01.06.1965 / Fehamettin Özgüç - Bir Besteci * Bülent Arel

Arel, Bülent


    
23 Nisan 1919’da İstanbul’da doğmuştur. Daha beş yaşındayken pistonlu bir düdük yaparak müzikle birlikte mekaniğe olan ilgisini göstermişti. Fakat yedi yaşındayken başlatıldığı piyanoya ilgisizliği ortaokul birinci sınıftayken gördüğü bir Chopin filmine kadar sürmüştü. O zamandan sonra ancak hafta aralarında evde çalışabildiği piyano ve okulda verilen dersler de O’na pek fazla birşeyler sağlıyamamıştı. Babasının işi dolayısile geldikleri Ankara’da ise düzenli dersler aldı, iyi bir piyanist ve çok kültürlü bir müzikçi olan Eduard Zuckmayer’le tanıştı ve bu yoldaki yetişmesinde O’nun büyük yardımını gördü. İlk bestesi o sıralarda ailenin beş çocuğu için oluşturduğu “Dans” ve annesine adadığı “Ninni”dir. Sonra yine babasının işi dolayısile Bursa’ya taşındılar. Bursa’daki canlı müzik hayatı O’nun da çeşitli etkinliklere katılmasına yardımcı oldu. Lise öğrenimi yanında sıkı olarak da piyano çalıştı. Bir yandan da beste denemeleri yapıyor ve Zuckmayer’e gönderiyordu. Bir ara meslek seçme bakımından yine kendi kendisiyle çelişti. Uçak mühendisi olmak istemesi, lise son sınıfındaki felsefe gibi konuların O’nu ruhsal bir değişime götürmesi, aşık olması, çabuk bir meslek sahibi olma düşüncesiyle hukuk fakültesine girişi ve sonuçta gerçek sevgisinin müzikte olduğunu anlıyarak konservatuvara başvurması ve giriş sınavını kazanışı... Yıl 1940’dır. “Ankara Devlet Konservatuvarı”nda Ferhunde Erkin’den piyano, Necil Kazım Akses’ten de kompozisyon dersleri aldı. Praetorius’la orkestra yöneticiliğine çalıştı. Radyo konserlerine ve opera bölümündeki arkadaşlarının ansambl provalarına katıldı. Konservatuvardaki ilk eseri 1941’de yazılan viyola ve piyano için sonatinidir. Bu öğrencilik yıllarının diğer eserleri ise “1. Senfoni”, üfleme çalgılar için divertimento, yaylılar için iki dörtlü, piyano çeşitlemeleri ve piyano için daha birçok parçalar. Birkaç koro eseri de yine bu yılların ürünüdür. 1947 yılındaki yaylılar ve timpani için passacaglia ve üçlü füg; sonraları “2. Senfoni”sine başlangıç bölümü olarak koyduğu bir konser uvertürü ile “piyano ve orkestra için konsertant-parçası” konservatuvarı bitiriş sınavı için yazdığı eserlerdir. İlk resmi görevi olan “Yeşilköy Bale Okulu”ndaki müzik öğretmenliği ve korepetitörlüğü yanında “İstanbul Konservatuvarı”nda solfej ve armoni öğretmenliği de yaptı. “Eski Danslar Süiti” ve bazı piyano parçaları da o yılların ürünüdür. Sonra bu bale okuluyla birlikte Ankara’ya geldi. Konservatuvardaki görevi yanında “Ankara Radyosu”nda ses uzmanlığında bulunduğu sırada “Unesco”nun açtığı bir kurs, elektronik müziğe olan ilgisini uyardı. Bir ara plastik sanatlara da merak sardı ve başarılı bir mobil soyut resim ve konstrüksiyon sergisi açtı. 1958’deki “Ankara Müzik Festivali”nde çalınan birçok eserleri arasında “Elektronik Ton Jeneratörü ve Yaylılar Dörtlüsü için Müzik”i O’na yeni ufuklar açmıştır. Bir yıl sonra “Columbia Princeton Üniversitesi Elektronik Merkezi”nde çalışma olanağını elde etti ve üçbuçuk yıldan çok Amerika’da kaldı. Orada ünlü elektronik müzik bestecisi Ussachevsky’nin asistanlığını yaptı ve 1962’de yurda döndü. Bu arada “Ankara Radyosu Madrigal Korosu”nu yönetmiş, “Devlet Konservatuvarı”nda form dersleri vermiş ve “İl Radyosu Program Müdürlüğü”nde bulunmuştur.

 

     Arel, ilk eseri saydığı “Beş Dans ve Ninni”sinde henüz “Viyana Klasikleri” etkisindedir. Sonra Max Reger, Faure, Ravel, Auric, Poulenc, Stravinski ve Hindemith tarzındaki çalışmalar ve etkiler üzerinden atonal ve onikiton müziğine yönelmiştir. Bu bölümlemeyi kendisi de çağın “Fransız modernleri, Neo-klasik tarzın etkisi, Arılaşma ve Onikiton devresi” olarak belirtiyor. Sözgelimi “1. Senfoni”si yeni-klasik tarzının, “Piyano İçin Çeşitlemeleri” arılaşma devresinin ve “Yaylı Çalgılar İçin Altı Bagatel”i de oniki ton müziğinin örnekleridir. Fakat arada bu yöntemi balet müziği gibi kolay etkiliyebilmesi istenen müzik türleriyle, sahne müziklerinde kullanmamıştır. Arel, oniki ton beste yönteminden sonra değişik ve karışık çalışmalar yapmıştır. Sözgelimi “Elektronik Ton Jeneratörü ve Yaylılar Dörtlüsü İçin Müzik”i, “Solo Viyola İçin Müzik”i, “Gitar, Tenor ve Yaylılar Dörtlüsü İçin İlhan Berk’in Beş Sonneti Üzerine Müzik”i bu değişik çalışmalarının yankılarıdır. Bazı eserleri ayrı tutulursa Amerika’da yalnız elektronik müzik üzerine çalıştı ve eserler oluşturdu: “1 Numaralı Elektronik Müzik”, “Kafka’nın Duruşma Piyesi İçin Sahne Müziği”, “Kısa Etüdler”, “Wall Street Etkileri”, “Kısa Etkiler”, “Prelude ve Postlude”, “Stereo Elektronik Müzik” başlığını taşıyan eserler bunlar... Yurda döndükten sonra icra edilemeyen “Gymnopedie” bale müziğiyle “Bulvar” adlı müzikli oyununu besteledi. Bu son eseri için çeşitli düşüncelere karşı “Bir bestecinin değeri şu veya bu eserle düşmez” diye kendini savunan besteci 1959’da da bir gazetecinin yazış tarzıyla ilgili sorusuna da şöyle karşılık vermişti: “Ana fikrin doğması tamamen tabii bir hadisedir. Önce insanda bir istek peyda olur. Ekseriyetle birçok fikir bir arada gelir. En müşkül mesele bunlardan birini seçmektir. Bu fikri tatmin edici bir şekilde yazdıktan sonra, besteci ancak o fikrin gerektirdiği gelişme şeklini sezmeye çalışan bir çeşit medyum haline geçer. Artık besteci esere değil, eser besteciye hakim durumdadır. Bunlar an’ane içinde kalan sanatçılara ait değildir.” Elektronik müzik yazışındaki nedenleri de şöyle sıralıyor: “Yaşayan bu müzik, gelişim zinciri halkalarından biridir. İnsan zevkinin gelecekte o tarafa daha çok yöneleceğine inanıyorum. Sonra o, günümüzün bestecisini karşılaştığı icra güçlüklerinden koruyor, istediği icra niteliklerini sağlıyor, çalgı partileri yazmak vb. gibi bestecinin birçok işlerini de kolaylaştırıyor.”

 

     “Ankara Filarmoni Derneği”nin yayın organı olan “Ankara Filarmoni Aylık Müzik ve Dergisi”nden alınmıştır. - Haziran-Temmuz 1965, Yıl: 1, Sayı: 9-10, Sayfa: 5-7.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5785711
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :991

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.