01.03.1965 - Enver Kakıcı - 19uncu Ölüm Yılında Dr. Ernst Praetorius

Praetorius, Ernst

     1946 yılının 27 Mart günü orkestramızın pek kıymetli şefi Dr. Praetorius ebediyete göçüp gitmişti. Bu şahsiyeti memleketimizde tanımıyan (pek genç nesil hariç) yoktur. İsmini o zamanlar “Ankara Radyosu”ndan işitenler olduğu gibi, “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” konserlerinden yakinen hala tanıyanlar da pek çoktur. Dr. Praetorius, yaşının bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen memleketimizde daha pek çok yıllar orkestranın başında hizmet edecek kuvvette iken, ani bir ameliyat neticesinde 26 Mart’ı 27’ye bağlıyan gece, fani dünyadan, bizleri teessüre gark ederek aramızdan ayrıldı.

 

     Dr. Ernst Praetorius, 20 Eylül 1880 tarihinde Berlin’de doğmuştur. Umumi tahsilini bu şehirde yapmış ve profesör Ruebke’den kompozisyon dersleri almış, Fredlander, Fleischer, Stumpf ile müzikoloji tahsili yapmış ve Leipzig’de profesör Hilf ile keman çalışmıştır. Bundan sonra orkestra şefliğine başlamış ve Berlin’de, Kologn, Lepzig, Lübeck, Breslau’da orkestra konserleri idare etmiştir. Uzun müddet de Weimar’da opera şefliği yapmıştır. Bundan gayrı “Bruckner Cemiyeti”nin reisliğini yapmış ve Anton Bruckner’in bütün senfonilerini seri halinde bir kilisede kendi yönetiminde çaldırmış ve tanıtmıştır.

 

     Müteveffa Dr. Praetorius, 1935 yılının Ekim ayında, “Milli Eğitim Bakanlığı” tarafından “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” şefliğine angaje edilmiştir. Bu orkestramızda senelerce pek çok başarılı konserler idare etmiş, onbir yıla yakın bir zaman orkestranın terakki etmesine her bakımdan çok hizmeti olmuştur. Kendisi, çok zeki, duygulu, bilgili, enerjik ve disiplinli idi. Şeflik tekniğine hakkiyle vakıftı, kulağı ve hafızası çok kuvvetli idi. Fakat buna rağmen ezbere hiçbir eser idare ettiğini hatırlamıyorum. Zaten her eseri hemen hemen ezbere bilirdi ve ihtiyaten partisyon önünde dururdu. Provalarda ve konserlerde orkestraya, yanılıp yanlış bir işaret verdiği ve teknik bir hata yaptığı vaki değildir.

 

     Dr. Praetorius, orkestramızla memleketimizde birçok klasik, romantik, modern eserleri çaldırarak bizlere tanıtmıştır. Herhangi bir eseri prova yaptırmasında da pek usta idi, bu bakımdan da iyi bir pedagogdu. Kendisi keman, piyano ve org çalar; üfleme sazlarından, obuva ve fagot çalmasını da bilirdi. Memleketimizi çok sevmiş ve Türkçeyi çok güzel öğrenmişti, okur, yazar ve mükemmel konuşurdu.

 

     Orkestra kürsüsüne çıktığı zaman ciddi ve hakim bir vaziyet alır, değneğinin ucuna hepimizi cezbederdi. Bunun haricinde şakayı çok sever ve güzel espriler yapardı. Prova esnasında, müzisyenlerden birisi esnese, Dr. Praetorius, bu hareketi gözünden kaçırmaz, usul vurmasına devam ederken o müzisyene Türkçe “Geceniz hayır olsun efendim” derdi. Üstadın hususi meşguliyetlerinden birisi de saatçilikti, herhangi bir saati mükemmel tamir ederdi. Evinin salonunun duvarlarında birçok büyük, küçük ve antika nevinden muhtelif saatler asılı idi ve bunların hepsi de işler bir vaziyette idi.

 

     Dr. Praetorius, müzik bilgisinden her istiyene bol bol öğretirdi. Vazifesine düşkündü, velhasıl durup dinlenmeden çalıştı. Fakat ne çare ki ecel müsaade etmedi; ancak onu her zaman aramızda yad etmekle teselli bulmaktayız. Kendisi, ameliyattan sonra ölümünün yaklaştığını hissetmiş, yanında bulunan karısına, dini ve resmi hiçbir merasim ve çelenk yaptırılmamasını vasiyet etmişti. Arzusu yerine getirildi. Rüzgarlı, yağışlı, soğuk bir havada O’nu basit bir merasimle çok sevdiği Ankara’nın topraklarına gömdük. Bu büyük sanatkarın ondokuzuncu ölüm yılında hatırasını saygiyle anarken, toprağı bol olsun diyelim.

 

     “Ankara Filarmoni Aylık Müzik Dergisi”nden alınmıştır. - Mart 1965, Yıl: 1, Sayı: 6, Sayfa: 1.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5767102
Online Ziyaretçi Sayısı:17
Bugünlük Ziyaret :1503

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.