmak ve bu hareketini bazı ek gürültülerle zenginleştirmek zorundadır. Sonra şöyle bir kayıt da var: ‘Bu gürültüyü ağız ile bir şşşş sesi ile çabuklaştırın ve öteki vurucuyu taklit etmeye başlayın. Vurun, vurun, şarkı söylerse söyleyin.’ Bu böylece sürüp gidiyor.

     Geçen akşamki toplantıda Kagel, şimdiye kadar yazılanların en zoru kabul ettiği viyolonsel için bir eserini açıkladı.

     Yorumcu, orada, yayı sol eliyle kullanıyor... Tabii bu ve daha bir çok yeniliklerin anlatılması, bugünün nota yazısını kapsayan problemin çözümüne hiç bir şey kazandırmadı.

     Uzun yıllar çalışarak bir konser tekniği yarattıktan sonra, çalgıcıların cambazhane tekniğine yönelmelerinin sanatımıza ne getireceği belli değil. Genç bestecilerin kullandıkları grafik yeniliklerin artması sonucunda, her eser, icracılar için yeni bir solfej çalışması gerektirecek. Buna göre, yeni eserlerden düzenlenmiş bir konser programında ne kadar eser varsa, bir o kadar öğrenilecek yazı sistemi var demektir. Makineler bunu yapabilir, ama etten ve kemikten yapılan müzisyen için bu, aklın almayacağı bir yorgunluk doğurur. Bu sistemlere göre yazılmış bir partisyonun okunması da, bir kaç küçük istisnayla akla uygun bir dinlemeye fırsat vermez.”

     “Türkiye Filarmoni Derneği”nin yayın organı olan “Ankara Filarmoni Aylık Müzik ve Fikir Dergisi”nden alınmıştır. - Eylül 1970, Yıl: 6, Sayı: 50, Sayfa: 25-26.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5791125
Online Ziyaretçi Sayısı:12
Bugünlük Ziyaret :1128

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.