10.02.2017 / Halil Mirza Tezkan - Muhafazakarlığın 50 Tonu!

Karanlığın 50 Tonu


     Kötü bir film, üstelik başarısız bir uyarlama ve cinsel muhafazakarlık propagandası izlemek sizin hak ettiğiniz sinema değil.

 

     Kuraldır: dünyada muhafazakarlık arttıkça her alanda sınırların kaybolduğu durumlar yaşanır. Toplumsal çöküşün habercisi, hatta tetikçisi diyebiliriz, muhafazakarlık için. Batı ve “öncüsü” ABD’de muhafazakarlık arttıkça ve yayıldıkça ahlak, etik, yasal sınırlamaların zorlandığını, hatta giderek kaybolduğunu görüyoruz.

 

     Kural sinemada da işliyor: “Hollywood”un en “sıradışı” filmleri Batı dünyasında muhafazakarlığın yükseldiği dönemlere rastlar. “Grinin 50 Tonu” fenomeni de bu çerçevede ele alınmalı. Kadının aile içi rolünde “ücretli kölelik” döneminden, gönüllü fahişelik dönemine geçtiğini vurgulayan, hatta pompalayan kitap üçlemesi elbette her “Hollywood” yapımcısının ağzını sulandıracaktı.

 

     Nitekim ilk film “Grinin 50 Tonu” küresel çapta neredeyse % 1000’e varan bir getiri elde edince, işin “doğası” gereği, önce yapımcılar birbirine düştü! Neyse ki, büyük patronu değiştirerek ve yazarın payını yükselterek “sorun”u çözdüler ve yine karşımızdalar: “Karanlığın 50 Tonu!”

 

     “Karanlığın 50 Tonu” bir devam filmi olmasına rağmen, ilkindeki “cesaretin” temkinli ve özdenetimli bir anıştırması ile kitabı görselleştirmekten feragat etmiş... Dahası neredeyse “özet geçen” bir filmle karşı karşıya olduğumuzu daha ilk bölümde anlıyoruz. Senaryoyu yazarın eşinin yazmış olması, ilk duyduğumuzda, bizi serinin ilk filminden daha başarılı bir uyarlama beklentisi içerisine sokarken, filmi izledikçe görüyoruz ki, “aile katkısı” filmi tam tersine kitaptan uzaklaştırmış.

 

     Büyük olasılıkla, filme para koyan büyük yapımcıların da endişeleri göz önüne alınarak, “Karanlığın 50 Tonu” seyirciyi imrendirecek cinsel fantezileri “sözel” alana hapsedip, “parasının sınırını bilmeyen zengin züppeyi, fakir kız nasıl dize getirir” hikayesine odaklanmış. Bu noktada da, Anastasia Steel’in yaptığı pek bir şey yok, diyebiliriz. Anastasia “hayır” dedikçe, fiyatı yükseltmeyi sevgi gösterisi sanan ve uygulayan, üstelik başarılı da olan (!) bir Christian Grey izliyoruz perdede.

 

     Elbette, filmin kitaptan uzaklaşması değil tek sorun. Christian Grey’in düşen helikopterden sağ kurtulmuş olmasını, kaza yerinden yüzlerce kilometre uzaktaki evine girişi ile TV spikerinin aynı anda anons etmesi gibi sıradan bir sinema öğrencisinin dahi yapmayacağı “şaka mı bu?” dedirten saçmalıklarla birlikte, oldukça başarısız bir sinematografi denemesi “Karanlığın 50 Tonu”.

 

     Şurası gerçek: üçlemeyi okuyanların ve kısmen de bir önceki filmi izleyen 875 bin kişinin içerisinden, “Karanlığın 50 Tonu” filmini merak edenler olacaktır. Özellikle de onlara seslenerek bitirelim film yazımızı: Filmi izlemek için vereceğiniz kuruşa değmez. Kötü bir film, üstelik başarısız bir uyarlama ve muhafazakarlık propagandası izlemek sizin hak ettiğiniz sinema değil.

 

     Karanlığın 50 Tonu (50 Shades Darker)

     Yönetmen: James Foley

     Senarist: E. L. James’in romanından Niall Leonard

     Besteci: Dana Sano, Danny Elfman

     Görüntü Yönetmeni: John Schartzmann

     Oyuncular: Dakota Johnson, Jamie Dornan, Marcia Gay Harden, Rita Ora, Kim Basinger, Luke Grimes, Victor Rasuk

     ABD, 2017, 104 dakika, İMDb: 4.2


     Aydınlık Gazetesi - 10.02.2017, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5785155
Online Ziyaretçi Sayısı:30
Bugünlük Ziyaret :936

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.